Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazını da birlikte bildirmemişse, artık takibin bundan sonraki safhalarında yetki itirazında bulunamaz. Yani borçlu esasa ilişkin itirazıyla birlikte aynı anda yetki itirazında bulunmamışsa daha sonra itiraz, süresi dolmasa dahi artık icra takibine yetki yönünden itiraz edemez. Hem yetkiye hem esasa itiraz etmek isteyen borçlunun, her iki itirazını da açıkça ve birlikte bildirmesi (yapması)gerekir.Somut olayda borçluya ödeme emri 17/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlunun 19/11/2014 tarihinde borca itiraz ettiği, daha sonra 20/11/2014 vürut tarihli ikinci dilekçesiyle borca itirazın yanında ayrıca yetkili icra dairelerinin İzmir olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu görülmektedir. Şu hale göre borca itirazdan sonra yapılan yetki itirazı süresinde dahi olsa geçersizdir....

    Yasada açıkça yetki tespitine itiraz halinde, itirazın karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durduracağının düzenlenmesi, öte yandan yetki belgesi başlıklı 44. maddesinde; yetki tespiti yazısına itiraz edilmemişse ya da yapılan itiraz reddedilmişse ya da kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen sendikanın itirazı sonucunda yetki şartlarına sahip olduğunu tespit eden kesinleşmiş mahkeme kararından sonra ilgili sendikaya, Bakanlıkça bir yetki belgesi verileceğinin düzenlenmiş olmasına göre, mahkeme kararı isabetli bulunmuştur. Diğer yandan, davacının ihtiyati tedbire ilişkin talebi, mahkemece 10.01.2019 tarihli duruşmada ayrı bir gerekçeli karar yazılmadan reddedilmiştir....

    Davalı cevap süresinden sonra yetki itirazında bulunursa, davacı süre aşımına karşı koymasa bile, bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan mahkeme, yetki itirazını kendiliğinden süre aşımından dolayı reddetmekle yükümlüdür. Davacı, davalının süresinden sonra yetki itirazında bulunmasına açıkça muvafakat etse bile, mahkeme yetki itirazını süre aşımından dolayı reddetmekle yükümlüdür. (Baki Kuru HUMK Cilt 1, 2001 Sayfa 585- 586). Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmiş ve itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında da mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz hakkında karar verilmelidir. İcra dairesi yetkili olmadığı anlaşılır ise yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip bulunmadığından itirazın iptali davasının reddine karar verilmelidir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı yetki itirazının reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati haciz isteyen çeklere dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkeme de çeklere istinaden ihtiyati haciz kararı vermiştir. İhtiyati hacze itiraz edildikten sonra ihtiyati haciz isteyen, taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğunu belirterek temel ilişkiye dayanmış ve bu sözleşmedeki yetki kaydına istinaden yetki itirazı reddedilmiştir. Ancak dosyada mevcut bayilik sözleşmesindeki yetki kaydının çeklere ilişkin olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır....

      Mahkemeleri yetkili olduğundan bahisle muterizlerin yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 6100 s. HMK'nın 17. maddesi uyarınca yalnız tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yetki sözleşmesi yapılabilir. İstemin dayanağı sözleşmede, asıl borçlu ... A.Ş. tacir olup, bu bakımdan yapılan yetki sözleşmesi HMK 'nın 17. maddesine göre geçerli ise de, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) kefil ...'ın tacir olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığına göre, mahkemece adı geçen yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken; talep dayanağı sözleşmedeki yetki şartına istinaden bu kişi yönünden de yetki nedeniyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz edenlerin (borçlular) ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) ......

        Bu yetki kuralı kesin olmadığından, HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz kararına itirazın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati hacze itiraz eden vekili çeke aval veren müvekkili açısından alacaklı ile çekin lehtarı arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin hükümlerinin geçerli olmadığını ileri sürerek mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. İhtiyati haczi talep eden vekili yetki itirazının reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece ihtiyati haciz talep eden .... Faktoring A.Ş. ile çekin ... Mobilift Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 22/07/2014 tarihli ... sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyi aynı zamanda çekin keşidecisi olan ... Makina San. ve tic. Ltd. Şti....

            Anonim Şirketi lehine 02/08/2021 vadeli ve 1.000.000-TL bedelli bono incelendiğinde; keşideci ve alacaklının tacir olduğu, ihtilâf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlunun tacir olmadığı, bonoda avalist olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. Buna göre HMK'nun 17. madde gereğince tacirler arasında düzenlendiği belirlenen yetki sözleşmesi avalist itiraz eden bakımından da geçerli olup, kambiyo senetlerinin özelliği gözetildiğinde anılan yetki sözleşmesi avalisti de bağlar. Dayanak bononun İstanbul Mahkemeleri'nin yetkisine dair yetki şartı içermesi sebebiyle İstanbul Mahkemeleri ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olduğundan itiraz eden borçlunun yetki itirazının reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

              Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....

                Ancak, muteriz vekili tarafından ibraz edilen dilekçede sadece mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş, hangi mahkemenin yetkili olduğu ise, belirtilmemiştir. Oysa, 6100 sayılı HMK'nın 19. maddesinin 2. fıkrasında ''...Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.'', aynı maddenin 4. fıkrasında ise, ''Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.'' hükmüne haizdir. Bu itibarla, mahkemece ihtiyati hacze itiraz eden tarafından yetkili mahkemenin de belirtilmesi suretiyle usulüne uygun yetki itirazında bulunulmadığı ve bu nedenle ihtiyati haciz talep edilen mahkemenin yetkili hale geldiği hususları nazara alınmaksızın, yetki itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu