İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı - borçlunun, dosyada birbiriyle uyuşan iki uzman kurum tarafından verilmiş rapor olmasına rağmen Adli Tıp Kurumu raporuna da itiraz ettiğini ve dosyanın tekrar Adli Tıp Kurumuna veya Polis Enstitüsüne gönderilmesini istediğini, yerel mahkemenin davacının itirazlarını reddettiğini, ancak hükümde davacıların imzaya itirazlarının kabulüne karar verdiğini, yerel mahkemece verilen karar hukuka aykırı olup, bozulması gerektiğini, zira yerel mahkeme kararının gerekçesinde yazılan Yargıtay kararında geçen olayla dosyanın hiçbir alakası olmadığını, dosyada birbiri ile uyuşan davacı aleyhine iki rapor olduğu için davacının ikinci rapora da itiraz ettiğini, imzaya itiraz davasında ispat yükünün alacaklıda olduğunu, ancak alacaklının ispatını ancak bilirkişi raporları ile yapabileceğini, yerel mahkemenin davayı kabulünün gerekçesini gösteremediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Somut davada, takip dayanağı 19/11/2018 tanzim 19/11/2019 vade tarihli bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, alacaklı tarafından da borçlunun tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmadığından yetki şartı geçersiz ise de; senette tanzim yeri Çaycuma olarak belirtildiğinden, Çaycuma icra Müdürlükleri yetkili olup, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. O halde Mahkemece Çaycuma İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü imzaya itirazı hakkında inceleme yapılması bir karar verilmesi gerektiğinden HMK'nın 353/(1)-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2021 NUMARASI : 2020/516 ESAS, 2021/93 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz,Yetki İtirazı,İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmasına üzerine dosya incelendi. Anayasanın 36.maddesinde; "herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme görev ve yetki içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz" düzenlemesi bulunmaktadır; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde ise; " her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleri ile ilgili nizalar, gerek ceza-i sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içerisinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına haizdir " hükmü mevcuttur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2020 NUMARASI : 2020/147 ESAS, 2020/169 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen imzaya itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında icra dairesinin 2020/3265 Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığını ancak takibe konu çek de yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını ifade etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; imzaya itirazı kabul etmediklerini belirterek itirazın 2004 sayılı kanunun 168/4 maddesinde yer alan 5 günlük süre içerisinde yapılmadığını ifade etmiştir....
Her ne kadar davacı borçlu Bektaş yönünden imzaya itirazın incelenmediği iddia edilmiş ise de, dava dilekçesinde hangi davacı için imzaya itiraz edildiğinin açıkça belirtilmemiş olması sebebiyle ilk derece mahkemesince 12/04/2023 tarihli celsede bu hususun açıklattırıldığı, davacı vekili tarafından davacı borçlu şirket yönünden imzaya itirazda bulunduklarının beyan edildiği, bu beyana göre davacı borçlu T2 yönünden imzaya itiraz edilmediği için imzaya itirazın incelenmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu şekilde davacı borçlu T2 yönünden istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İİK'nun 170/3. maddesine göre, icra mahkemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesine göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte ikinci fıkraya göre takip durdurulmuşsa, borçlunun tazminata ve para cezasına mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için icra mahkemesince takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş ve bu kararın uygulanmış olması yeterli olup, yargılanma sırasında kaldırılmış olmasının sonuca etkisi yoktur. Somut olayda, borçlunun imzaya itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Bu durumda borçlunun imzaya itirazı reddedildiğine ve takip geçici olarak durdurulduğuna göre borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Davalı vekili 21.12.2020 tarihli duruşmada, davacı vekilinin bildirdiği bankalara müzekkere yazılarak davacı şirketin çek keşide etmek için biri veya birilerine vekaletname veya yetki verip vermediği hususunun sorulmasını talep etmiş, Mahkeme duruşmada davalı vekilinin bankalara müzekkere yazılması talebinin reddine karar vermiştir. Ancak, imza incelemesi yönünden borçlu şirket yetkilisi tarafından vekalet verilen şahıslar olup olmadığı ve imzanın bu şahıslarca atılıp atılmadığı hususu imzaya itiraz davasında sonuca etkili bir talep olduğundan Mahkemece bu husus araştırılmadan karar verilmesi isabetsizdir....
nin keşideci, diğer borçluların ise, lehtar ve takip eden cirantalar olduğu, düzenleme yeri göösterilmediği ,yetki şartı konulmadığı keşidecinin gösterilen adresinin Tuzla/ İstanbul olduğu, borçlulardan birinin yerleşim yerinin Kağıthane olarak ihtiyati haciz talep dilekçesinde gösterildiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, İhtiyati haciz kararına ancak İİK'nın 265. maddesinde yazılı sebeplerle itiraz edilebilir. Bunun dışında menfi tespit, istihkak veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek hususlar, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemez. Bu kapsamda imzaya itirazda ihtiyati haciz aşamasında incelenemez.Karşı yan borçlulardan ...'...
Somut olayda, aval veren borçlunun imzaya itirazı yanında, senede ilişkin bir borcunun bulunmadığını, senedin sahte düzenlendiğini ve sair şikayetlerini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, sadece borçlunun imzaya itirazına ilişkin inceleme yapılarak karar verildiği görülmüştür. O halde, mahkemece, borçlunun dava dilekçesinde ileri sürdüğü diğer itiraz ve şikayetleri ayrı ayrı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı taraf hem sözleşme altındaki imzaya karşı beyanlarını saklı tutup hem sözleşmeyi görmediği için beyanda bulunamayacağını bildirip sonrasında görmediği sözleşme altındaki imzanın şimdilik kendine ait olmadığı şeklinde beyanına karşılık olarak; inceleme aşamasında davacı tarafa sözleşme aslını sunmak için 2 hafta kesin süre verilmiş ve sözleşme aslı sunulduktan sonra davacının sözleşme aslını inceleyip imzaya itirazı olup olmadığı noktasında beyanda bulunmak üzere 2 hafta süre verilmiş, beyanda bulunmadığı takdirde imzaya itiraz etmediğinin kabul edileceği hususu ihtar edilerek ihtar yerine geçmek üzere davalıya tebliğ edilmiştir. Davacı taraf sözleşme aslını kesin süre içinde mahkememize sunmuş olup davalı taraf verilen süre içerisinde sözleşme hakkında beyanda bulunmamıştır. Davalı tarafa kesin süre verilip sonuçları hatırlatılmasına rağmen beyanda bulunmadığı için imzaya itirazı olmadığı kabul edilmiştir....