Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borca ve imzaya itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK 169/a , 170, 170/b, 63 üncü madde hükümleri 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.İİK'nın 170/b ve 63 üncü maddeleri gereği borçlu, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez, genişletemez. Borçlu beş gün içinde icra mahkemesine vereceği itiraz dilekçesinde, imzaya itirazı ile birlikte, imzaya itiraz ile çelişme halinde olmayan borca itiraz sebeplerini de bildirebilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2020 NUMARASI : 2018/242 ESAS, 2020/303 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle , İstanbul 36....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiye ve borca itiraz davasına ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesince davacının imza örnekleri celp edildikten sonra aldırtılan Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğince düzenlenen 04/05/2021 tarihli rapora ve bu rapora itiraz üzerine aldırtılan ATK Adli Belge İnceleme Şubesince düzenlenen 07/12/2021 tarihli rapora göre imzanın davacı borçlu şirket yetkilisi Ebru Özçalışan'ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği, raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu raporlar gözetilerek davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilmesinde ve davacının keşideci, davalının lehtar olması sebebiyle davalının en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiğinden ve buna göre şartları bulunduğundan kötü niyet tazminatına ve para cezasına hükmedilmesine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2023 NUMARASI : 2022/1028 ESAS - 2023/101 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, müvekkilinin adresinin Diyarbakır olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, ayrıca davalı ile herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, takibe konu çekteki imzaya da itiraz ettiklerini söyleyerek yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının kabulünü istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 50. ve 258. madde gereğince İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, söyleyerek davanın reddini istemiştir....
DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının geçerli olabilmesi için yetki itirazında yetkili icra dairesinin belirtilmesi gerektiğini, belirtilmediği için geçerli bir yetki itirazının bulunmadığını, borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ise de çekte yer alan imzaya itiraz edilmediğini, imzası ikrar edilmiş İİK 68/a anlamında belge olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına, %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İlamsız takiplerde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından yetki ve borca itiraz edilmesi halinde alacaklının öncelikle yetki itirazının kaldırılması talebinde bulunması gerekmekte olup, yetki itirazı kaldırılmadan borca itirazın kaldırılmasına karar verilemeyeceğinden, alacaklı tarafından da yetki itirazının kaldırılması yönünde herhangi bir talepte bulunulmadığından, mahkemece itirazın kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen karar istinaf sebepleriyle bağlı yapılan incelemede sonuç itibariyle doğru olduğundan davacının istinaf talebinin HMK 353- 1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Sezai Yancar tarafından hazırlanan raporda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'na bildirilen bu oranlar dikkate alınarak hesaplama yapılmış olup, alınan tablo ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın denetlenmesinde raporda dönemsel olarak tablodaki faiz oranlarının uygulandığı, raporun usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça asıl borca ve uygulanan faiz oran ve miktarına itiraz edildiği, borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğu, davacının faiz talebine ilişkin olarak bilirkişi incelemesi için takdir edilen 600,00 TL ücretin, davacı tarafın faiz yönünden haklılığının ortaya konulmuş olması sebebi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği, asıl borca yönelik olarak yapılan itiraz yerinde olmamakla, davacı tarafça yapılan diğer yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına yasaya uygun olarak hükmedildiği de anlaşılmakla, verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK.'...
Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, yetki itirazlarının reddi ile, memur muamelesini şikayetlerinin haklı gerekçe gösterilmeden ve dahi bu konu itiraz ve şikayetlerimiz hakkında tahkikatta inceleme yapılmaksızın reddedildiğini, imzaya ilişkin itirazlarının ise haksız ve usule aykırı şekilde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda reddedildiğini, zira dayanak belge olarak çek suretinde müvekkilinin imzasının ve keşide yerinin görülmesi gereken kısmın bilerek ve isteyerek eklenmediğini, bu durumda haklı şikayetlerinin dayanak belge yokluğundan kabul edilmesi gerekirken, reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, çek üzerindeki imza ve yazının da müvekkiline ait olmadığını, bilirkişi incelemesinde yazı incelemesi yapılmadığını, bu durumda müvekkilinin üzerini kendi doldurmadığı bir çekin keşide yeri olarak neresinin yazıldığını bilme ihtimalinin bulunmadığını, bu sebeple şikayetlerinin kabulü ile yetki itirazlarının da kabul edilmesi gerektiğini, takibe konu çek ve...
TAŞ aralarındaki iptal davası hakkında Erzincan 1.İcra Hukuk Mahkemesinden verilen 23.02.2009 gün ve 21/31 sayılı hüküm incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel yasalarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu"'nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, borca ve imzaya itiraz, takibin iptaline ilişkin olduğundan, H.G.K'nun E; 1997/15-461 K;1997/729 sayılı kararında da kabul edildiği gibi istem İ.İ.K'nun 169,170,170/a maddeleri uyarınca borca, imzaya itiraz ve takibin iptaline yönelik bulunmakla belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir....
İlk derece mahkemesince;Davanın imzaya itiraz bakımından reddine, Davanın borca itiraz bakımından reddine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....