Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili tarafından, müvekkili şirkete ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, davanın süresinde açıldığı, imzaya itirazın incelenmediği, verilen kararın hatalı olduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan yetkiye, imzaya ve borca itiraz talebine ilişkindir....

Başka bir anlatımla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen/gönderilecek ödeme emri, borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir/verecektir.(Bkz.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2016/11983 E. 2017/4022 K.) İcra takip dosyasının yetki itirazının kabulü ve akabinde gönderilmesi ile yetki alanımız içinde bakılacak bir icra dosyası kalmadığı, yetkinin ilk önce ele alınması gerektiği anlaşıldığından, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına'' karar verildiği görülmüştür....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süre yönünden reddi gerektiğini, borçlu birden fazla ise icra takibinin borçlulardan birisinin yerleşim yeri icra dairesinde başlatılabileceğini, davacı borçlu ve üç diğer borçlunun yerleşim yerinin Bakırköy olduğunu, kambiyo senedini düzenlemiş olan müteveffa borçlunun yerleşim yeri Beylikdüzü olsa da kendisinin vefat etmiş olması sebebiyle borç ve icra takibi kendisinin mirasçılarına yöneltildiğini ve takip borçlusu mirasçılardan T1 yerleşim yeri adresi olan Bakırköy'de yani yetkili icra müdürlüğünde açıldığını, davacının borca ve imzaya itirazı tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, müteveffa borçlu Abdullah Hakan Göl tarafından verilen senede istinaden yapılan takipte, borçlunun imzaya ve çelişir şekilde borca yaptığı itirazının maddi ve hukuki bir temeli olmadığını savunarak davanın reddine ve imzaya ve borca itiraz nedeniyle lehlerine icra inkar tazminatına ayrı ayrı hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

a diğer davalılar kefaletiyle kredi kulllandırıldğını, bunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, icra dairesine verdikleri dilekçe ile yetkiye borca ve imzaya itiraz ettiklerini, yetki itirazından vazgeçtiklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere, Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporlarına göre, davaya konu genel kredi taahhütnamesindeki imzanın davalı ... Bayramoğluna ait olmadığı gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2021 NUMARASI : 2021/172 ESAS - 2021/625 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, senet üzerinde imzanın müvekkiline ait olmadığını, borca ve imzaya itiraz ettiklerini söyleyerek itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2019/605 ESAS - 2021/454 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, takibe konu bonoda düzenleme yeri olmadığından kambiyo vasfında olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin çift imza ile temsil edildiğini, takibe konu bonoda ise tek imza bulunduğunu, imzaya, borca ve takibin ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini istemiştir....

    Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, kambiyo şikayeti ile birlikte imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına da itiraz ettiği halde mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle, borçlunun imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına itirazları da incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...

      Diğer taraftan İİK'nın 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi süresinde yapılan şikayet veya itiraz halinde takibin dayanağı olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olup olmadığını veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip olup olmadığı hususunu resen incelemek zorundadır. Somut durumda takip dayanağı senet metninde "bono" veya "emre muharrer senet" ibarelerinden biri yer almadığından bono niteliği taşımadığı görülmektedir. Bu durum karşısında ilk derece mahkemesince İİK'nın 170/a maddesi gereğince süresinde açılan imzaya ve borca itiraz davasında dayanak senedin bono niteliğinde olmadığının tespiti ile takibin iptali kararında HMK'nın 26. maddesine ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

      Yukarıda belirtilen nedenlerle, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi tespit edilerek usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre yetkiye, imzaya ve borca itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa, öncelikle borçlunun yetki itirazı ve sonucuna göre diğer itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup (Yargıtay 12....

      UYAP Entegrasyonu