Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Sanık hakkında TCK'nın 184/5. maddesinin uygulanabilmesi için kaçak yapıyı kendisinin yıkmış olması ya da belediyece yıkılmış olması halinde yıkım masraflarını ödemiş olması gerekmekte olup, suça konu imalatın yıkım işlemlerinin kim tarafından gerçekleştirildiği tespit edilerek, belediye tarafından yıkım işlemleri gerçekleştirilmiş ise sanığın yıkım masraflarını ödeyip ödemediği araştırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayini yerine, eksik inceleme ile düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Dosya kapsamından, davanın elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiği, kadastro mahkemesince ise kadastro tespitine itiraz yönünden dosya elde bırakılıp yıkım talebi yönünden görevsizlik kararı verildiği, eldeki davanın yalnızca yıkım istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yıkım istemi, sonucu itibariyle yenilik doğurucu hüküm oluşturan dava olduğundan, 3402 Sayılı Yasanın 25/son maddesi uyarınca uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Çaycuma Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/03/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Yıkım işlemine gelince; 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesi uyarınca yapı kayıt belgesi verilen yapıların malikleri tarafından, bu belgenin bir örneğinin belediyeye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyesine, bu sınırlar dışında il özel idaresine verilmesi, bu belgeye istinaden yapı kayıt belgesi verilen yapılarla ilgili 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edilmesi gerekmektedir....

        düzeltme isteminin de 22/06/2016 tarih ve E:2016/61, K:2016/5116 sayılı karar ile reddedilerek kesinleşmesi üzerine, davacı tarafından, hukuka aykırı işlem nedeniyle uğranıldığı öne sürülen bina bedeli için 1.000.000,00-TL ve yıkım bedeli için 79.146,26-TL olmak üzere toplam 1.079.146,26-TL maddi zararın, bina bedeli için yıkım tarihi olan 03/08/2009 tarihinden, yıkım bedeli için de ödeme tarihi olan 15/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle yıkım isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Asıl dava elatmanın önlenmesi, yıkım birleştirilerek görülen dava ise tazminat isteğine ilişkin olup, davacı yan aşamalarda yıkım isteğinden vazgeçerek davasını tazminata hasretmiştir. Mahkemece yıkım isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 25.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2013 NUMARASI : 2011/584-2013/73 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi H.Fatih'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisilisteklerine ilişkindir. Davacı mülkiyeti idareye ait 3 parsel sayılı taşınmaza davalının muz bahçesi olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                Kaymakamlığının teknik elemanlarınca hazırlanan bilirkişi raporunda yıkım ve molozların nakliye bedelinin 85.015,77 TL, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı' nın teknik elemanlarınca hazırlanan bilirkişi raporunda ise 46.074,00 TL olduğu belirlenmişken, hükme esas alınan 07.12.2007 tarihli inşaat bilirkişi raporunda yıkım ve molozların taşınma bedeli 12.453,32 TL olarak tespit edildiği anlaşıldığından; mahallinde yeniden keşif yapılarak, raporlar arasındaki çelişki giderilip, yıkım ve molozların nakliye bedelini kapsar şekilde rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan açıklanan nedenlerle hükmün H.U.M.K. 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  işleminin iptali yönünde bir işlem tesis edilirse, daha önce bu yıkım/para cezası işlemine karşı idari yargıda açılan davaların konusuz kalacağı; bununla birlikte, ilgili idarece yapı kayıt belgesinin ibraz edilmesine rağmen belli nedenlerle yıkım/para cezası işleminin idarece iptal edilmediği durumlarda ise, idarece yapı kayıt belgesinin ibrazı üzerine başka tür işlemlerin (yapı kayıt belgesi kabul edilmeyerek yıkım/para cezası işlemlerinin iptal edilmemesi) tesis edilebileceği ve bunun sonucunda başka tür davaların doğabileceği, dava açma tarihinde bulunmayan ve sonradan tesis olunan işlemlerin mevcut davaya eklenerek yeni işlemleri de bu davada çözmenin, idari yargının usul kuralları ile bağdaşmayacağı, yine, bu tür davalarda yıkım/para cezası işleminin dava konusu edildiği dosyada mahkemece idarenin yerine geçerek yıkım/para cezası kararının doğrudan iptal edilmesinin ise hem idari yargı denetiminin özüne hem de yukarıda anılan yasa maddesinin bağlamına uygun düşmeyeceği, bu takdirde...

                    Harçlar Yasası'nın 16. maddesi hükmü ve 04.03.1953 tarihli 10/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, elatmanın önlenmesi, yıkım (ve ecrimisil) gibi istekleri içeren gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, elatılan taşınmazın değeri ile yıkımı istenen yapının kıymetinin (ve istenen ecrimisil bedelinin) toplamının davanın değerini teşkil edeceği gerek mahkemenin görevi ve gerekse tahsil edilecek harcın bu değer gözetilmek suretiyle belirleneceği, bunun ise keşfen belirlenen değer olacağı tartışmasızdır. Öte yandan; yıkım isteği yönünden dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan binanın tamamının yıkımına karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde ½ oranında yıkıma karar verilmesi doğru olmadığı gibi yıkım isteği bakımından pay oranında değer tespiti ile karar ilam harcının tahsili isabetli değildir....

                      UYAP Entegrasyonu