Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenilen kararın posta yoluyla tebliğ edildiği, Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmemiş olan söz konusu kararın kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfizine karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmiş olması gerekmektedir. 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi'nde sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında yapılacak tebligatların hangi makam tarafından ve hangi usul çerçevesinde yerine getirileceği belirlenmiş olup, hem ......

    Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davası açıldığını, 19.01.2005 tarihinde davanın müvekkilleri lehine sonuçlandığını, kararın 21.07.2005 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek, asıl ve birleşen davada yabancı mahkeme kararı ile masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararında MÖHUK’un 34 ve 38. maddelerdeki usuli şartların oluşmamış olduğunu, müvekkillerine dava dilekçesinin ve kararın usulüne uygun tebliğ edilmediğini, ayrıca kararın kamu düzenine de aykırı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; tenfizi istenen kararın gıyabi karar olduğu, MÖHUK 38. maddesi şartları bulunmadığı, gerekçesiyle ispatlanamayan asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TANIMA VE TENFİZ Dava; isim değişikliğine ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi istemidir. Mahkeme kararındaki nitelendirme sehven tapuda isim düzeltilmesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi olarak belirtilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 31.01.2019 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8 Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece; "İşbu dava; 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’ un 50 ila 63. maddelerinde düzenlenen yabancı mahkeme kararının (ilamının) tanıma tenfizi davasıdır. Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin bulunmakla öncelikle, buna ilişkin yasal düzenlemeler ile kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır: Tanıma; "Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü", tenfiz ise "bir mahkeme kararının , sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı"dır. Tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır....

        Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). .... -2- Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin Türk hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır....

          Somut olayda, tanıma ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı alacak hükmüne haiz olup aynı konuda Türkiye’de açılan bu tür davalarda dosya hangi aşamada olursa olsun 7194 sayılı Yasa gereğince davacıların, davalı şirkete ortak olduğu kabul edilerek “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmekte ve kararlar bu şekilde kesinleşmektedir. Buna karşın yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak olup, Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki kararlara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılması MÖHUK’un 54/1-c maddesinde düzenlenen ve yukarıda özetlendiği üzere Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edecektir....

            Diğer taraftan, tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde, tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır. 5718 sayılı Kanunun (MÖHUK), yukarıya metni aynen alınan 59.maddesinde; yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği düzenlenmiştir. Bu hükümle, yabancı mahkemeye ait ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının tanınmasından itibaren değil, somut olayda tanımaya konu yabancı mahkemeye ait boşanma kararının kesinleştiği andan itibaren etkisini göstereceği kabul edilmiştir. Bir başka deyişle, tanıma kararları nitelikleri gereği, verildikleri andan geriye etkili olarak yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle hüküm ifade edecektir....

              Dava yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Mahkemece tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının davalılardan.... Holding A.Ş. bakımından bir üst mahkemece feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesi ekinde tenfizi istenen kesinleşme şerhini taşıyan ...Eyalet Mahkemesi kararının onaylı aslı ve çevirisi ibraz edilmiş, davalı şirket vekili yargılama sırasında verdiği 13.09.2013 günlü dilekçe ekinde tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının davalı şirket yönünden feshedildiğine dair Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin karar örneği ve çevirisini sunmuştur. Ancak sunulan ...Eyalet Yüksek Mahkemesi kararının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış çevirisi olmayıp fotokopidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme Kararının Tanınması ve Tenfizi Taraflar arasındaki "yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının, davacı ... ile olan evliliğinin ve müşterek çocuklarının, Türkiye'de nüfus kayıtlarında yer almamış olmasının, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ve bu boşanma ilamında yer alan çocukla ilgili nafaka yükümlülüğüne ilişkin bölüm hakkında tenfiz kararı verilmesine engel oluşturmayacağına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru...

                  Şti. olmasına rağmen şirket ortağı şahsın evine haciz işlemi yapılmaya çalışıldığını,ihtiyati haciz kararının kötüniyetli olarak kullanıldığını,ihtiyati haczin öncelikle kaldırılmasını aksi halde şahsın evine hacze gidilmemesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava hakem kararının tadiline ilişkin kesinleşmiş kararın tanıma ve tenfizine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK'un yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tenfizi ve tanınmasını düzenleyen 50. vd. maddelerine göre, Türkiye'de bir yabancı mahkeme kararının infaz edilebilmesi veyahut kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi bu karar hakkında tanıma veya tenfiz kararı verilmesine bağlı olup, yabancı mahkeme ve hakem kararının tanınması veya tenfizi ise bu kararın usulünce kesinleşmiş olmasına bağlıdır....

                    UYAP Entegrasyonu