TMK 197.maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakasında davacı kadının birlikte yaşamaya ara verilmesinin haklı bir sebebe dayandığı hususunu ispatlaması gerektiği, bu hususun da yapılan yargılama sonucunda belli olacağı, bu nedenle yargılama süresince kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmesinin hatalı olduğu, yargılama sonucunda davasını ispat edecek kadın için belirlenen tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği, mahkemece ise hatalı değerlendirme sonucu dava tarihinden itibaren 400 TL tedbir nafakası karar kesinleştikten sonra 1000 TL tedbir nafakası şeklinde iki ayrı hüküm kurulduğu görülmüştür....
Aile Mahkemesinin 2007/695 esas ve 2007/994 sayılı dosyasında Türk Medeni Kanunun 197. maddesi uyarınca hükmedilen tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür olmayacak şekilde dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesiyle yoksulluk nafakası (TMK md.175) talep etmiştir. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır....
Mahkemece; tanık anlatımları ile davacının ayrı yaşamakta haklı olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı yönünden tedbir nafakası isteminin reddine, müşterek çocuk yönünden ise tedbir nafakası isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı tedbir nafakası istemine ilişkindir (TMK. md. 197). Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda; dava dilekçesi ile davalı hakkında Kale Sulh Ceza Mahkemesinde dava açıldığı ileri sürülmüş, ayrıca bu dava dosyası davacı tarafça delil olarak bildirilmiştir. Ne var ki mahkemece, delil olarak bildirilen dava dosyası celbedilip incelenmemiş, eksik inceleme ile karar verilmiştir....
Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı yönünden hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1 nolu bendinde yer alan “...karar kesinleşmesine binaen yoksulluk nafakası olarak devamına..." ifadesinin ve 2 nolu bende yer alan "iştirak nafaka" ifadelerinin çıkarılarak yerine "...tedbir nafakası..." ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 15.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
(TMK.'nın 197/1.maddesi) Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. (TMK.'nın 197/2.maddesi) Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. (TMK.'nın 197/3.maddesi) Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. (TMK.'nın 197/4. maddesi) Bu bağlamda; ayrı yaşamada haklı olan eş diğer eşten kendisi için tedbir nafakası isteyebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava, ayrı yaşamda haklılık hukuksal sebebine dayalı (TMK 197) bağımsız tedbir nafakası, birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine (TMK 166/1- 2) dayalı boşanma istemine yöneliktir....
Boşanma davasında (TMK. 169. md. gereğince) hükmedilen tedbir nafakası red kararının kesinleşmesi ile sona ereceğinden davacı eşin ayrı yaşamaya dayalı açtığı tedbir nafakası davasında ayrı yaşama olgusunun kanıtlanması halinde mükerrer olmayacak şekilde mahkemece; davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davalı T3 adli yardım talebinin kabulüne, II-Davalı T3; kadının reddedilen tedbir nafakası taleplerine, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, Şarkikaraağaç Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 20.09.2021 tarih, 2020/190 esas ve 2021/181 karar sayılı kararının kadının reddedilen tedbir nafakası talepleri ile çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, "Davalı T3 tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihi olan 17.11.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının (TMK md. 169) davacı T1 alınarak davalı T3 verilmesine, tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihte sona ermesine,'' "Velayeti anneye verilen müşterek çocuk Hasan Rüzgar için dava tarihi olan 17.11.2020 tarihinden, boşanma kararın kesinleştiği tarihe kadar...
ın karar tarihinden sonra 15.02.2017 tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Ayrı yaşamada haklı olan davacı-davalı kadının bağımsız tedbir nafakası davasının kabulü ile kadına boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası (TMK m. 169) ile mükerrer olmayacak şekilde uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (TMK m. 197) 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir....