Davalının, davacı kadın için hükmedilen tedbir nafakası ile davacı kadının nafaka miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde ise; Toplanan delillerden; dinlenen tanık beyanlarına göre kadının çocukların tedavisi ile ilgilenmek için Diyarbakır iline geldiğinde davalının kadının ailesini arayıp "gelmesin, boşadım, istemiyorum dediği", bu olay sonrası biraraya gelmedikleri, davalı erkeğin 2016 yılında açtığı boşanma davasının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedildiği, bu durumda davacı kadının TMK'nın 197. maddesi gereğince ayrı yaşamakta haklı olduğu davacı kadın ve yanında kalan ortak çocuklar yararına tedbir nafakası koşullarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK 4.md) birlikte değerlendirildiğinde kadın için 500,00 TL; ortak çocuklar için ayrı ayrı hükmedilen 400,00'er TL tedbir nafakası miktarlarının da hakkaniyete uygun olduğu sonuç ve vicdaani kanaatine varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; tedbir nafakasının miktarı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece ilk kararda davacı kadın yararına hükmedilen 1.000,00 TL tedbir nafakasının çok olduğundan bahisle hüküm bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuştur. Bozma sonrası kararda ise davacı kadın lehine 600.00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Eşlerden birisi fiili ayrılık sırasında tedbir nafakası isteminde (TMK m.197) bulunması halinde, tedbir nafakası miktarı belirlenirken, hakim tarafların fiilen bir aradayken sürdürdükleri yaşam seviyesini gözetmek zorundadır. Bu ilke dikkate alındığında, bozma sonrası hükmedilen tedbir nafakasının miktarı bozmanın amacına uygun olmayıp, azdır....
Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanması halinde tedbir nafakası ile eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK. Md.186 /son). Ayrı yaşamada haklı olan davacı eşin ekonomik durumunun daha iyi olması davalı (koca) yı tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmalıdır....
tazminata, davalı-davacı lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakası taktirine, karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile (TMK md.166/1) tarafların boşanmalarına, kadın yararına 200,00 TL tedbir ve 450,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, müşterek çocuk ergin olduğu için iştirak nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk Engin için yardım nafakası talebinin ehliyetten reddine hükmetmiştir. Davacı kadın vekili; tazminat ve nafakaların miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı koca; boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat ile nafakalara yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1- 2) hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355)....
GEREKÇE: Asıl dava; ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakasına (TMK madde 197), karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine, birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîleri istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - karşı davalı tarafça kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı, asıl davanın reddedilen kısmı, davalı - karşı davacı tarafça asıl davanın kabul edilen kısmı, Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesine dayalı karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
GEREKÇE : Dava, Türk Medeni Kanununun 197.maddesine dayalı tedbir nafakası talebine ilişkin olup, verilen karara karşı davalı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Eşlerin fiilen ayrı yaşamaları halinde ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır (TMK m.197/4). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK m.329/1)....
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına (TMK m.197) yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hükmolunan nafakanın yıllık miktarı 3.600,00 TL olup, karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, tedbir nafakası davasına (TMK m.197) yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin boşanma davasına yönelik itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulması...
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden verilen kararda, tarafların Gaziantep 4.Aile Mahkemesi’nin 2019/500 Esas, 2020/94 Karar sayılı 18.02.2020 tarihli kararı ile boşandıkları ve tarafların anlaşması ile maddi-manevi tazminat ve tedbir-yoksulluk nafakasına karar verilmediği gerekçesi ile konusuz kalan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilir. Davacı kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davası 15.08.2012 tarihinde açılmış, taraflar ise boşanmanın ferilerinden olan tedbir nafakasına yönelik 11.02.2020 tarihinde düzenlenen protokol uyarınca anlaşmaya varmıştır. Bu durumda mahkemece; bağımsız tedbir nafakası dava tarihinden tarafların anlaşmaya vardığı 11.02.2020 tarihine kadar bağımsız tedbir nafakası istemi hakkında değerlendirme yapılarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir....
İstek halinde nafakanın gelecek yıllarda ne miktarda arttırılacağının karara bağlanması ancak irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası (TMK.m.176/son) iştirak nafakası (TMK.m.182/3), soybağının hükümleri içinde yer alan ana ve babanın çocuğa karşı nafaka mükellefiyetinde (TMK.m.330/2) ve yardım nafakasında (TMKmd.365/son) söz konusudur. Tedbir nafakasının istek olsa bile gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması mümkün bulunmamaktadır. Bu yasal durum gözetilmeden davalı-davacı kadınla birlikte yaşayan müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesi ve iştirak nafakası olarak yazılması doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....