Öte yandan 5510 sayılı Yasa'nın 9. maddesi sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası "....limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerinin ortaklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer" hükmünü haizdir....
Maddesi hükmüne göre “(1) Yönetim Kurulu temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararın Noterce onaylanmış suretini tescil ve ilan edilmek üzere Ticaret Siciline verir….”açık düzenlemeleri gereği Yönetim Kurulu üyeliğinin boşalması halinde yerine yenisinin seçimi ile ilgili düzenlemeler ve yükümlülükler TTK.nun bu konuya ilişkin düzenlemeleri ile belirtilmiş olup,Yönetim Kurulu üyeliklerinden birinin boşalması halinde yapılacak işlemler, Yönetim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolması halinde yeni yönetim seçilinceye kadar önceki Yönetim Kurulu üyeleri tarafından yapılabilecek işlemler ve nihayetinde yeni yönetim seçilmek üzere Genel Kurulun olağan ya da olağanüstü toplanması, Yönetim Kurulunun seçilmesinin Genel Kurulun devredilemez yetkileri arasında bulunması gibi hükümler iş bu hallerde nelere yapılabileceğini düzenlemektedir.Yeni Yönetimin tüm bu düzenleyeici hükümler işletilmek suretiyle de seçilememesi ve şirketin uzun süre ile organsız kalması halinde...
İnşaat A.Ş. nin 2006-2007 yılı genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi seçilerek belge altına imzasının atıldığını, imzaların sahte olduğunu ileri sürerek, davacının yönetim kurulu üyeliğinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının istifa etmek ve sahte evrakları tanzim edenler aleyhine dava açmak yerine huzurdaki davayı açmakta korunmaya değer hukuki menfaatinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Köyü Pafta 6, 201 ve 205 parsellerin ön imar izninin alınması, il haritasının, imar planının yapılması, bakanlık onaylarının alınması, masraf ve emek ücretinin karşılığında kooperatif üyeliğine kabul edildiğini, daha sonra davalının davacıya giriş aidatı yatırmadığından üyeliğinin kendiliğinden sona erdiğini bildirdiğini belirterek müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun tespitine, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak kooperatif üyeliğinin rayiç değeri olan 40.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı ile yapılacak işlerin karşılığında sözleşme imzalandığını, davacının 144 nolu kooperetif üyesi olarak deftere kaydedildiğini, aidatları hiç yatırmadığından ortaklığın doğmadan son bulduğunu beyanla davanın reddini istemiştir....
a devir ettiği için kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin iddia edildiğini, davacıya devredilen daireler ve dava konusu 9 villanın davacı tarafından önce gerçekleştirilen imalatlara ilişkin olduğunu, söz konusu bu hususun kooperatif yönetim kurulu ve genel kurulları ile onaylandığını bu nedenle cevap ihtarında davalı kooperatifin sadece daireleri konu alarak villalara ilişkin herhangi bir cevap vermemesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davacının 9 villa ile ilgili kooperatif üyeliği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını ancak davalı kooperatifin davacının haklarını kullanmasına engel teşkil eden işlemleri sebebiyle davacının 7,8,9,10,11,12,13,14 ve 15 numaralı yer alan villalar ile ilgili davalı kooperatife üye olduğunun tespitine ve söz konusu üyelikler ile ilgili üyelik bedeli ödemekle yükümlü olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin tüm ortaklık hak ve hisselerini bütün hukuki hak ve yükümlülükleri ile birlikte ... (... oğlu)'e satıp devrettiğini, davacının kooperatif hissesini tapuda devir ve temlik ettikten sonra işbu devri ve ...' ün kooperatif üyeliği için devir taahhüt örneğini davalı kooperatife noter aracılığı ve iadeli taahhütle yolladığını, davalı kooperatifin davacının üyelik kaydının silindiğine dair bir bilgi verilmediğini, ...' ün de kooperatife üye olmadığını, davacının bundan böyle kooperatifle herhangi bir bağının kalmasını istemediğini ileri sürerek davacının kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin, kooperatif üyeliğini ve tapudaki payını ...'...
İcra Müdürlüğünün 2016/17478 Esas sayılı dosyasına ibraz ettiğini, şirketin olağan genel kurulunun 28.12.2015 tarihinde toplanarak yeni yönetim kurulu için seçim yaptığını ve üç yıl süreyle vazife görmek üzere Yaşar Gürsoy, Necdet Gürsoy ve Elif Gürsoyun yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, davalının 28.12.2015 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini, dolayısıyla bu tarihten sonra TTK 392.maddesindeki yetkiler ile bir ilgisinin kalmadığını, icra emrine karşılık İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/696 Esas sayılı dosyasına itiraz ettiklerini, mahkemece taleplerinin reddedildiğini, icra mahkemesince verilen bu karar yönünden müvekkili şirketçe istinaf başvurusunda bulunulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22....
nin 18.02.2015 tarih ve 02 sıra no'lu davacının kooperatife üye kabul edilmemesi kararının iptali ile davacının kooperatif üyesi olarak kaydedilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafından 18.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararının iptali ve üyeliğin tespiti talebinde bulunulmuş, mahkemece de kabule karar verilmiştir. Ancak iptali istenen 18.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararı, davacı talebinin red veya kabulünü içermemektedir. Yönetim kurulu herhangi bir hususta karar vermeyip bunu 2014 yılı olağan genel kurul toplantısına bırakmıştır. Yönetim kurulu bu şekilde bir karar verebilir ve kararın iptal edilmesine gerek yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/296 KARAR NO : 2019/148 DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 11/05/2018 KARAR TARİHİ : 11/03/2019 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 11/05/2018 tarihli dava dilekçesinde; davacının daha önce kooperetiften istifa etmesine karşın kooperatifin ... kararıyla üyelikten ihraç edildiğini, kooperatifler yasası ve kooperatife ait ana sözleşme gereği davalı kooperatifin davacının alacaklarını belirlemediğini ve ödemediğini, kooperatif yönetimi ile davacı ve bir çok diğer kooperatif üyesi arasında bir kaç yıldır süren çekişmenin mevcut olduğunu, kooperatif yönetiminin eski yönetim yanında yer alan davacıya karşı kooperatifler kanunu ve ana sözleşmeye aykırı kararlar aldığını, davacının... tarihinde istifa ederek haklarının verilmesini talep ettiğini, ancak yönetimin istifayı kabul etmediğini haklarını...
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda , iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça davalının yönetim kurulu üyesi görevinin sona erdiği tarihte şirket hesaplarından çektiği harcanmayan kasada olması gereken 32.717,34 TL yi şirkete devretmediği ileri sürülmüşse de davalının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde şirketin para işleri ile ilgili tek görevli olduğu hususu ile 2006 yılından beri devam eden kasa bakiyesinin fiilen mevcut olduğu davacının uhdesinde olduğu, davalının yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği tarihte bu parayı şirkete veya yeni yönetime teslim etmediği hususları subuta ermediğinden DAVANIN REDDİNE karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....