"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Beyşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :11.02.2014 NUMARASI :Esas no:2009/298 Karar no:2014/88 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı tarafından, tarafların boşanmalarına dair yabancı mahkemece verilen kararın tanınması ve tenfizi için 18.12.2013 tarihinde dava açıldığı, Beyşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince boşanma, velayet ve nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verildiği, bu kararın henüz kesinleşmemiş olduğu görülmektedir....
Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, yabancı mahkeme ilamının tenfizi talebinin yabancı mahkeme kararının tanınmasını da içerdiğine, davacının talebinin aynı zamanda yabancı mahkeme ilamının kesin delil etkisinden yararlanmak için tanınması talebi niteliğinde olmasına (5718 s....
Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfizine karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmiş olması gerekmekte olup kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının bulunması dava şartlarındandır. Davacı vekili, dava dilekçesine kesinleşme şerhi bulunmayan yabancı mahkeme kararı aslı ile onaylı tercümesini eklemiş, yargılama aşamasında verilen kesin süreye istinaden kesinleşme şerhli yabancı mahkeme kararı aslı ve onaylı tercümesini sunmuşşa da, davacı vekilince dosyaya ibraz edilen kesinleşme şerhli karar tercümesinde 17.06.2015 tarihli kesinleşme şerhi bulunup, eldeki tenfiz davası 28.11.2014 tarihinde açılması nedeniyle dava tarihi itibariyle kesinleşmiş yabancı mahkeme ilamı bulunmadığı gözetilerek davanın reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, mahkemece, davacı vekiline, kesinleşme şerhi bulunan yabancı mahkeme karar suretini sunması için iki haftalık kesin süre verilmiş ve sonraki celselerde de süre verilmişse de, davacı vekilinden talep edilen belgelerin sunulması zaman alacağı için verilen kesin süre makul değildir. Bu durumda, yabancı mahkeme ilamının tenfizi için kesinleşme dava şartı olduğundan öncelikle kararın usulüne uygun kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi gerektiğinden, davacı vekiline yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunması için makul bir kesin süre verilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 3. maddesinde “Hakem kararlarının infazı lazım geldiğine dair mahkeme başkanı veya hakim tarafından verilen şerhlerden, hakem kararının mahiyetine göre, karar ve ilâm harcı alınır....
Henüz tenfiz edilmemiş ve tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığı yargılama neticesinde anlaşılacak olan yabancı bir mahkeme veya hakem kararına istinaden tenfiz davasının başında, tenfize konu kararda hükme bağlanan alacağın ‘vadesi gelmiş bir alacak’ olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Buna karşılık yabancı mahkeme veya hakem kararının tenfizini isteyen alacaklı, tenfize konu karardan başka diğer delillerle veya İİK m. 257/f.2’deki şartların mevcudiyetini ortaya koyarak her zaman ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Somut olayda, davacı sadece henüz tanına ve tenfizine karar verilmemiş bir yabancı mahkeme kararına dayanmış olup, bu şekilde yabancı mahkeme kararı tek başına vadesi gelmiş bir para borcunu yaklaşık olarak ispatlamaya elverişli değildir. Dosyada istinaf incelemesinin yapıldığı tarih itibariyle yabancı mahkeme kararına konu alacağın yaklaşık ispatına ilişkin bir belge veya delile de rastlanmamıştır....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup mahkemece yabancı ilamın kesinleştiği benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK’un 50. maddesi uyarınca, ancak, yabancı mahkemelerce verilen ve o yer kanunları gereğince kesinleşen kararların tenfizi istenebilir. Mahkemece, dava konusu yabancı ilamın kesinleştiği benimsenmiş ise de, dava dilekçesine ekli yabancı mahkeme ilamında kararın kesinleştiğine ilişkin bir şerh mevcut olmadığı gibi mahkemece temin edilen belgelerden de dava konusu kararın usulen kesinleştiğine ilişkin bir değerlendirme yapılması mümkün görünmemektedir....
a izafeten davalı gösterildiğini, hakem kararının tenfiz edilmesi gerektiğini, hakem kararının MÖHUK m. 62 uyarınca hiçbir ret sebebini içeremediğini, bu sebeple hakem kararının tenfizi taleplerinin mevcut olduğunu belirterek ... nezdinde verilen ... nolu 25.11.2020 tarihli hakem kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış ancak davalı davaya cevap vermemiştir. Dava; yabancı hakem kararının tenfizine ilişkindir. Davacı tarafından sunulan ... ... dava nolu, 25.11.2020 tarihli yabancı hakem kararı tercümesi ve ekleri incelenmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi Doç. Dr. ... Mahkememize sunduğu 16/08/2021 tarihli raporunda; Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu m. 1 gereğince uluslararası antlaşmalar öncelikli olarak uygulanacağından dolayı dava konusu yabancı hakem kararının tenfizinde Türkiye'nin taraf olduğu “Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında ......
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; Fulda Asliye Hukuk Mahkemesinin 7 O 129/10 Nolu dosyası tahtında verilen kesinleşmiş 14.10.2011 tarihli mahkeme hükmü ile 29.03.2012 tarihli yargılama giderine dair hükmün tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; yabancı mahkemede müvekkilinin savunma hakkının kullandırılmadığını, kesinleşme işlemlerinin usulsüz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yabancı mahkeme kararının tenfizi koşullarının mevcut olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; tüketim ödüncüne ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 24/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....