Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/04/2015 tarih, 2015/215 Esas, 2015/270 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı şekilde boşandıklarını, müşterek çocuk Muhammed Emin'in velayetinin annesine bırakıldığını, davalı baba tarafından aylık 250- TL iştirak nafakası ödenmesi ve yıllık %10 artış oranı kararlaştırıldığını, her ne kadar anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakası artırımı davasından feragat edildiği şeklinde bir beyan mevcut olsa da, yerleşik içtihatlar uyarınca işbu feragat beyanının geçersiz olduğunu, 2015 yılında müşterek çocuk 4 yaşındayken kararlaştırılan aylık 250- TL olan ve halihazırda 450- TL olarak ödenen iştirak nafakası, müşterek çocuğun büyüyerek ihtiyaçlarının artması ve günümüzdeki ağır enflasyon nedeniyle yetersiz kaldığını, ayrıca taraflarca kararlaştırılan %10 yıllık artış oranının günümüzdeki enflasyon karşısında mahiyetini tamamen yitirdiğini, aylık 250- TL olarak kararlaştırılan ve halihazırda 450- TL olarak ödenen iştirak nafakasının dava tarihinden başlamak üzere...
Mahkemece; boşanmadan sonra davacının sigortalı olarak çalışmaya başladığı, ekonomik durumunda iyileşme olduğu, tarafların ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gereğince davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının artırımı isteminin reddine, iştirak nafakasının 175'er TL'ye artırımına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımına ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin, sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Somut olaya gelince davacı vekili dilekçesi ile müvekkilinin Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi 4.sınıfta okumakta olduğunu ve çalışamadığını, davalı babasının aylık 350 TL nafaka ödemeye devam ettiğini belirterek nafakanın 4.650 Tl artırılmasına karar verilmesini istese de ilk derece mahkemesi kararında belirtildiği gibi reşit olmakla davacı lehine olan iştirak nafakasının sona erdiği, ortada geçerli bir nafaka hükmünün bulunmadığı mahkeme hakimi tarafından belirlenerek istenen 5.000 TL nafakanın yardım nafakası olduğu belirlenip esasa girilerek esastan hüküm kurulması gerekirken davanın iştirak nafakasının artırılması olduğu yönündeki hatalı düşünce ile davanın reddine karar vermesi doğru bulunmamıştır....
Aile Mahkemesinin 2005/256 esas 2005/517 karar 12/05/2005 tarihli ilamıyla hükmedilen davacı için 200,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk Deniz için 400,00 TL iştirak nafakasının değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak yoksulluk nafakasının 450,00 TL'ye, iştirak nafakasının 900,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiş; yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda yoksulluk nafakasının artırım isteminin reddine, iştirak nafakasının aylık 350,00 TL artırılarak 750,00 TL'ye çıkarılmasına hükmolunmuş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz olunmuştur . Dava; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Mahkemece; iştirak nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra ortadan kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33.maddesi (mülga 1086 sayılı HUMKnun 76.maddesi) uyarınca; davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara ait ise de, dava dilekçesini bir bütün olarak değerlendirerek, davayı nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.10.2013 gün, 2013/5-603 esas, 2013/1503 karar sayılı ilamı.) Somut olayda, davacı, davalıya aylık 200.00.- TL yardım nafakası ödediğini ve davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek, yardım nafakasının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece; yanılgılı değerlendirme ve nitelendirme sonucu iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi isabetli değildir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2022 NUMARASI : 2022/255 ESAS 2022/455 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili lehine takdir edilen aylık 300 TL yoksulluk nafakasının 2700 TL artırılarak aylık 3.000 TL yükseltilmesini, müşterek çocuk lehine takdir edilen aylık 350 TL iştirak nafakasının 1.650 TL artırılarak aylık 2.000 TL yükseltilmesini, adli yardım taleplerinin kabulü iye yargılama gideri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
Asıl davada; davacı (baba), davalıya (kadın) ödenmekte olan 75 TL yoksulluk nafakası ile diğer davalılara (müşterek çocuklar ..., ... ve ...) ödenen 50 TL iştirak nafakalarının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Birleşen davada, davacı (müşterek çocuklar ..., ..., ... ve ...) davalı (baba)'dan 150'şer TL yardım nafakası talep ve dava etmişlerdir. Mahkemece; esas dava yönünden, davalıya (kadın) ödenmekte olan 75 TL yoksulluk nafakasının ve diğer davalılar ..., ... ve ...'a ödenmekte olan 50'şer TL iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Birleşen davada ise; davacılar ... ve ... yönünden yardım nafakası taleplerinin reddi, diğer davacılar ... ve ... yönünden yardım nafakaları taleplerinin kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Bu bağlamda; mahkemece yardım nafakası miktarı belirlenirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek belirlenecek nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davanın kısmen kabulü ile; yerel mahkeme kararını müşterek çocuk Mehmet Çapan lehine bağlanan 200 TL iştirak nafakasının 1.300 TL arttırarak toplamda aylık 1.500 TL iştirak nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası arttırım talebinin çalışıyor olması ve gelir elde etmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkeme kararını yoksulluk nafakası talebinin reddini, hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının iştirak nafakası arttırım talebinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Açılan davanın davacı T1 için yoksulluk nafakasının arttırım talebine, müşterek çocuk Mehmet Çapan için iştirak nafakasının arttırım talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, ....sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....