Davalı kooperatif, davalı yüklenicinin dava konusu taşınmazlar dışında 10 adet bağımsız bölüm taşınmazı aldığını, tarafına husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuş; davalı yüklenici şirket ise yanıt vermemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yükleniciden kazanılan kişisel hakka dayalı mülkiyet aktarımı istemine ilişkindir. Temlike konu bağımsız bölümler konut niteliğindedir. Temellük eden davacı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yapılan tanıma göre tüketici, ona temlik işleminde bulunan davalı yüklenici ticari bir kişidir. 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da kanun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmaz “konut” niteliğindedir....
Diğer davalılar vekili, inşaatın sekiz yıl evvel tamamlandığını ve davacıların o tarihten bu yana fiilen kendilerine isabet eden bağımsız bölümleri kullandıklarını, müvekkillerinin davalı yükleniciden iyiniyetle bağımsız bölüm satın aldıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı K.. B.., davaya cevap vermemiştir....
nın bedelini ödeyerek satın aldığı 1425 ada 1 parselde bulunan 2 nolu bağımsız bölüm ile 2567 ada 5 parsel B blok 4 nolu bağımsız bölümü kendisinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ikinci eşi olan davalı adına tapuya kaydettirdiğini,saklı payının zedelendiğini ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, 2 nolu bağımsız bölümü yükleniciden inşaat halinde 4.000,00.-TL bedelle satın aldığını, satış bedelini ise ilk eşi ile yapılan düğünde takılan takıların bozdurulması suretiyle ödediğini, 4 nolu bağımsız bölümü ise sözleşme sırasında nakit 20.000,00.-TL ve sözleşme sonrasında aylık 1.000,00.-TL den olmak üzere 24 eşit taksitle ödenmek üzere toplam 44.000,00.-TL bedelle yükleniciden inşaat halinde iken satın aldığını, sözleşme sırasındaki satış bedelini anne ve babasının miras hakkından abisi ... lehine vazgeçmesi karşılığında ... tarafından kendisine verilen 20.000,00.-TL ile ödediğini, taksitleri ise emekli olan annesi ...'...
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile "tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi KARAR Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki Kat Karşılığı İnşaat Sözlemesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının açtığı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince, arsa malikleri ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshine dair verilen kararın kesinleştiği, yükleniciye sözleşme uyarınca verilen bağımsız bölümün avans niteliğinde olup yükleniciden bağımsız bölüm satın alan 3.kişilerin mülkiyet iktisap edebilmeleri için yüklenicinin arsa malikine karşı yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmesi gerektiği, somut olayda davalının tamamlanmamış bağımsız bölüm satın aldığından yüklenicinin edimini yerine getirdiğinde hak kazanacağını bildiği, TMK’nın 1023 maddesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15....
Kural bu olmakla birlikte; yüklenici, arsa sahibi ile aralarında var olan arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapmakta olduğu inşaattaki kendisine bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü kazanacağı şahsi hakkın temliki suretiyle ve yazılı olmak koşuluyla üçüncü bir kişiye temlik etmişse Borçlar Kanununun 163. maddesinin yalnızca yazılı yapılmasını öngördüğü bu sözleşmeye dayanarak şahsi hakkı temellük eden üçüncü kişi bağımsız bölümün adına tescilini isteyebilir. Bunun gibi aynı zamanda arsa sahibi olan yükleniciden adi yazılı sözleşmeyle bağımsız bölüm satın alınmış ve edimleri karşılıklı olarak tümüyle veya reddedilemeyecek oranda yerine getirilmişse, şekil eksikliğini ileri sürmenin Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüst davranma kuralıyla bağdaşmayacağı 30.09.1988 tarih 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararıyla kabul edilmiştir....
Kural bu olmakla birlikte; yüklenici, arsa sahibi ile aralarında var olan arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapmakta olduğu inşaattaki kendisine bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü kazanacağı şahsi hakkın temliki suretiyle ve yazılı olmak koşuluyla üçüncü bir kişiye temlik etmişse Borçlar Kanununun 163. maddesinin yalnızca yazılı yapılmasını;öngördüğü bu sözleşmeye dayanarak şahsi hakkı temellük eden üçüncül kişi bağımsız bölümün adına tescilini isteyebilir. Bunun gibi aynı zamanda arsa sahibi olan yükleniciden adi yazılı sözleşmeyle bağımsız bölüm satın alınmış ve edimleri karşılıklı olarak tümüyle veya reddedilemeyecek oranda yerine getirilmişse, şekil eksikliğini ileri sürmenin Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüst davranma kuralıyla bağdaşmayacağı 30.09.1988 tarih 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararıyla kabul edilmiştir....
Bu genel bilgilerden sonra somut olaya gelince; davalılar arasında biçimine uygun düzenlenen 20.10.1998 tarihli arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesin 17.maddesinde “… iskan alındıktan sonra kalan bağımsız bölümlerin satış yetkisi verilecektir…” hükmü bulunmaktadır. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, sözleşmeyle yükleniciye kademeli olarak verilmesi gereken toplam 7 adet bağımsız bölüm satış yetkisinin verildiği sabittir. Dava konusu 5 numaralı bağımsız bölüm ile birlikte 2 ve 12 numaralı bağımsız bölümler tapusu ise ancak yapının iskanı alındığında verileceğinden ve sözleşmenin bu hükmü HUMK.nun 287. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan, ne yüklenici ne de yükleniciden temlik alan üçüncü kişi iskan koşuluna ilişkin sözleşme hükmünü yerine getirmeden 5, 2 ve 12 numaralı bağımsız bölümler tapusunu arsa sahiplerinden isteyemez....
Dava konusu 12 numaralı bağımsız bölümün, 12.06.1995 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, yükleniciye isabet edecek olan bağımsız bölüm olduğu konusunda çekişme bulunmamaktadır. Sözü edilen bağımsız bölüm, 05.01.1996 tarihinde, kayden, arsa sahipleri tarafından, davalılardan ...'a satılarak, adına tescil edilmiştir. Anılan davalı, bu bağımsız bölümü, yükleniciden satın aldığını ve parasını kendisine ödediğini savunmuş, davalı arsa sahiplerinden biri de bu savunmayı teyit eder şekilde satış işleminin gerçekte yüklenici tarafından yapıldığını bildirmiştir. Mevcut dava, 13.09.2000 tarihinde açılmış; dava tarihinden sonra 26.10.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile aynı bölümü devraldığını ileri süren, asli müdahil ... da tescil talebinde bulunmuştur....