WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocuklar için verilen tedbir-iştirak-yardım nafakası açısından: Çocuk Ayşegül'ün dava devam ederken karardan önce reşit olduğu anlaşıldığından söz konusu çocuk için tedbir nafakasının reşit olduğu tarih itibariyle kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken ve çocuk Ayşegül tarafından yardım nafakası için açılmış bir dava bulunmadığından kararın kesinleşmesi halinde yardım nafakası olarak devamına şeklinde karar verilmesi hatalı olmakla, erkeğin bu çocuk yönünden istinaf talebinin kısmen kabulü ile yardım nafakası için çocuk tarafından açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Çocuk Muhammed Emin lehine tedbir ve iştirak nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

Enes lehine de aylık 1.500 TL yardım nafakasının tahsilini talep ve dava etmiştir....

    Adetlerine ve ahlak anlayışına aykırı, sürekli seyahat eden, "çıplaklar kampı..." diye bilinen yerlerde eğlendiğini, davacının basit aile buluşmalarını bile yurt dışında düzenlediğini, senede 2- 3 kez Antalya, 3- 4 kez İstanbul, 5- 6 kez İzmir, en az 2 kez yurt dışına tatile giden birisinin yoksulluğa düştüğünden bahsedilemeyeceğini belirterek kadının yoksulluk nafakasının artırımı davasının reddine, dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakası bakımından ise müvekkilinin bağlanan iştirak nafakasını ödemekle yetinmeyip çocukların her türlü ihtiyacını karşıladığından asıl davanın tümüyle reddine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, üniversite öğrencisi olan, müvekkiline boşanma davası ile verilen iştirak nafakasının reşit olunca sona erdiğini, müvekkilinin İstanbul' da yurtta kalacağını belirterek, öğrenim ve diğer ihtiyaçları için aylık 750 TL yardım nafakası verilmesini talep etmiştir. Davalı; davacının tam burslu olarak üniversiteyi kazandığını, geçim sıkıntısı çektiğini, kredi ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Davada; 11.11.2008 tarihli kararda tarafların boşanmasına hükmedildiği belirtilerek, önce tedbir olmak üzere, davacı kadın ve müşterek çocuk için 500'er TL yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 350 TL davacıya, 400 TL çocuğa yardım nafakasına hükmedilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin bu davadaki talebi, yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin bulunmaktadır. Boşanmaya ilişkin karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmadan sonra hüküm ifade edeceğinden, boşanma davasının sonucu (kesinleşmesi) beklenmeli, bundan sonra taleple ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir. Mahkemece, talep edilen nafakanın niteliği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı, boşanma davası açılmakla; davacının ayrı yaşama hakkı doğar....

        Her ne kadar davalı erkek vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı iştirak nafakası artırım miktarlarının aşırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; Bolu 2.Aile Mahkemesinin 2021/383 E.-2022/374 K.sayılı dosyasında, ilk derece mahkemesi tarafından iştirak nafakası artırımı konusunda verilen karar, 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesi gereğince, kabul edilen kısımlar yönünden miktar itibariyle kesin nitelikte olup, bu durumda, davalının kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK'nun 352/1- b maddesi gereğince, davalının iştirak nafakası artırımına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Sayısı ile açılmış olan davada, dava görüldüğü esnada 10/03/2015 tarihinde 200'er TL olarak belirlenen tedbir nafakası kesinleşen dava sonucunda da (2018/18E.) 200'er TL iştirak nafakası olarak hüküm altına alındığı, davacılardan Betül AKÇALI Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi olduğu, diğer davalılardan Yusuf AKÇALI ise Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi öğrencisi olduğu, davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakası 22/04/2014 tarihli ara kararda verilen tedbir nafakasının devamı niteliğinde olduğu ve aradan çok uzun bir zaman geçtiği, 6.5 sene gibi bir sürede davacıların ihtiyaçlarının arttığı, üniversite ve lise öğrenimlerine başladıklarını, 200'er lira olan iştirak nafakalarının davacıların ihtiyaçlarını gidermeye yeterli olmadığını, bu sebeplerle davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakasının yükseltilmesi istemiştir....

        Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı Sümeyye'nin üniversite öğrencisi, diğer müvekkillerinin ortaöğretimde öğrenci olduğunu, davalının davacıların babası olduğunu, davacıların anne ve babasının boşandığını, boşanma ilamı ile davacılar için karar tarihinden itibaren bir yıl boyunca 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak bu iştirak nafakasının halihazırda kesildiğini belirterek davacı Sümeyye lehine 1.500,00 TL yardım nafakası, Sevde ve Zehra lehine 500,00'er TL iştirak nafakası verilmesini talep ve dava etmiştir. Gerek asıl davada gerekse asıl dava ile birleşen davada davalı süresinden sonra verdiği cevap ve beyan dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir....

        K.. için takdir edilen aylık 1.750'şer TL'den toplam aylık 3.500 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, küçüklere harcanmak üzere davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine," ifadesindeki "...tedbir nafakası..." teriminin hükümden çıkarılarak yerine; "iştirak nafakası " ifadesi yazılmak sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Somut olayda; icra takibine dayanak ilam “yardım nafakası” alacağına ilişkin olup, yasal dayanakları farklı olan boşanma davasında hükme bağlanan iştirak nafakasından bağımsızdır. Bu durumda yardım nafakasının müstakil olarak takibe konulmasında bir usulsüzlük yoktur.Küçüğün reşit olması tarihinden sonraki iştirak nafakasının alacaklısı anneye yapılan ödemelerin yardım nafakası borcundan mahsubu mümkün değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle Mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

            UYAP Entegrasyonu