Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler için gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı ve tarafları uyarmalıdır. Somut olayda, mahkemece, davacı vekiline, kesinleşme şerhi bulunan yabancı mahkeme karar suretini sunması için iki haftalık kesin süre verilmiş ve sonraki celselerde de süre verilmişse de, davacı vekilinden talep edilen belgelerin sunulması zaman alacağı için verilen kesin süre makul değildir. Bu durumda, yabancı mahkeme ilamının tenfizi için kesinleşme dava şartı olduğundan öncelikle kararın usulüne uygun kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi gerektiğinden, davacı vekiline yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunması için makul bir kesin süre verilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 53. maddesinde, mahkemeden yabancı ilamın tenfizine karar verilmesine ilişkin talep dilekçesine hangi belgelerin ekleneceği hüküm altına alınmıştır. Anılan madde uyarınca tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve tercümesinin eklenmesi gerekmekte olup bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi zorunludur....
Aile Mahkemesi TARİHİ :19.09.2013 NUMARASI :Esas no:2013/493 Karar no:2013/593 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı temyiz edilmiş ise de, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması hakkında verilen kararların Yargıtay incelemesinin duruşmalı yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından, davacının duruşma isteğinin reddine karar verildi....
18/12/2018 tarih ve 12 O4 176/18 sayılı kararının MÖHUK 54 ve devamı uyarınca tanınması ve tenfizine karar verilmiştir....
Dava konusu uyuşmazlık açısından, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi ile ilgili hükümlerin genel olarak 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda (MÖHUK) m. 50-59 arasında düzenlenmekle beraber, Türkiye ile----arasında tanıma ve tenfiz konusunda da hükümler içeren "Türkiye Cumhuriyeti ve -----Cumhuriyeti arasında Hukuki İşbirliğine İlişkin Sözleşme" bulunduğundan öncelikle bu Sözleşme kapsamında bir değerlendirme yapılması gerektiği, Türkiye ile---- arasında mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda karşılıklılığın bulunduğu, -----Mahkemesi kararının tenfizi mümkün bir mahkeme ilamı olduğu, Tenfiz davasının; Türk kanunlarına göre Türkiye'de kurulmuş ayrı bir adi ortaklık olan “----- Ticari İşletmesi” Ortakları olan; 1.-----. 2....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar mahkemece, "MÖHUK ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'na göre, yabancı mahkemelerin hukuk davalarına ilişkin olarak verdikleri ve o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların tenfızi ve tanınmasına ilişkin davalarda; tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin; ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi zorunludur. Bu belgelerde eksiklik varsa yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. Davacı tarafından dosyaya sunulan yabancı mahkeme kararının Türkçe tercümesi, bir tercüme bürosunun tercümesi olup, konsolosluk tarafından onaylanmadığı gibi, tercüme noter tarafından da onaylanmamıştır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı davalı ile kendisinin Suriye'de Şam 3. Şeri Mahkemesinin 1415 esas, 660 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, boşanmaya ilişkin bu yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiş,İlk Derece Mahkemesince “...tanınması ve tenfizi talep edilen yabancı mahkeme ilamının Suriye devletinde Şam 3....
nın yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.'' hükmünü içermekte olup, 54/b maddesi ise, yabancı mahkeme ilamının tenfizinde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmesi koşulunu getirmiştir. Aynı Kanunun 10/1 ve 3. maddesinde ise ''Vesâyet veya kısıtlılık kararı verilmesi veya sona erdirilmesi sebepleri, hakkında vesâyet veya kısıtlılık kararının verilmesi veya sona erdirilmesi istenen kişinin millî hukukuna tâbidir....
Türk hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m. 50 ila 63 arasında düzenlenmiştir. MÖHUK’ta düzenlenen şartların varlığı hâlinde yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi mümkündür. MÖHUK m. 50’de yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin, “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır” şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir. MÖHUK m. 54’te ise Türk hukukunda tenfiz kararı verilebilmesi için gerekli olan şartlar tek tek sayılmıştır. Anılan maddeler bir arada değerlendirildiğinde, m. 50’de sayılan hususların tenfizin ön şartları; md. 54’te sayılan hususların ise tenfizin esas (asli) şartları olduğu söylenebilir....
Türk hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m. 50 ila 63 arasında düzenlenmiştir. MÖHUK’ta düzenlenen şartların varlığı hâlinde yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi mümkündür. MÖHUK m. 50’de yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin, “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır” şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir. MÖHUK m. 54’te ise Türk hukukunda tenfiz kararı verilebilmesi için gerekli olan şartlar tek tek sayılmıştır. Anılan maddeler bir arada değerlendirildiğinde, m. 50’de sayılan hususların tenfizin ön şartları; md. 54’te sayılan hususların ise tenfizin esas (asli) şartları olduğu söylenebilir....