Yoksulluk nafakası yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen ve mahkemenin 2016/956 Esas sayılı dosyasına sunulan 17/01/2017 tarihli boşanma protokolünde, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yoksulluk nafakası taleplerinin bulunmadığının belirtilmesi karşısında, davacı kadının bu beyanının feragat niteliğinde olduğu, bir daha yoksulluk nafakası talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların Karşıyaka 1.Aile Mahkemesi'nin 27/02/2017 tarihinde kesinleşen kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davacı kadının karşı taraftan tedbir, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, katkı payı, katılma alacağı, mal ve alacak, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan ettiği, mahkemece de açıkça talep edilmediği belirtildiğinden taraflar lehine tedbir, yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir....
Asıl davada; 2004 yılında mahkemece yeniden değerlendirilerek hüküm altına alınmış olan nafakaların aradan geçen süre nedeniyle yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 80 TL den 520 TL ye, iştirak nafakasının ise 100 TL den 700 TL ye artırılması, karşı davada ise; nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL ye, iştirak nafakasının ise 500 TL ye artırılmasına, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı – karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Yoksulluk nafakasının takdir edildiği 2010 yılından bu davanın açıldığı 2013 yılına kadar davacının ihtiyaçları arttığı gibi, ülkenin ekonomik koşullarının da değiştiği, paranın alım gücünün de en azından enflasyon oranında değer kaybına uğramış olduğu bilinen bir gerçektir. Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının çalışmasının sürekli olmadığı ve ihtiyaçları nazara alınarak, yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece bu yönün gözardı edilerek yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bundan ayrı olarak; TMK.nun 182/2 maddesi gereğince; "Çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf kudretine göre onun infak ve terbiye masraflarına iştirak ile mükelleftir" hükmü getirilmiştir....
Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların.....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/181 Esas 2008/60 Karar sayılı ilamı ile taraf1arın boşanmalarına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müşterek çocuk... velayetinin davacıya verildiğini, bu karar ile müvekkiline 200,00 TL tedbir nafakası, müşterek çocuk için 100,00 TL iştirak nafakası verildiğini, kararın aradan geçen süre ve sosyal ekonomik şartlar karşısında müvekkili için yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL arttırılarak 500,00 TL’ye, müşterek çocuk için iştirak nafakasının aylık 300,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/02/2022 NUMARASI : 2021/161 Esas - 2022/77 Karar DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakasının Artırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Ankara 2. Aile Mahkemesinin E.2016/233- K.2017/158 sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına karar verildiğini, müvekkili için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına karar verildiğini, müvekkili ve müşterek çocuk için belirlenen nafakanın üzerinden 4 yıl geçtiğini, miktar itibari ile günümüz şartlarında müvekkilinin ve çocuğunun giderlerini karşılayamadığını, gerek ülke ekonomisinin farklılaşması gerek müşterek çocuğunun büyümesi sebebi ile ihtiyaçlarının artması ilgili nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 700,00 TL ye, iştirak nafakasının aylık 700,00 TL ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/02/2022 NUMARASI : 2021/161 Esas - 2022/77 Karar DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakasının Artırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Ankara 2. Aile Mahkemesinin E.2016/233- K.2017/158 sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına karar verildiğini, müvekkili için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına karar verildiğini, müvekkili ve müşterek çocuk için belirlenen nafakanın üzerinden 4 yıl geçtiğini, miktar itibari ile günümüz şartlarında müvekkilinin ve çocuğunun giderlerini karşılayamadığını, gerek ülke ekonomisinin farklılaşması gerek müşterek çocuğunun büyümesi sebebi ile ihtiyaçlarının artması ilgili nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 700,00 TL ye, iştirak nafakasının aylık 700,00 TL ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 08/05/2014 NUMARASI : 2013/1049-2014/285 Taraflar arasında görülen yoksulluk, yardım ve iştirak nafakasının kaldırılması, yoksulluk ve yardım nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı- (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 26.10.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması ya da azaltılmasına karar verilebilir". Somut olayda, davalı kadına yoksulluk nafakasının bağlanmasından sonra davalının çalışmaya başladığı, dosyada mevcut maaş bordrosuna göre de nisan 2010 tarihi itibariyle de 1116 TL. maaş aldığı , 2009 yılında davalıya çalıştığı yer tarafından maaş ve ikramiyelerine karşılık olmak üzere 35.366 TL. toplu ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar, davalının şu an itibariyle gelir durumu, ülke şartlarına göre onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde ise de, yoksulluk nafakasının tamamen ortadan kaldırılması durumunda, davalı kadının Medeni Kanun hükümlerine göre, ileride bir daha yoksulluk nafakası talebinde bulunamayacağı ve dava açamayacağı gibi bir durum ortaya çıkar ki, bu durum ise hakkaniyet ilkeleri ile bağdaşmayacağı gibi, kadın yönünden de mağduriyete yol açabilecektir....
Dava; yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. TMK'nun 176/4 maddesi gereğince "tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." hükmü düzenlenmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 182/2 maddesine göre, velayet kendisine verilmeyen eş, müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim istem halinde irad biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. 4721 sayılı TMK'nun 328 m.sine göre, ana ve babanın bakım gücü çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. 4721 sayılı TMK'nun 329 ve 330. maddelerine göre de, küçüğe fiilen bakan ana ve baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....