Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/725 esas sayılı dosyasından konkordato talebinde bulunması nedeni ile Adana 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/530 esas 2019/602 karar sayılı kararı ile takibin iptaline karar verildiğini, konkordato talebinden vazgeçen borçlu lehine verilen tedbir kararının kaldırılmış olması nedeniyle yeniden icra takibine başlanıldığını, daha önceden aleyhine icra takibi başlatılan borçlunun imzaya ve borca itiraz etmeyip aleyhine yeniden icra takibine başlanılması ile hiçbir yasal geçerli belge sunmadan imzaya ve borca itiraz etmesi ile mahkemece icra takibinin teminatsız olarak durdurulması ile emeline ulaştığını belirterek davanın reddine, kötü niyetli borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına, haksız imza itirazı nedeni ile %10 para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

a ait olmadığını ve imzasının taklit edildiğini, takibe konu olan çekin alacaklı tarafından bankaya ibrazı üzerine "İşbu çekin keşideci imzası banka kayıtlarındaki imza ile uyuşmadığından işlem yapılamamıştır. 31.08.2021" şeklinde açıkça imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiğini, çekteki imza müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığından imzaya itiraz ettiklerini, müvekkili şirket yetkisi tarafından söz konusu çeke ilişkin olarak Siirt C.Başsavcılığı'nın 2021/6340 soruşturma sayılı dosyası üzerinden müşteki sıfatıyla çekleri çalan veya çeki bulduğu halde çek sahibine teslim etmeyen kişi veya kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, icra takibine itiraz etmeleri ve alacaklıya karşı icra takibine itiraz (yetki ve imzaya itiraz) davası açılmış olduğundan itiraz ve davalar sonuçlanıncaya kadar teminatın tedbiren alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMES TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2017/520 ESAS, 2021/542 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine İstanbul 25. İcra müdürlüğünün 2017/27835 e sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, senetlerin müvekkili tarafından imzalanmadığını, imzanın sahte olduğunu, bu nedenle takibe konu alacağın tamamına ve ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek imzaya ve borca itirazın kabulüne, takibin iptaline , davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya ve borca itirazın yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra 24.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu hususların gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır....

      YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itirazın reddine, yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilere itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Somut olayda; alacaklı tarafından, takip dayanağı herhangi bir belge ibraz edilmeden takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emri ekine de takip dayanağı belgenin eklenmediği, borçlunun, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği, iş bu itirazın kaldırılması davasında alacaklının dava dilekçesi ekinde icra mahkemesine sunduğu belgenin borçluya tebliği üzerine, borçlunun verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, alacaklı tarafından sunulan belge altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının itirazın kaldırılması için sunduğu belge mücerret borç ikrarını içeren adi senet niteliğinde ise de, takibe dayanak belge ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinden, borçlunun belgedeki imzasını ikrar etmiş olduğu sonucuna varılamaz....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/506-523 sayılı kararı ile senet aslının icra müdürlüğü kasasında olmadığından ödeme emrinin iptaline, sair itirazların incelenme dışı bırakılmasına şeklinde karar verildiği ve bu karar üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçlulardan ...'a 12.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ... adına çıkan tebligatın ise iade edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 58-61. maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlular süresinde imzaya ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçluların borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki; İcra Hukuk Mahkemesi 2014/506-523 sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair itirazlar da incelenmemiştir....

          teamül halini alan bu uygulamaya göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca borçlu şirket T1'nin senetlerden dolayı sorumluluğunun bulunduğunu beyanla haksız yere imzaya ve borca itiraz eden borçlunun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Bu itibarla, davacı tarafın istinaf başvurusu incelenmeksizin, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının dava dilekçesinde yetki itirazı dışında borca da itiraz ettiği anlaşılmakla, davacının borca itirazının esastan değerlendirilerek sonucuna göre yetki itirazı ve borca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan neden ve gerekçelerle, 1- Davacının istinaf başvurusu incelenmeksizin, davalının istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1- a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile, Afyonkarahisar 1....

          İcra Dairesinin 2015/373 Esas sayılı dosyası ile bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak sair itirazlarla birlikte icra dairesinin yetkisine ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece, dilekçenin yetki yönünden reddine, ... İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili bulunduğuna karar verildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan maddeler ve kurallar gereğince, ... İcra Dairesinde yapılan takiple ilgili olarak yetki itirazı ve borca itirazı inceleme yetkisi, ... İcra Dairesinin bağlı olduğu ... İcra Mahkemesi'ne aittir. O halde mahkemece, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi, anılan itiraz yerinde görülmezse borca itirazın değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dilekçenin yetki yönünden reddine hükmedilmesi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu