Aile Mahkemesi'nin 03/05/2017 tarihli 2017/361 E 2017/396 K sayılı kararı ile hükmedilen nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye indirilmesine, davalı Ecem aleyhine açılan yardım nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir....
Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru (basiretsizliği vb.) ile mali imkanlarını zorlayan tarafın MK.nun 2.maddesinden yararlanması sözkonusu olamaz. Ancak, Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa (örneğin olağanüstü dalgalanmalarda edimler arasındaki denge alt-üst oluyor ve bu yüzden ifa aşırı derecede zorlaşıyorsa) güven sorumluluğu ve ivazsız iktisabın korunmazlığı ilkesi (MK.mad.2) gereğince sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....
Türk Medeni Kanunun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Türk Medeni Kanunun 176/4.maddesine göre; iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir....
O halde mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken; nafaka miktarını protokolle üstlenildiği ve nafakanın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte ekonomik durumunda değişikliğin olduğunu da kanıtlanamdığı gerekçesiyle; eksik araştırma ve inceleme sonucu, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece, yapılacak iş; tarafların ekonomik durumlarının teferruatlı olarak araştırıldıktan sonra, sonucu dairesinde karar vermek olmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2014 NUMARASI : 2013/1049-2014/187 Taraflar arasında görülen yoksulluk ve yardım nafakası artırımı davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile; nafakaların yetersiz olduğunu belirterek, aylık 225.00.- TL olan yoksulluk nafakasının 325.00.- TL'ye, 200.00.- TL olan iştirak nafakasının 275.00.- TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksuluk nafakasının kaldırılması-azaltılması,iştirakın azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 34.15.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı...
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Bundan ayrı olarak; TMK.327.maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" denilmektedir. Somut olayda; müşterek çocuk için belirlenen iştirak nafakasının üzerinden dava tarihine kadar 5 yıla yakın zaman geçmiştir. Bu zaman içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Paranın alım gücü en azından enflasyon oranında da azalmıştır....
Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KORKUTELİ ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2014 NUMARASI : 2014/109-2014/751 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı - kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-k. davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesi ile; nafakanın yetersiz olduğunu belirterek, aylık 40 TL olan yoksulluk nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; yoksulluk nafakasının kaldırılmasını mahkemenin aksi kanaate hasıl olması durumunda artırımın mümkün olan en az seviyede yapılmasını talep etmiştir....