Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde miktarının indirilmesi iştirak nafakası miktarının indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 13.09.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....

    Buna bağlı olarak; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu talebi yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Yardım nafakası talebine ilişkin olarak davalı tarafça usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmamasına rağmen 400 TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı taraf hakkında başlatılan ... İcra Müdürlüğünün 2015/440 Esas sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yardım ve yoksulluk nafakasının indirilmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince dosya, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi yönünden tefrik edilmiştir. Tüm dosya kapsamından davalı Meryem lehine, Konya 2. Aile Mahkemesinin 2016/326 esas, 2016/670 karar sayılı kararı ile aylık 1250 TL yardım nafakasına hükmedildiği, eldeki dava açıldığında davalı Meryem'in eğitim öğretiminin devam ettiği, davacının ise emekli olup aylık 3850 TL maaş aldığı, evinin ve arabasının olduğu kira geliri getiren gayrimenkullerinin olduğu, pazarlamacı olarak çalışmaya da devam ettiği, hali refahta olduğu anlaşılmaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yardım ve yoksulluk nafakasının indirilmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince dosya, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi yönünden tefrik edilmiştir. Tüm dosya kapsamından davalı Meryem lehine, Konya 2. Aile Mahkemesinin 2016/326 esas, 2016/670 karar sayılı kararı ile aylık 1250 TL yardım nafakasına hükmedildiği, eldeki dava açıldığında davalı Meryem'in eğitim öğretiminin devam ettiği, davacının ise emekli olup aylık 3850 TL maaş aldığı, evinin ve arabasının olduğu kira geliri getiren gayrimenkullerinin olduğu, pazarlamacı olarak çalışmaya da devam ettiği, hali refahta olduğu anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması(asıl dava), yoksulluk nafakasının kaldırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....

        Öninceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu yoksulluk nafakasının kaldırılması yahut indirilmesi olarak belirlenmiştir. SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının mali durumunun kötüleşmediğini, bunun inandırıcı olmadığını, davacının dört adet şirketi, kira getirisi yıllık 1 milyonun üzerinde olan 49 yıllığına kiralanmış tarım arazisi, kendi veya şirketi adına kayıtlı araçları, iş yerindeki kasasında mevcut altın ve dolarları, bankada kendi ve şirketleri adına vadeli-vadesiz hesapları bulunduğunu, müvekkilinin aldığı 2.000 TL yoksulluk nafakasının zar zor yettiğini, paranın alım gücünün düştüğünü bildirerek davanın reddine hükmedilmesini istemiştir....

        Öninceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu yoksulluk nafakasının kaldırılması yahut indirilmesi olarak belirlenmiştir. SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının mali durumunun kötüleşmediğini, bunun inandırıcı olmadığını, davacının dört adet şirketi, kira getirisi yıllık 1 milyonun üzerinde olan 49 yıllığına kiralanmış tarım arazisi, kendi veya şirketi adına kayıtlı araçları, iş yerindeki kasasında mevcut altın ve dolarları, bankada kendi ve şirketleri adına vadeli-vadesiz hesapları bulunduğunu, müvekkilinin aldığı 2.000 TL yoksulluk nafakasının zar zor yettiğini, paranın alım gücünün düştüğünü bildirerek davanın reddine hükmedilmesini istemiştir....

        O halde, mahkemece, tarafların gelir durumu, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun olmayıp, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2-) Oluş ve kabule göre iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde 175 TL ye indirilmesi istemli açılan davada; dava tarihi itibariyle 555,74 TL ye ulaştığı beyan olunan iştirak nafakasının 317 TL üzerinden 2016 yılı için devamına; devam eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen Üfe oranında artış yapılmasına bu suretle davanın kısmen kabulüne karar verilmişken, "davanın kabulüne " yönelik hüküm tesisi isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir....

          Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadının maaş gelirinin bulunması hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Bu durum yoksulluk nafakasının indirilmesi nedenidir. Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak işin; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi olması gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasının kaldırılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

            Mahkemece; davacının boşandıktan sonra birkaç işe girdiği, rahatsızlığı nedeniyle işten çıkarıldığı, % 70 oranında özürlü olduğu, malulen emekli olmasına bir yıl kaldığı, sosyal güvencesinin bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 250,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; müşterek çocuk lehine anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesi istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; iştirak nafakasının indirilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. TMK'nın 328/1. maddesi gereğince; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK m.182/2) Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....

              UYAP Entegrasyonu