Somut olayda; ödeme emrinin borçlu şirketin elektronik posta adresine 07.03.2021 tarihinde ulaştığı, tebliğ evrakının açılmış olup olmamasının tebliğ tarihine etkisinin bulunmadığı, bu durumda yetki itirazı bakımından yasal 5 günlük, ödeme emrine yönelik şikayet bakımından 7 günlük yasal süreler içerisinde 11.03.2021 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, Mahkemenin yetki itirazının ve şikayetin süreden reddine ilişkin kararı isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 25....
Yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak ilamsız icra takibi yapılması, başlatılan takipte borçluya gönderilen ödeme emrine borçlunun yasal süresi içinde itiraz etmesi, takibin itiraz nedeniyle durması ve itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde dava açılması, itirazın iptali davasının şartlarındandır. Davacı alacaklı ... alacağının tahsili için Ankara 15. İcra Müdürlüğü'nün 2010/16054 esas sayılı dosyasında davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattığı, davalı borçlu ...'ın gönderilen ödeme emrine karşı icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ederek icra takibini durdurduğu, davacı alacaklı ...'nun da davalı borçlunun yaptığı yetki itirazını kabul ederek icra takibinin Karabük İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini istediği, bunun üzerine takibin Karabük İcra Müdürlüğü'ne gönderilerek, Karabük 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5285 esasını aldığı anlaşılmaktadır. Karabük 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5285 esas sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu ...'...
İcra ve İflas Kanunun 155. maddesinde “ Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ....” na , 156/ 3 .fıkrada “ Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu İtirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir”, 158/2 fıkrada “... Mahkeme, İcra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak ,gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder ,..” 159/1. fıkrada “İflas talebi halinde mahkeme, ilk önce alacaklıların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerini emredebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse ,alacaklının talebi üzerine, mahkeme mutlaka bu tedbirlere karar vermeye mecburdur ...” 165.maddede “ İflas hükümle açılır ve bu hükümde açılma anı gösterilir....
İcra ve İflas Kanunun 155. maddesinde “ Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ....” na , 156/ 3 .fıkrada “ Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu İtirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir”, 158/2 fıkrada “... Mahkeme, İcra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak ,gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder ,..” 159/1. fıkrada “İflas talebi halinde mahkeme, ilk önce alacaklıların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerini emredebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse ,alacaklının talebi üzerine, mahkeme mutlaka bu tedbirlere karar vermeye mecburdur ...” 165.maddede “ İflas hükümle açılır ve bu hükümde açılma anı gösterilir....
A.Ş. ....İcra Müdürlüğü'nde yapılan icra takibine ....İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan yetki yönünden de itiraz etmiş olduğundan bu itirazı ile ilgili de durma kararı verilerek davacı alacaklı vekilinin 01.10.2014 tarihli yetki itirazını kabul ve dosyanın yetkili ... İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi talebi üzerine dosya ...'a gönderilmiş ve ... 18. İcra Müdürlüğü'nün 2014/29240 Esas numarasını almış, bu dosyada çıkartılan ödeme emrine itiraz üzerine davalı şirket hakkında da itirazın iptâli davası açılmıştır. Davalı San-İş İnş. San. ve Tic. A.Ş.'nin Düzce İcra Müdürlüğü'ne verdiği itiraz dilekçesinde sözleşmeye dayalı yetki itirazı olmadığı gibi ... 18. İcra Müdürlüğü'nce yapılan takipte aleyhine açılan eldeki davada icra dairesi ve mahkemenin yetkisine itirazı bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacı aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının Anadolu İcra müdürlüklerinin yetkisiz olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, borca ve çekteki ciro imzasına itiraz ettiği, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesinin usulsüz tebligat şikayeti ile yetki itirazının kabulüne karar verdiği, yetki itirazının kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf yoluna başvurduğu, takibe konu çeklerde muhatap banka şubesinin bulunduğu yer itibariyle İstanbul Anadolu icra müdürlüklerinin yetkili olduğu, ayrıca dava dışı diğer borçlulardan Daf Mobilya şirketine ödeme emri Ümraniye de tebliğ edilmiş olup İİK 50, HMK 7 ve 10 maddeleri gereğince davacı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının yetki itirazı yerinde olmadığından esasa yönelik itirazlar incelenerek...
Ancak, İİK'nın 154/3. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir. Borçlu ve alacaklı yetki sözleşmesi veya yetki şartı ile borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa o yerin icra dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Ancak iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır. Davalının sicilde kayıtlı adresi "Arnavutköy/İstanbul" olup iflas yoluyla takip yetkili icra dairesinde başlatılmış, dava yetkili ve görevli mahkemede açılmıştır. İİK'nın 156/3. fıkrasında "Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir."...
İİK'nun 156/3. fıkrasında "Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir.", İİK'nun 156/4.fıkrasında ise "İflas istemek hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden bir sene sonra düşer." düzenlemesi yer almaktadır. Davacı tarafından iflasın, ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde istenmesi gerekmektedir. Somut olayda, iflaslı takibe ilişkin ödeme emri borçlu şirket vekiline 15/08/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise hak düşürücü süre içerisinde 20/07/2017 tarihinde açılmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun 158. maddesinde düzenlenen depo emri, ödenmesi halinde borçluyu dosya borcundan kurtaracak, alacaklıya da alacağına kavuşma imkânı sunacak tutarın belirlenmesi amacına yöneliktir....
Davalı taraf beyanlarında ; davanın reddi gerektiğini savunmuş, davalı tacir olmadığından yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, takibin ve davanın yetkisiz icra daireleri ve mahkemede açıldığını, sözleşmede kefalete ilişkin şekil şartlarına uyulmadığından davalının garantör sıfatıyla sorumluluğunun da bulunmadığını ileri sürmüştür. Dellillerin değerlendirilmesi ve gerekçe : Ana dava Bursa 12.İcra Dairesinin 2017/.... esas sayılı dosyasında davalıların ödeme emrine itirazlarının iptali davasıdır. Birleşen dava ise Bursa 12.İcra Dairesinin 2017/... esas sayılı dosyasında davalıların ödeme emrine itirazlarının iptali davasıdır. Davacı ve davalı şirket arasında 01.03.2016 tarihli mola yeri sözleşmesi imzalanmıştır. Birleşen dosya davalısı Berrin Canpolat ise bu sözleşmeyi garantör sıfatıyla imzalamıştır. Davalı Berrin ana davanın davalısı şirketin ortağı ve temsilcisidir....
Ancak çifte temsil veya temsilcinin kendisiyle hukuki işlemlerde bulunması için temsilciye bu konularda açık yetki verilmesi ya da böyle bir muameleden dolayı temsil olunanın zarara uğrama ihtimalinin bulunmaması koşullarının varlığı halinde yapılan hukuki işlem geçerli olabilir (Y. 19.HD, 4.11.2004 T, 2004/1690 E., 2004/10998 K.) Somut olayda dava konusu bono yönünden açık bir yetki mevcut olmadığı gibi temsil olunan, bono ile borç altına girdiğinden zarara uğrama ihtimali vardır. Ayrıca, poliçeye ait hükümlerden hangilerinin bonoya uygulanacağını gösteren Türk Ticaret Kanununun 690'ıncı maddesinde, poliçe ile ilgili 585'nci maddeye bir atıf yapılmadığından, genellikle, bir kimsenin "kendi emrine" bono tanzim edemeyeceği kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, bono tanzim eden kendisini lehtar olarak gösteremez....