Mahkemece; tarafların, anlaşmalı olarak boşandıkları, aradan geçen süre içerisinde davacının yeniden evlendiği, bir çocuk sahibi olduğu, davalının asgari ücret karşılığı çalıştığı, ailesine ait evde kira vermeksizin oturduğu, bakmakla yükümlü olduğu başka birisinin bulunmadığı, ayrıca davalı tarafça yazıldığı ve gönderildiği kabul edilen elektronik posta(e-mail) içeriğine göre, davalının yoksulluk nafakasını kendisi için istemediği başkalarına yardım amaçlı kullandığı, bu hali ile yoksulluk nafakası ödenmesinin yasal şartlarının kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Aile Mahkemesinin 2005/256 esas 2005/517 karar 12/05/2005 tarihli ilamıyla hükmedilen davacı için 200,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk Deniz için 400,00 TL iştirak nafakasının değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak yoksulluk nafakasının 450,00 TL'ye, iştirak nafakasının 900,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiş; yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda yoksulluk nafakasının artırım isteminin reddine, iştirak nafakasının aylık 350,00 TL artırılarak 750,00 TL'ye çıkarılmasına hükmolunmuş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz olunmuştur . Dava; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Somut olayda; taraflar ... Aile Mahkemesinin 2006/702 Esas ve 2007/282 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar ve davalı lehine 250 TL yoksulluk nafakası hükmedilmiştir. Davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra bakıcı olarak çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile elde ettiği gelir toplamı, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar, olayda yoksulluk nafakası davasının dava koşullarının gerçekleşmediği ve istemin süresinde olmadığı göz önünde tutulmaksızın mahkemece, davacı lehine boşanma kararı ile hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak nitelendirilip nafakanın artırılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, yoksulluk nafakasının arttırılması ve bakım nafakası istemine ilişkindir....
Mahkemece, davacılar yararına anılan yasa maddeleri gereğince, yardım nafakasına karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelemede hataya düşülerek davalı babanın davacı kızlarına tedbir ve yoksulluk nafakası ödemesine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1. ve 2. fıkralarının tamamen çıkarılarak yerine; " 1. Davacı ... için dava tarihinden itibaren aylık 200.00.- TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2. Davacı ... için dava tarihinden itibaren aylık 200.00.- TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine " ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Asıl davada, yardım nafakasının artırılması; (birleşen dava yönünden, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 5.60 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.11.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
Davalı- birleşen dava davacısı dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile davacıya vefat eden babasından taşınmazlar kaldığını, bu taşınmazlardan kira geliri elde ettiğini, bu nedenle davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ile davacı-birleşen dava davalısı lehine hükmedilen aylık 210 TL'lik yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş,hüküm davacı-birleşen dava davalısı tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması; birleşen dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. .... nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Hal böyle olunca mahkemece, Ankara 1.Aile Mahkemesi'nin 2009/1285 E-2010/659 K sayılı nafaka artırım davasının dava tarihi olan 28.09.2009 tarihinden iş bu davanın açıldığı 16.10.2012 tarihine kadar geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu bağlamda; Dairemizin 13.02.2014 tarih ve 2013/17762 Esas- 2014/2119 Karar sayılı mahkemece uyulmasına karar verilen ilamda davacı ... yönünden iş bu davada ilk kez yardım nafakası isteminde bulunulduğu açıkça ifade edilmiş olmasına ve davalının sosyo ekonomik durumunun tam olarak tespitinden sonra ; davacı ... lehine yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken; bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen bozma ilamı ve nafakaya ilişkin yerleşik hukuk kuralları hilafına , "...'ın daha önce almış olduğu iştirak nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesi davası ile ilgili olarak iştirak nafakasının reşit oluncaya kadar devam ettiği, yoksulluk nafakasının ayrı bir dava olup harç ile ayrı müstakil şekilde açılması gerektiği gözönünde bulundurularak bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının ayrı bir dava açmakta muhtariyetine, " şeklinde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir ....