yabancı mahkeme ilamının tenfizine yönelik talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine" karar verilmiştir....
Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ne ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....
MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Mahkemece Verilen Karar Mahkemece 27.03.2014 tarih, 2013/675 E. ve 2014/338 K. sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 03.06.2015 tarih, 2014/14588 E. ve 2015/7562 K. sayılı kararıyla araştırma yapılması gereğine işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur. C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleştiğine ilişkin belgelerin yapılan yazışmalara rağmen temin edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme kararının tebliğine ilişkin belgelerin mahkemece araştırılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C....
Davalı vekili, yabancı mahkemenin, kendilerine ulaşmayan adi posta yoluyla gönderdiği tebligatı esas alarak kararı kesinleştirmesinin savunma haklarının ihlali olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bir yabancı mahkeme kararının Türkiye Cumhuriyeti ve Almanya'nın tarafı olduğu, Lahey Sözleşmesine göre usulüne uygun bir şekilde taraflara tebliğinin ve davalının savunma haklarının kısıtlanmamış olması gerektiği, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....
Dava; Yabancı mahkeme Kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir. Tenfiz, MÖHUK'un 50/1. maddesinde "Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." şeklinde düzenlenmiştir. Tanıma, MÖHUK'un 58. maddesinde; "(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir....
GEREKÇE:5718 sayılı MÖHUK’un 50/1. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilip kesinleşen ilamların Türkiye’de icra edilebilmesi, yetkili mahkeme tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Anılan Yasa'nın 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir. Dava dilekçesine yabancı mahkeme ilamının ilamı veren mahkeme tarafından onanmış örneği ve tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren evrak ve tercümesi eklenmiştir. MÖHUK'un 54/c. maddesi hükmüne göre tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması gerekir. Yabancı kararın elde edilmesinde uygulanan yabancı hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenmesi esasen söz konusu değildir....
Diğer taraftan, tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde, tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır. 5718 sayılı Kanunun (MÖHUK), yukarıya metni aynen alınan 59.maddesinde; yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği düzenlenmiştir. Bu hükümle, yabancı mahkemeye ait ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının tanınmasından itibaren değil, somut olayda tanımaya konu yabancı mahkemeye ait boşanma kararının kesinleştiği andan itibaren etkisini göstereceği kabul edilmiştir. Bir başka deyişle, tanıma kararları nitelikleri gereği, verildikleri andan geriye etkili olarak yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle hüküm ifade edecektir....
Başka bir anlatımla Türk Hukukuna göre evlilik, Türk Mahkemesinden verilen boşanma kararı, yabancı mahkemeden verilen boşanma kararının tanıma-tenfizi kararı, Türk Mahkemesinden verilen evliliğin iptali kararı, ölüm ve benzeri sebeplerle sonlanmışsa bu hukuki olayların öncesinde verilerek kesinleşen yabancı mahkeme boşanma kararının tanıma-tenfizi istenemez. Bilindiği üzere boşanma hükmünün tanınması yabancı mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin ülkemizde kabulü anlamına gelmekte ise de yabancı mahkemeden verilen boşanma kararı aynı zamanda bir eda kararını da içermekte ise örneğin yabancı mahkeme kararında tazminat veya nafakaya da hükmedilmişse kararın eda bölümü için tenfiz şartlarının varlığı aranacaktır. Tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararı Türk mahkemesinden verilen başka bir karar ile “bağdaşmayacak” nitelikte olması ret sebebi midir? Evet ret sebebidir....
Davalı vekili, davacının daha önce İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2004/359 esaslı davayı açtığını ve bu dosyanın derdest olduğunu, tenfizi istenen ilamın zamanaşımına uğradığını, yabancı mahkeme kararlarının aynen tenfizinin istenebileceğini, ayrıca davacının gerçek kişi mi, tüzel kişilik mi olduğunun anlaşılamadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının MÖHK’un 38.maddesindeki şartları taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Fransa Lyon 3.İstinaf Mahkemesinin 1999/08168 ve 11.07.2001 tarihli mahkeme kararının aynen tenfizine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 750.00....
KARŞIOY 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 50. maddesi, yabancı mahkemelerce hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş bulunan kararların, verildiği devlet kanunları uyarınca kesinleşmiş ise tenfiz kararı verilebileceğini öngörmektedir. Bu çerçevede, anılan kanun hükmünün, yabancı ilamın kesinleşmesi için, ilamın verildiği devletin kanunlarına atıf yapmakta olduğu ve şekli anlamda bir kesinleşmeyi gerekli ve yeterli bulduğu açıktır. Bu açıklama ışığında, bozma kararından sonra oluşturulan dosya kapsamı uyarınca, dava konusu yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği ve bu hususun karar üzerine ilgili mahkeme katibi tarafından işlendiği anlaşılmaktadır. Bu husus özellikle, yabancı mahkemede görülen davanın özetine ilişkin işlem şemasında da belirtilmekte olup kararın ilamın verildiği mahkemenin tabiyetinde bulunduğu devlet mevzuatı uyarınca kesinleştiği açıktır....