"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ayakkabı siparişi verdiğini, 9.056.00.-TL.lik fatura karşılığı ayakkabı aldığını, 13.455.000.-TL.ödeme yapıldığını, buna rağmen davalı tarafından malen kaydı bulunan 1.431.76.-TL.bedelli senetler için icra takibi yapıldığını, müvekkilinin icra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, fazla ödenen 4.398.95.-TL.nin istirdadına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/18 Esas KARAR NO: 2022/179 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 04/01/2018 KARAR TARİHİ: 03/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile dava dışı ----arasında ----- satma işlemleri gerçekleştiği, karşılığında senet düzenlendiği, esasen------ adresinde bile olmadığı,----diye bir kurumunda olmadığı, müvekkilim bu güne kadar ödemeler yaptığı, üm bu işlemlerin senetleri alan şirketin adresi olan --- yapıldığı, .müvekkilinin daha sonra bu sözleşmeden----- iptal ettik diyen şirketin bu kez senetleri davalı şirkete ciro ettiği, durumun davalı firmanın avukatına aktarılmış ise de cebri icraya devam edildiği, Davalı firmanın --- tutarındaki, senetleri-------- sayılı dosyasından işleme koyduğu...
Dosya kapsamından, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye düşen 2 nolu bağımsız bölüm (dükkanın) davacıya satışının vaad edildiği, konut satımının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasada konut alımı düzenlenmiş olup dükkanın (İşyeri) satışı düzenlenmediğine, dükkan alımının ticari amaçlı olacağına, Ticari işlemlere ise, tüketiciler için düzenlenen yasanın uygulanamayacağına göre, davanın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görüşülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/05/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici ile 3.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, taşınmaz satış vaadine dayalı olarak yükleniciden aldığı 27 nolu bağımsız dükkanın tapusunun iptalini talep etmektedir. Dosya kapsamından, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye düşen 27 nolu bağımsız bölüm (dükkanın) davacıya satışının vaad edildiği, konut satımının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasada konut alımı düzenlenmiş olup dükkanın (İşyeri) satışı düzenlenmediğine, dükkan alımının ticari amaçlı olacağına, Ticari işlemlere ise, tüketiciler için düzenlenen yasanın uygulanamayacağına göre, davanın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görüşülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İzmir 3....
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken TBK 470 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu ev yapılması işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış alacak davasıdır. TBK 125. maddede borçlunun temerrüdü halinde alacaklının seçim hakları düzenlenmiş olup, alacaklı sözleşmeden dönme yolunu seçmiş ise, sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zarar (menfi zarar), kapsamında kalmayan müspet zararlarını isteyemez. Gecikme cezası ve cezai şart alacağı müspet zarar kapsamında kaldığından, sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça sözleşmeden dönen tarafın isteyebilmesi mümkün değildir. Ancak sözleşmede feshedilemiyen süre varsa bu süre ile sınırlı olmak üzere, bu süreden sonra yapılan feshe rağmen cezai şart alacağı talep edilebilir. ........
Eldeki davada davacı yan, sözleşmeden dönme hakkını kullanarak, sözleşmenin ve senetlerin iptalini talep etmiş olmasına rağmen; mahkemece sözleşmedeki hükümlere atıfla sözleşmeden dönülemeyeceği gerekçesi ile sözleşmeden dönme talebi yerinde görülmemiş ise de, TBK'nun 123 ve 124. maddelerinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği karar yerinde yeterince araştırılmamış, tarafların kanundan doğan dönme hakkının sözleşmeyle işin başında ortadan kaldırılamayacağı, doğmayan haktan feragat etmenin de mümkün olmadığı, ayrıca sözleşmede salt ifaya ekli cezai şart düzenlenmiş olmasının aynen ifadan vazgeçme ve sözleşmeden dönme hakkını ortadan kaldırmayacağı göz önüne alınmaksızın sözleşme hükümleri gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar tesisi isabetli görülmemiştir....
Eldeki davada davacı yan, sözleşmeden dönme hakkını kullanarak, sözleşmenin ve senetlerin iptalini talep etmiş olmasına rağmen; mahkemece sözleşmedeki hükümlere atıfla sözleşmeden dönülemeyeceği gerekçesi ile sözleşmeden dönme talebi yerinde görülmemiş ise de, TBK'nun 123 ve 124. maddelerinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği karar yerinde yeterince araştırılmamış, tarafların kanundan doğan dönme hakkının sözleşmeyle işin başında ortadan kaldırılamayacağı, doğmayan haktan feragat etmenin de mümkün olmadığı, ayrıca sözleşmede salt ifaya ekli cezai şart düzenlenmiş olmasının aynen ifadan vazgeçme ve sözleşmeden dönme hakkını ortadan kaldırmayacağı göz önüne alınmaksızın sözleşme hükümleri gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar tesisi isabetli görülmemiştir. Davalı ... şirketi yönünden; Davacı İst ...İcra Müdürlüğünün ......
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden ./.. .... dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir...” hükmü bulunmaktadır. Bu hükümde borçlunun temerrüdü halinde alacaklının hakları düzenlenmiş olup, buna göre borçlunun temerrüdü halinde alacaklı sözleşmeden dönme yolunu tercih etmiş ise, sözleşmenin hükümsüzlüğü nedeniyle doğan zararını (menfi zarar) isteyemez....
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389/1 maddesinde, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Menfi tespit ve istirdat davasının düzenlendiği 2004 sayılı İİK'nın 72. Maddesi gereğince '' Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir....
Ve 2018/ 737 K. sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verildiğini, açılan menfi tespit davasının sonuçlanması üzerine istirdat davası açıldığını, hak düşürücü sürenin aşılmış olması sebebi ile davanın reddine karar verildiğini, dava dosyası incelenecek olursa dava kesinleştikten sonra süresi içerisinde istirdat davası açıldığını, menfi tespit davası ve istirdat davasının amacı aynı olduğundan, borçlu açtığı menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşeceğini, (İİK md. 72) ayrıca menfi tespit davası kesinleşmeden borç ödenirse istirdat davası açılabileceğini, bu durumda İİK Md. 72' deki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, ödeme yapıldığı hususu da davacı şirketçe öğrenildiğinin akabinde hemen arabuluculuk yoluna başvurulup eldeki davanın açıldığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep...