Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, sözleşmeye konu iş makinesinin geç teslim nedeni ile eldeki davayı açmıştır.Davalı yetki itirazı ile birlikte davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını savunmuştur.Mahkemece, davalı yana dava dilekçesinin 11/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yetki itirazını 04/09/2014 tarihinde yaptığı nazara alınarak süresinde yetki itirazında bulunmayan davalı yanın yetki itrazı reddedilmiştir.Ne var ki, 6100 sayılı HMK' nun 104/1. maddesine göre adli tatile tabi olan dava ve işlerde bu kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa bu süreler ayrıca bir karara gerek kalmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. Bu hükme göre davalının 4.09.2014 tarihinde yaptığı yetki itirazı süresindedir....

    HMK'nun 17. maddesinde düzenlenen yetki kuralı kesin olmadığından dava şartları arasında sayılmamıştır. (HMK md. 114). Bu itibarla mahkemece re'sen gözetilemez. Çünkü, aynı kanunun 19/2. maddesi hükmüne göre; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." HMK'nun 19/4 maddesinde ise; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davalının yetki itirazı bulunmamaktadır. Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler gözetilmeksizin somut olayda davalının yetki itirazı bulunmadığı ve kesin yetki durumu da söz konusu olmadığı halde re'sen yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      Somut olayda; takibin İstanbul İcra Dairesi'nde başlatıldığı, borçlunun icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde ikamet adresinin Amasya olduğu açıklamasıyla yetki itirazında bulunduğu, ancak yetkili icra dairesini açıkça belirtmediği anlaşıldığından, usulüne uygun ve geçerli bir yetki itirazı söz konusu değildir. Bu durumda yetki itirazı dikkate alınmayacağından ve takibin durması sunucunu da doğurmayacağından alacaklının yetki itirazının kaldırılmasını talep etmesi fuzuli bir başvurudur. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı nedenlerle reddedilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının yetki itirazının kaldırılması talebinin, borçlunun geçerli bir yetki itirazı olmadığından reddine, davacının sair istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından hükmün tamamı ve yetki itirazının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkek usulünce yetki ilk itirazında bulunmuş, mahkemece tarafların yetki itirazına yönelik delilleri sorulup toplanmadan yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece hadise şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....

        Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir...” şeklindeki düzenlemeye göre, temyiz eden meslek birliklerinin şikayet ve katılma dilekçelerine ekledikleri belge ve delillerin incelenmesi sonucunda; Şikayetçi ... Meslek Birliği ile yapımcı şirketler arasında üyelik ve yetki belgesinin mevcut olduğu ancak suça konu eserlerin hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerin şikayet ve temsil haklarını, adı geçen meslek birliğine veya şirketlere devrettiğine dair hukuken geçerli ve yeterli belgeleri kanuni süresi içinde dosyaya sunamadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak, şikayet eden Meslek Birlikleri vekilinin TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 29/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Özel Dairece davalının ileri sürülen yetki itirazının bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerekliliğinden bahsedilerek karar bozulmuş ise de; yerel mahkemece davalının yetki itirazı 17.12.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında “…Süresi içerisinde yapılmış yetki itirazı olduğu görülmekle ön sorun olarak incelenmesine geçildi,…” şeklinde ön sorun olarak ele alınmış, hazır bulunan taraf vekilleri dinlenmiş, bu yöne ilişkin deliller değerlendirilerek “…Davanın davacı yerleşim yeri olan Isparta Aile Mahkemesinde açıldığı TMK 168 maddesi uyarınca mahkememizin yetkili bulunduğu sonucuna varılmakla yetki itirazının reddine karar verildi,…” şeklinde yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Bu hâliyle mahkemece yetki itirazının ön sorun olarak usule uygun şekilde incelendiği anlaşılmaktadır. 18....

            ın açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun, 2686 sayılı Kanunun 24'üncü maddesi ile değişik 124'üncü maddesinde, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına, il özel idare vergileri hakkında valiliğe ve belediye vergileri hakkında belediye başkanlığına müracaat edebilecekleri; 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24'üncü maddesinin 1'inci fıkrası (j) bendinde de, Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlere karşı açılacak iptal davalarının, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görüleceği belirtilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Vergi Uyuşmazlıklarında Yetki" başlıklı 37'nci maddesine, 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4001 sayılı "İdari Yargılama Usulü Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi...

              Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar dayalı tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 19/2. maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir. HMK'da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer....

                Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacının, vekâlet ücretinin davalıdan tahsili istemiyle dava açtığı, davada kesin ve özel yetki kuralı ve davalı tarafından yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığı, ancak İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesince re'sen yetkisizlik mahiyetinde karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın, yetki itirazında bulunulmaması nedeniyle, yetkili hale gelen İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/04/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  İcra Müdürlüğü'nün 2016/21 Talimat) sayılı dosyasından işlem yapılarak ... plaka sayılı aracın kaydına İcra Satış Şerhi işlenilerek tescilinin ihale alıcısı adına yapılmasına karar verildiği, ilgili işlemin kaldırılması talebiyle şikayet yoluna başvurulduğu, şikayet konusu işlemin icra müdürlüğü tarafından yapılan işlemi şikayet olduğu, asıl icra dosyası Mersin İcra Müdürlüğü'nde olduğu, Kayseri İcra Müdürlüğü'nün talimat gereği işlem yaptığı, şikayetin o yer mahkemesince incelenmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde İİK'nın 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır....

                    UYAP Entegrasyonu