Bu nedenle, 14.01.2011 yazılı istek tarihine göre davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının ve 01.02.2011 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığının bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken yaşlılık aylığının başlangıç tarihinin 01.01.2011 olduğuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının ( 2.) bendinin silinerek yerine'' 01.02.2011 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile birikmiş aylıkların ödenmesi gerektiğinin tespitine" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 18/11/2013 gününde oybirliğiyle ile karar verildi....
Somut olayda; her ne kadar davacının ihya talebi ile isteğe bağlı sigortalığı geçerli sayılarak yaşlılık aylığına hak kazandığı bildirilmişse de hükümde ve bilirkişi raporunda yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını taşıyıp taşımadığı irdelenmeden hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Yapılacak iş; davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı irdelenerek sonuca gitmekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İş Mahkemesi Davacı, 01/05/2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespityle aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı, ödeme emrinin tebliğ edilmediği ve alacağın zaman aşımına uğradığından haczin kaldırılması ve kesintilerin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davalı SGK tarafından prim borcu nedeniyle yapılan icra takibi sonucu dava dışı yetkilisi sıfatıyla davacının yaşlılık aylığının 1/3'lük kısmına konulan haczin kaldırılması ve davalı Kurum'a borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiştir....
Dava, davacının fiili ve gerçek bir çalışma olmadığı gerekçesi ile iptal edilen hizmetlerinin geçerli kabul edilmesi, yaşlılık aylığının iptaline ilişkin davalı Kurum işleminin iptali, 30.09.2010 tarihli tahsis talebi gereğince 01.10.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının, davalı Kuruma 4.775,77 Lira borçlu olmadığının tespiti ve ödenmeyen yaşlılık aylıklarının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ile yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın reddine, karar verilmiştir Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir....
Bu anlamda ilk davada davacının yurt dışı borçlanma bedelinin günlüğü 3,5 Dolardan tespitine hükmedilmiş, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı tarihin tespiti ve tahsiline yönelik davacının talebi hakkında olumlu olumsuz yönde bir karar verilmemiştir. Böylece yaşlılık aylığı hakkında bir kesin hükmün varlığından söz edilemez....
506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı talebinde bulunulduğunu, ancak; davalı Kurum tarafından 52 yaş şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile talebin reddedildiğini beyanla davacının hizmet birleştirmesine zorlanmaksızın 5510 sayılı Yasa’nın 4/1- a maddesi gereğince yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, davacının davalı bankadan kullandığı tüketici kredisi taksitleri için maaşına konulan blokenin kaldırılması talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı ile davalı banka arasında 05.10.2016 tarihli 6500,00TL miktarlı ve 17.11.2016 tarihli 5.500,00 TL ihtiyaç kredi sözleşmeleri imzalandığı, davacının imzaladığı sözleşmelere ek olarak muvafakatname, taahhütname, virman , takas ve mahsup talimatı başlıklı belge ile davalı bankaya takas, mahsup, virman hakkı verildiği görülmüştür. Diğer bir deyişle davacı imzaladığı sözleşme ve talimat ile bankanın takas, virman ve mahsup kakkını kullanmasına muvafakat etmiştir. Davacı sözleşmeden dönmediğine göre borcu ne şekilde ödeyeceğini de açıklamamıştır. Banka da bu taahhüde inanarak başka teminat istemeden davacıya krediyi kullandırmıştır....
Mahkemece kısa kararda talep gibi davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 1.6.1976 tarihi olduğuna ve 1.7.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise maddi hata sonucu yaşlılık aylığına 1.7.2007 tarihinden itibaren hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı yaşlılık aylığı kamu düzenine ilişkin olduğundan temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın maddi hataya dayalı bu yanlışlık düzeltilerek onanmalıdır....