Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 16.04.2012 gün 2012/902 Esas 2012/2872 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayet olunan vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, borçlu şirket hakkında takibe geçtiklerini ve icra müdürlüğünce yapılan sıra cetvelinde, şikayet olunan idarenin haczinin daha önce olduğu gerekçesiyle, haczedilen aracın satım bedelinin şikayet olunan idareye ödenmesine karar verildiğini, oysa ki müvekkilinin alacağının imtiyazlı işçi alacağı olduğunu ileri sürerek, sıra cetveline itiraz etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda şikayetin reddine karar verilmiş, şikayetçi vekilinin temyiz itirazı üzerine mahkeme kararı Dairemizin 16.04.2012 gün 2012/902 Esas 2012/2872 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK'nın 17. maddesinde düzenlenen yetki kuralının kesin yetki değil, münhasır yetki olduğunu, kesin yetki hallerinin, HMK'da açıkça düzenlenmiş olup, hukukun temel prensibi gereği kısıtlayıcı hükümlerde kıyas yapılamayacağını, Yargıtay'ın pek çok kararında belirtildiği üzere, aksi kararlaştırılabilen bir durumun kamu düzeninden olamayacağını, bu nedenle, Yargıtay'ın da yerleşik içtihadına göre yetki itirazında bulunulmadığı takdirde resen nazara alınmasının mümkün olmadığını, aynı şekilde, borçlu/davalı yetki itirazında yetki sözleşmesine dayanmamışsa yine yetki sözleşmesinin dikkate alınmayacağını, geçerli bir yetki itirazının bulunmadığını, sözleşmedeki yetki itirazının resen nazara alınmasının mümkün olmadığını, borçlu/davalının ortada bir yetki sözleşmesi olduğunu bilmesine rağmen icra müdürlüğüne yaptığı yetki itirazında, ikametgahının Beykoz/İstanbul olduğunu söyleyerek, icra takibinde İstanbul Anadolu İcra...

    Bu nedenle yetki itirazı süresindedir. Davalı koca usulünce yetki itirazında bulunmuştur. İtirazın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 187/2. maddesi gereğince yetki itirazı bir ilk itiraz olup Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi uyarınca hadise ( HUMK. md. 222 vd.) şeklinde incelenmesi gerekir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK. md. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK. md. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece hadise şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....

      Zira, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununda yetki sözleşmesinin kimler arasında yapılacağı belirtilmediği için yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde taraflar istedikleri mahkemeyi yetki sözleşmesi ile yetkili kılabilmektedirler. Olayda, ... Sulh Hukuk Mahkemesi; tarafların yetki ilk itirazı ileri sürmemelerine karşın re'sen yetkisizlik kararı vermiştir. Kiralanan taşınmaza ilişkin açılan davalarda, sözleşmede yetkili mahkeme belirlenmiş olsa dahi yetki itirazı, bir ilk itiraz olarak ileri sürülebilir; mahkeme yetkisizliğini kendiliğinden (re'sen) nazara alamaz. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, tamamı yönünden, davacı kadın tarafından ise, tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkek cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunmuştur (HMK m.19/2). Kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup (6100 s. HMK m. 116/1-a) bu husus, mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır (6100 s. HMK m. 117/3). Ön sorunun incelenme yöntemi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Hakim, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder (6100 s. HMK m. 164/3). Davalının yetki itirazı mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlandığı gibi yetki itirazı hakkında verilen ara karar da davalıya tebliğ edilmemiştir....

          İcra Dairesi'nin 27.05.2021 tarihli kararında vekalette icra dairelerinde işlem yapılmasına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı gerekçesiyle yetki olmadığından takibe yapılan itirazın reddine karar verildiğini, itiraz, kabul olmadığı için takip devam etmiş olup müvekkilinin hesaplarına bloke konulduğunu, şirketin çalışamaz durumda olduğunu, dilekçenin önce kabul edilip, daha sonra vekalette yetki yok diyerek kabul etmemenin telafisi mümkün olmayan zararlara yol açtığını, müvekkili firmanın yetki verdiği eşinin aynı yetki ile daha önce defalarca icra daireleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli işlem yaptığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Şikayet, 27/05/2021 tarihli memur işleminin iptali istemine ilişkindir. İİK’nun 58/3. maddesine göre alacağın Türk parası ile tutarının takip talepnamesinde gösterilmesi zorunludur....

          Davalının yetki itirazı hadise şeklinde incelenmeksizin davalı tarafın katılmadığı 19.02.2015 tarihli duruşmada reddedilmiş, yetki itirazının reddine ilişkin ara karar da davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece hadise şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili, İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itirazı yanında, takip dayanağı ipoteğin teminat ipoteği olup, alacağın miktarının belli olmaması nedeniyle ilamlı takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece; şikayetin ve yetki itirazının süre yönünden reddine karar verilmiş hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun yetki itirazı ve tebligat usulsüzlüğü şikayeti nedeni ile tebliğ tarihinin 22/11/2014 olarak düzeltilmesine karar verildiği bunun üzerine borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce 16/12/2014 tarihli karar ile 22/11/2014 tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı vekilince icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılmasına dair verdiği bu kararın şikayet konusu yapıldığı mahkemece şikayetin kabul edilerek icra...

                Daha önce muteriz borçlunun yetki itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nin 169/a-5. maddesi uyarınca bu kabul kararı ile takip onun yönünden durmuş olup duran takipte de (yetki itirazının kabulüne karar verildiği 05/06/2009 tarihinden itibaren) zamanaşımının işlemeyeceği açıktır. Diğer taraftan takip tarihi olan 05/03/2009 ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği 05/06/2009 tarihi arasındaki dönemde de 6 aylık zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır. O halde mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının reddi ile yenileme işleminin kaldırılmasına dair şikayetinin esastan incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu