Asıl ve birleşen dava davacıları ile arsa sahipleri arasında akdî ilişki bulunmamakta ise davacılar kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yüklenici kabul ettikleri kooperatiften satın almaları nedeni ile ve yüklenicinin arsa sahibinden olan haklarını temlik aldıkları iddiası ile davalarını açmışlardır. Uygulamada temliken tescil diye adlandırılan bu davanın, yüklenicinin arsa sahibi ile imzaladığı sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirip kararlaştırılan bağımsız bölüm ya da bölümlere hak kazanması halinde yükleniciden bağımsız bölüm alanlarca açılabileceği kabul edilmektedir. Yükleniciden bağımsız bölüm satın alanlar tarafından açılan temliken tescil davası, hukuki durumlarını etkileyeceğinden sözleşmenin tarafları, tapu kayıt malikleri ve arsa sahiplerinin davada taraf olması zorunlu olduğu gibi iptâl ve tescili istenilen bağımsız bölümlerin sözleşme ile ilgisinin saptanması için intikalleri ile birlikte tapu kayıtlarının da getirtilmesi gerekir....
Şti'nin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanarak isteyebileceği hakkı olmadığından şahsi hakkını harici sözleşme ile ondan bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi konumundaki davacılara temlik etmesi de ona bir hak sağlamaz(Yargıtay 14. HD'nin 14/02/2008 tarih ve 192/1692 sayılı kararı). Ayrıca, harici sözleşme ile yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi davacılar ile arsa sahibi davalılar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacılar, arsa sahibi olan davalılardan sözleşme hukuki ilişkisine dayalı olarak bir istekle bulunamazlar. Davalı arsa sahiplerinin davacılara karşı bir sebepsiz zenginleşmesi de bulunmamaktadır. Arsa sahibinin bir sebepsiz zenginleşmesi varsa ancak yüklenici akidine karşıdır. Bu durumda davada arsa sahiplerine husumet yöneltilemez. Davacılar ödedikleri satış bedelini ancak akitleri olan yükleniciden isteyebilirler(Yargıtay 13. HD'nin 25/02/2003 tarih ve 12900/1885 s.kararı)....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın bağımsız bölüm satışına ilişkin adi yazılı sözleşmeye dayalı tapu iptali tescil davası olduğu, davacı ile yüklenici davalı arasında bir adet bağımsız bölüm satışına ilişkin adi yazılı sözleşme düzenlendiği, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa'nın 3. maddesi gereğince uyuşmazlığın tüketici yasası kapsamında olduğu anlaşılmakla mahkemenin görevsizliği nedeniye reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. .........
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile "tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2, 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız...
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
Taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi halen geçerli olduğuna ve davacılar tarafından inşaattaki eksiklerin de kendileri ile yükleniciden bağımsız bölüm satın alan dava dışı 3. kişiler tarafından tamamlandığı söylendiğine göre, uyuşmazlığın bu çerçevede değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin kendisine düşen bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için edimini yerine getirmesi gerekir. Temlik alan davacı yüklenicinin halefi konumundadır. Davacılar vekilince, dava konusu inşaatın kendileri ve yükleniciden bağımsız bölüm alan dava dışı 3. kişiler tarafından tamamlandığı belirtilmektedir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, gereği tam olarak yerine getirilmemiştir....
Tüketici Mahkemesince verilen 11.10.2012 gün ve 2010/1320-2012/902 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davacılar, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişilerdir. Bağımsız bölüm satın aldıkları binadaki imara aykırılıkların giderilmesini ve eksik işler bedelini talep etmişlerdir. Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olmayıp, uyuşmazlık gayrimenkul satış akdinden kaynaklandığından kararın temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi’ne aittir. Ne var ki anılan daire eser sözleşmesi ilişkisinin varlığından söz ederek görevsizlik kararı verdiğinden oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’na gönderilmesi gerekmiştir....
Arsa payı veya bağımsız bölümlerin satılmasından sonra yüklenici edimlerini yerine getirmediği için sözleşmenin geriye etkili feshedildiği bir realitedir. Yukarıda izah edildiği gibi, yükleniciden arsa hissesi veya bağımsız bölüm satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin TMK'nın 1023. maddesine istinaden "Tapuya ... İlkesi" gereğince iktisabının korunması gerekir. Bu ilkeden ancak üçüncü kişinin taşınmazı satın alırken kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde vazgeçilebilir. Yüklenici adına yapılan tescil işlemini her halde "yolsuz tescil" kabul etmek, toplumda onarılmaz zararlara sebep olmakta ve adalet duygusuna zarar vermektedir. Her arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden tapu intikali yapılan yükleniciden tamamen iyi niyetli olarak arsa payı veya bağımsız bölüm satın alanın bu iktisabını geçersiz saymak TMK'nın 1023. maddesi karşısında açıkça kanuna aykırı davranmak olacaktır....
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...