Davacı erkek vekilinin istinaf başvurusuna ilişkin olarak; davacı tarafça açılan davaların davalı Ayfer için bağlanan tedbir nafakası ile davalı T5 bağlanan yardım nafakasının kaldırılması davasına ilişkin olduğu, davalı Ayfer için boşanma kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının bulunmadığından burada TMK'nun 177. maddesinin uygulanamayacağı, davalı Ayfer yönünden TMK'nun 201. maddesinde düzenlenen yetki kuralının geçerli olduğu, bu maddeye göre evlilik birliğini koruyucu tedbirlerden olan tedbir nafakasına ilişkin davaların eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin düzenlendiği, davacının davalı Ayfer yönünden yerleşim yeri mahkemesinde dava açmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı Fatma Nur yönünden açılan yardım nafakasının kaldırılması davası yönünden ise; TMK'nun 365/6. maddesinde yetkili mahkemenin taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunun düzenlendiği, bu durumda davacının yardım nafakasının kaldırılması talebi yönünden yetkili mahkemede...
Aile Mahkemesinin 2013/455 esas, 2014/1290 karar sayılı ilamı ile davalı T5 için verilen aylık 450- TL yardım nafakasının dava tarihi olan 30/11/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KALDIRILMASINA, 2- a)Davacının davalı T4 için Antalya 1. Aile Mahkemesinin 2013/455 esas, 2014/1290 karar sayılı ilamı ile verilen tedbir nafakasının kaldırılması davasının REDDİNE, b)Davacının davalı T2 ve T8 için verilen yardım nafakasının, kaldırılması davasının KABULÜ ile, Antalya 1....
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı, davayı kabul etmediğini, bir otobüs firmasında bilgi işlem personeli olarak çalıştığını, aylık gelirinin 1.400 TL olduğunu, dava dışı müşterek çocuk Furkan'ın da yardım nafakası davası açtığını ve davanın derdest olduğunu, davacının nafakanın kesilmemesi için sigortasız bir işte çalıştığını duyduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, mümkün olmadığı takdirde 50 Tl'ye indirilmesine, müşterek çocuk Berna için ise nafakanın 100 TL olarak belirlenmesini istemiştir....
Velayet değişikliği ve iştirak nafakasının kaldırılması yönünden müşterek çocuk Aleyna Ebrar'ın davacı baba yanında yaşaması sebebiyle bu dönem için iştirak nafakasının kaldırılmasına ve esasen velayet değişikliği için de talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği, fakat çocuk yargılama sırasında 18 yaşını bitirmesi sebebiyle reşit olduğu, velayet değişikliği talebinin konusuz kaldığı anlaşılmakla, bu çocuk yönünden velayet değişikliği ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinde davacı haklı olduğu dikkate alındığında, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının bu konudaki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; 2014 yılında açık lisede okuyan kızı yararına hükmolunan 200 TL yardım nafakasının davalı kızının ... Hastanesi kantininde sigortalı olarak çalışmaya başlaması nedeniyle kaldırılmasını talep ve dava etmiştir ....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Yoksulluk nafakasının kaldırılması şartları oluşmadığından Reddine, Yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kabulü ile; Merzifon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/479 Esas, 2018/338 Karar sayılı 15/05/2018 tarihli ilamı ile hükmedilen "yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE -TÜFE oranında arttırılması" dair artış oranının kaldırılmasına, YOKSULLUK NAFAKASININ 600,00- TL İLE SINIRLANDIRILMASINA ve 600,00- TL yoksulluk nafakasının davacı erekten tahsili ile davalı kadına aylık irat şeklinde ödenmesine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı; reddedilen kısım yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı; kabul edilen kısım yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Somut olayda; davalının asgari ücret düzeyinde maaş aldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemi azaltılması istemini de kapsadığından, maaş almasının ekonomik durumunda olumlu yönde değişiklik sayılarak yoksulluğu tamamen ortadan kalkmamış olan davalının yoksulluk nafakasının indirilmesinin düşünülmemesi isabetli bulunmamıştır. Öyle ise mahkemece; anılan ilke ve esaslar gözetilerek “çoğun içinde azda bulunur” kuralı gereğince yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması yerine davacının gelir ve malvarlığı durumu ile davalının önceki ve şimdiki gelir ve malvarlığı durumu nazara alınarak, davalının asgari ücret düzeyinde gelire sahip olmasının, onun yoksulluk durumunu ortadan kaldırmadığı bu haliyle yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmesi de olanaklı iken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/05/2014 NUMARASI : 2014/34-2014/257 Taraflar arasındaki yardım nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....