Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi geriye etkili olarak feshedildiği için yüklenicinin taşınmazın mülkiyetini devir vaadine ilişkin "aynen ifa” yükümlülüğünün yerini "tazminat borcu" almıştır. Bu nedenle davacı satış vaadi sözleşmesini yaptığı satış vaadi borçlusu olan yükleniciye müracaat etmelidir....

    Öte yandan yine dosya kapsamında yüklenici tarafından arsa sahibi aleyhine, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin tapu iptali ve tescili ile tazminat talebini içeren ... 2....

      Davacı yüklenici şirket, davalı taşeron şirket tarafından işin ayıplı yapılması ve ayıbın giderilmemesi nedeniyle 3. kişi Beytullah Selçuk’a ödediği ayıbın giderilme bedelinin tahsilini istediğine göre, tercihini sözleşmenin ifası yönünde kullanmış ve uğradığı zararın tazminini istemiştir. Sözleşmede ifa tercihi durumunda ayrıca cezai şartın da istenebileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Bu durumda ayrıca seçimlik cezanın tahsilini isteyemez. Mahkemece bu durum gözden kaçırılarak tazminat yanında cezai şartın da kısmen tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılacak iş, incelenen kararda olduğu gibi tazminat isteminin kabul edilmesinden, davacı yüklenici şirketin cezai şart isteminin reddedilmesinden ibarettir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 18.12.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını davalı yüklenici şirketin bağımsız bölümleri süresinde bitirip teslim etmediği gibi inşaatta eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu, davalı şirket aleyhine ..... sayılı dosyası ile gecikmiş ifa sebebiyle açılan tazminat davasında 20.01.2012–20.12.2012 arasındaki dönem için tazminat ödemesine mahkum edildiğini, davalının arsa sahibine verilecek 11, 13 ve 14 nolu bağımsız bölümleri 09.05.2013 tarihinde teslim ettiğini, 20.12.2012 ile 09.05.2013 teslim tarihi arasında gecikmiş ifa sebebi ile her 3 bağımsız bölüm için toplamda 8.400,00 TL'nin kira tazminatının ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsilinin talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....

          Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden: Karşı dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı nama ifaya izin ve tazminat istemine ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ya taraf iradelerinin birleşmesi ile ya da mahkeme kararı ile fesih edilebilir. Somut olayda, davacı arsa sahibi nama ifaya izin talep ederek sözleşmenin ayakta kalmasını amaçlamakta olup, mahkemenin sözleşmenin feshi yönünde taraf iradelerinin zımnen birleştiğine dair tespitinde isabet bulunmamaktadır....

            Bütün bu açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş; davacıya tadilat projesi yaptırmak ve bunu yetkili belediyeden tasdik ettirerek yapıyı yasal hale getirmek üzere yetki ve mehil vermek, yapı yasal hale getirilirse yeniden keşif yapılarak binadaki eksik ve kusurlu işlerin parasal değerini bilirkişiye hesaplatmak ve bu tutarı depo etmek üzere mehil vermek, bunlar yerine getirilirse davayı kabul etmek, aksi halde yüklenici arsa sahibine karşı edimini yerine getirmiş olamayacağından, davacının mülkiyet aktarımı istemine ilişkin davasını reddetmek olmalıdır. Değinilen yönler bir yana bırakılarak mülkiyet aktarımı isteminin eksik inceleme ve araştırmayla reddedilmiş olması doğru değildir. Kabul şekline göre de; davadaki kademeli istek tescili talep edilen bağımsız bölüm değerinin tazminat olarak yükleniciden tahsiline ilişkindir. Borcun ifa edilmemesi borçlunun sözleşmenin kendisine yüklediği ifa yüküne karşı bir davranış içinde olmasını ifade eder....

              Borcun ifa edilmemesi ise, borçlunun sözleşmenin kendisine yüklediği ifa yüküne karşı bir davranış içinde olmasını ifade eder. Bu durumda borçlu ya borcu ifa imkanını kendi kusuru sonucu kaybetmiştir, ya borcu ifa imkanına sahip olduğu halde haklı bir sebep bulunmaksızın, ifadan tüm olarak kaçınmaktadır veya ifa etmiştir ama bu ifası noksandır, ayıplıdır, ya da borçlu ifada kusurlu olarak gecikmiştir. Kural olarak borcun ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğu sonucunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde borçlu “kusurlu” kabul edilir. Borçlar Kanunun 96-100. maddeleri muaccel borcun ifa edilmemesi sonuçlarını düzenlemiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin herhangi bir nedenle ifa edilmemesi sonucu, vaad alacaklısı, alacağını kısmen veya tamamen elde edemez. Dolayısıyla ademi ifa nedeniyle zarara uğrar....

                Maddesine göre ifaya izin verilmesi gerektiğini belirterek, sözleşmenin davalı adına ifa edilmesi ve işlemlerin takibine ilişkin yetkilerin davacı yüklenici şirket ve temsilcisine verilmesine karar verilmesi istenmiştir. Davalı arsa sahibi ... ise, davacının sözleşmeye uygun ve onaylanabilecek nitelikte bir proje hazırlamadığını, bunun için sözleşme ekindeki basit krokinin imar ve sözleşme hükümlerine uygun olarak projelendirilmesi gerektiğini, ayrıca hazırlanacak projenin %50 paylaşım koşuluna aykırı olamayacağını, ortada belirli ve muaccel bir borç bulunmadığından davacının Borçlar Kanunu'nun 97. maddesine göre nama ifaya izin talebinde bulunamayacağını, imar ve sözleşme hükümlerine, %50 paylaşım koşuluna uygun projenin hazırlanması halinde davalının tüm yükümlülüklerini yerine getirmeye hazır olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  Ayrıca 18.12.2006 tarihli tasfiye protokolünde eksik kalan işlerin nama ifa yolu ile kooperatif tarafından yaptırılacağı, yüklenici şirketin ve şirketten bağımsız bölüm satın alan 3. kişilerin yüklenici nam ve hesabına kalan işlerin tamamlanması için yapacakları ödemelerin şirketin taahhütlerinden mahsup edileceği, yüklenicinin tüm edimlerini eksiksiz yerine getirmesi halinde yapılacak alacak borç hesabında yüklenicinin alacağının kalması durumunda bunların yükleniciye verileceği kararlaştırılmış olup, bu protokol gereğince de, davacının asıl ve ilk talebi olan üyelik kaydedilmesi tespiti talebinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. 2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                    Noterliğinin 05.03.2004 tarih ve 5982 sayılı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmenin yükleniciye herhangi bir ayni hak bahşetmediğini, sözleşmeden doğan edimlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmesi halinde yükleneceği lehine bir şahsi hak doğduğunu, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin (dairelerin) arsa sahipleri adına tapuda kayıtlı olduğunu, müteahhit Haydar Yıldız'ın tapuda malik bulunmadığını, borçlunun tapuda malik olarak yer almadığı taşınmazlara konulan haczin öncelikle bu nedenle yasaya aykırı olduğu, Öte yandan müteahhit Haydar Yıldız'ın sözleşme gereği edimlerini ifa etmediği, yarım bıraktığı, bu hususların kesin karar haline dönüşen Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/233 sayılı kararı ile arsa sahipleri tarafından açılan nama ifaya izin davasında verilen Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/97 Karar sayılı ilamı ve Ankara 17....

                    UYAP Entegrasyonu