Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, tasarrufun iptali davalarının, genel yetki kurallarına göre HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesinde görüleceği, davalılar birden fazla ise dava, davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği anlaşılmakla süresinde yetki itirazında bulunan davalının yerleşim yerinin Osmaniye olduğu, davanın davalının yetki itirazı nedeniyle Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... vekilinin yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, davalı ... ve davalı ... arasında yasa gereği zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, yetki itirazının aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerektiği, davalı ... tarafından usulüne uygun olarak yapılan bir yetki itirazı bulunmadığı, bu nedenle davanın açıldığı ilk mahkeme olan Malatya 7....

    Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde, İİK'nın 79 ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnaları düzenler. İİK'nın 79. maddesi gereğince haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus, kesin yetki kuralı olup mahkemece re'sen uygulanmalıdır. Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK'nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz....

      Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacı ilçe kaymakamı olup, bağlı köylerden birinde taşınmazı bulunan davalının muhtar ve bazı köylüleri İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Valilik makamına şikayeti sırasında, şikayet dilekçesinde kendisi hakkında da belirlemelerde bulunduğunu, iftira attığını ve kişilik hakkına saldırıldığını belirterek 10.000 TL manevi tazminat istemiştir. Davalı taraf, yetki itirazı ve zamanaşımı definde bulunmuş, bahçelerindeki ağaçların usulsüz olarak muhtarca kesildiğini, yakınlarına saldırılarak kötü muamelede bulunulduğunu, kamu görevlilerinin görevinin hatırlatıldığı, davacıya yönelik beyanda bulunmadığını, sözlerin davacıya matuf olmadığını, olsa bile bu hususun manevi tazminatı gerektirmediğini savunmuştur....

        Dairemizin bozma kararından sonra mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmeyip “davalı tarafça yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ile usulsüz tebligatlara binaen yapılan tüm işlemlerin yok hükmünde sayılmasına” şeklinde hüküm kurulduğu ve yetki itirazı hakkında da karar verildiği görülmüştür. Öte yandan yetki itirazı hususunda kurulan hükmün incelenmesinde, mahkemece yetki itirazının kabul edildiği görülmüş ise de; “mahkemenin yetkisizliğine” şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, yine icra dosyasının yetki itirazında bulunan davacı borçlu yönünden tefriki ile yetkili ve görevli icra dairesine gönderilmesi gerekirken tefrik edilmeksizin tüm dosyanın gönderilmesi sonucunu doğurabilecek doğrultuda hüküm kurulması da isabetsizdir....

          Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 68. maddesi gereğince borçlunun borca ve yetkiye itirazlarının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece alacaklının talebi ile bağlı kalınarak öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verildikten sonra, yetki itirazı yerinde değil ise diğer itirazların incelenmesi suretiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddine karar verilmesi gerekir.Somut olayda, mahkemece borçlunun icra dairesine yaptığı yetki itirazının yerinde olduğu kabul edilmiş olduğundan, alacaklının yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, alacaklının ilamsız takipte itirazın kaldırılmasını talep ettiği gözardı edilerek borçlunun icra mahkemesinde yetki itirazı varmış gibi yetki itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi isabetsizdir.SONUÇ:Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının...

            İİK'nin 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3.kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan vezorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi Kanun gereğidir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda davalı 3. kişi ... vekili müvekkilinin yerleşim yerinin ... olduğunu belirterek süresi içinde yetki itirazında bulunmuş ise de davalı borçlunun yetki itirazı olmadığından davalı 3. kişi ... vekilinin yetki itirazının reddine karar verilerek davanın esasının incelenmesi, taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli değildir....

              Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir...” şeklindeki düzenlemeye göre, temyiz eden meslek birliklerinin şikayet ve katılma dilekçelerine ekledikleri belge ve delillerin incelenmesi sonucunda; Şikayetçi MÜYAP Meslek Birliği ile yapımcı şirketler arasında üyelik ve yetki belgesinin mevcut olduğu ancak suça konu eserlerin hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerin şikayet ve temsil haklarını, adı geçen meslek birliğine veya şirketlere devrettiğine dair hukuken geçerli ve yeterli belgeleri kanuni süresi içinde dosyaya sunamadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak, şikayet eden Meslek Birliği vekilinin TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 13/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir...” şeklindeki düzenlemeye göre, temyiz eden meslek birliklerinin şikayet ve katılma dilekçelerine ekledikleri belge ve delillerin incelenmesi sonucunda; Şikayetçi ... Meslek Birliğinin... Müzik ......

                  Somut olaya gelince; Dosya içerisinde şikayet olunan borçlu...Tekstil Mensucat San ve Tic A.Ş. vekili Av. ... ve Av. ...’in vekaletnamesi ya da usulünce düzenlenmiş yetki belgesi bulunamamıştır. Açıklanan nedenle eksiklik giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. S 0 N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.12.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    Maddesinde" Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır. Dosya kapsamından, davacı banka ile davalı arasında imzalanan sözleşmeye istinaden davacı bankanın, kredi kullandırılması nedeniyle tahsil edilen dosya masrafının20/08/2013 tarih ve 2013/2386 sayılı kararı ile iadesine karar verilmesi üzerine, davacı bankanın Söz konusu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu İddiasıyla, ptali için dava açtığı, davalının herhangi bir yetki itirazında bulunmadığı anlaşılmıştır. Alacak davalarında yetki, kesin yetki kuralı olmayıp tarafların süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmaları halinde mahkemece dikkate alınabilecektir....

                      UYAP Entegrasyonu