İlk derece mahkemesi kararının “hüküm sonucu” bölümünde kadın lehine 50.000TL maddi tazminata hükmedilmiş ve hükmün gerekçesinde hükmedilen maddi tazminatın 36.508,60TL’sinin kadının kabul edilen ziynet alacağı bedeli olduğu belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. maddesi, “Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu olan taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.” hükmünü amir olup TMK m.174’de düzenlenen “maddi tazminat” boşanmanın eki niteliğindedir. Kadının ziynet alacağı talebi ise, boşanmanın eki niteliğinde olmayıp boşanmadan ayrı bir davadır. Bu itibarla, mahkeme tarafından kadının maddi tazminat talebi ile ziynet alacağı davası hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, hükmedilen maddi tazminatın içinde ziynet alacağı taleplerinin de olduğundan bahisle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Temyize konu ziynet alacağı davasının kabul edilen ve reddedilen kısmı karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi gereğince temyiz sınırı altında olduğundan kesindir. Açıklanan nedenle, davacı kadının ziynet-takı para alacağı davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz başvurusunun ve davalı erkeğin ziynet alacağı davasının kabul edilen bölümüne yönelik temyiz başvurusunun ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Tarafların diğer temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar ile kabul edilen kadının ziynet alacağı davası yönünden; davacı kadın tarafından ise, katılma yoluyla tazminatların miktarı ve aynen iade olmadığı takdirde ödenmesine karar verilen ziynet alacağı bedeli yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Tarafların ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m.341, 362) Vergi Usul Kanunu...
Buna göre, Danıştayca verilen kararlara karşı yargılamanın yenilenmesine olanak tanıyan madde hükmünün, Danıştayın ancak esasa ilişkin olarak verdiği kararlara karşı yapılacak başvurular hakkında uygulanabileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla, karar düzeltme istemine dair inceleme sonucunda verilen karar düzeltme isteminin reddine ilişkin Dairemiz kararı hakkında yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesi mümkün değildir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; Yargılamanın yenilenmesi isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, 18/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davacı tarafından, hem boşanma hem de ziynet alacağı davasının birlikte açıldığı, davacının, her iki davası açısından da süresinde sunulan delil listesi ile tanıklarını bildirdiği anlaşılmaktadır. Davacının tanıklarının, 22.01.2020 tarihli celsede ilk derece Mahkemesi tarafından tanık olarak dinlenmelerine rağmen, tanıklara ziynet alacağı hakkında mahkeme tarafından hiç soru sorulmadığı halde, gerekçeli kararda da, davacı tanık beyanlarının, davacıdan duyduklarının aktarımına dair olup hükme esas alınamayacağından ziynet alacağına ilişkin davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanıkların ziynet alacağı hususunda, dinlenmemiş olması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır (HMK m.27). Dinlenilmeyen tanıklar yönünden HMK'nın 241. maddesi koşulları da oluşmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ "...Davacı dava dilekçesinde çeyiz eşyaları, ziynet alacağı ve diğer zararlar için diye belirterek 30.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Davacıya 02/10/2017 tarihli celsede maddi tazminata yönelik talep sonucunu kalemler halinde açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili 16/10/2017 tarihli dilekçesi ile talebini açıklamıştır. Davacının ziynet eşyası ve çeyiz eşyası alacağına ilişkin talebi boşanmanın eki niteliğinde değildir. Ziynet eşyası alacağı ve çeyiz eşya alacağı talebi ayrıca harca tabidir. Davacının harcı yatırılan usulüne uygun müstakil bir dava ve karşı davasının bulunmadığı" gerekçesiyle davacının maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyaları hakkında hüküm kurulmadığını, davanın adli yardımlı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Öğretide "dava" olarak nitelendirilen ve mevzuat gereği esas kararı vermiş olan Mahkemece karara bağlanması gereken yargılamanın yenilenmesi (iadesi) talebine ilişkin davanın üç safhada incelenmesi esas olup Mahkeme, ilk önce yargılamanın yenilenmesi davasının mesmu (dinlenmeye değer, esasa girmek için yeterli) olup olmadığını re’sen araştırır, genel dava şartları veya yargılamanın yenilenmesi davası şartlarından birinin mevcut olmadığı kanısına varılırsa, yargılamanın yenilenmesi davası esasa girmeden mesmu olmadığından reddedilir, birinci aşamada yargılamanın yenilenmesi davasının mesmu olduğu kanısına varılırsa, esasa girilerek, ileri sürülen yargılamanın yenilenmesi sebebinin doğru (vârit) olup olmadığı araştılır, bu araştırma sonucunda, ileri sürülen yargılamanın yenilenmesi sebebinin doğru olmadığı kanısına varılırsa, yargılamanın yenilenmesi davası reddedilir, ileri sürülen yargılamanın yenilenmesi sebebinin doğru olduğu kanısına varılırsa yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Kocanın "boşanma" kadının "karşı boşanma" ve "ziynet alacağı" davalarının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden; davalı-davacı kadın tarafından da reddedilen ziynet ve eşya alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının ziynet alacağı talebine ilişkin olarak, daha önce aynı mahkemenin 2009/274 esas sayılı dosyasıyla talepte bulunduğu, bu talebinden 21.09.2009 tarihinde feragat ettiği; böylece feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından mahkemece ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmesinde; usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre; tarafların yerinde bulunmayan temyiz...
Mezkur ihbarnamede; 1) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur....
Yargılamanın yenilenmesi, yargılama hataları ve noksanlarından dolayı maddi anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Gerek Yargıtay kararlarında gerekse doktrinde yargılamanın yenilenmesi, daha çok yeni bir dava olarak kabul edilmektedir. Yargılamanın yenilenmesi sonucu verilen karar eski hükmü kaldırıldığından, geçmişe etkili yenilik doğuran bir karardır. Kural olarak yargılamanın yenilenmesine, kararın tarafları başvurabilir. Yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yolu olsa da, bir üst yargı organından değil, aynı mahkemeden talep edilmektedir. Yargılamanın yenilenmesi talebi bir dava olarak açılıp görüldüğünden, dava hakkında mahkemenin verdiği karara karşı süresi içinde diğer koşulların da bulunması halinde olağan kanun yollarına başvurulabilir....