in yöneticinin sorumluluğu sebebiyle sorumlu olup olmadığı ve bu cihedle onun aleyhine tazminata hükmedilip edilmeyeceği hususunun sabitleşmesi ve tazminata hükmedilecek olur ise oradan gelecek tazminat miktarının da şirketin fesih ve tasfiyesinde tasfiyeye esas bilançoda dikkate alınması gerektiği, bu bağlamda her iki davanın birlikte karara bağlanmasının teknik olarak mümkün olmadığı anlaşıldığından her iki dava dosyasının tefrikine, Birleşen .... ATM'nin ... Esasındaki yöneticinin sorumluluğu davası ve kâr payı alacağının tahsiline yönelik davanın mahkememizin ayrı bir esasına kaydına yapılmasına karar verilmiştir. ....ATMnin ... esas ... karar sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, dosya incelenerek mahkememizin 16/12/2020 tarihli celse ara kararı ile dosyanın konu bakımından ilgisi bulunmadığı anlaşıldığından ve aşamaları da farklı olduğundan birleşen davanın mahkememiz dosyasından tefriki ile yeni esas numarasına kaydı yapılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 26.09.2022 tarihli ara kararıyla; "...Somut olayda dava, ayrılma akçesinin ödenerek ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olup, üzerine tedbir konulması istenilen davalı şirketin ve şirketin diğer ortağı olan Nevir Urgan'ın banka hesapları uyuşmazlık konusu değildir. Diğer yandan, davacının ortaklıktan çıkmadan kaynaklı haklarının tehlikede olduğu yönünde, TTK.nın 638/2- son.maddesi kapsamında teminat altına alınmasını gerektirir bir durum, yaklaşık ispat kuralı gereği kanıtlanamadığı gibi; davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı, yönetimin görevde olduğu ve talep tarihi itibariyle davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasını gerektirir somut bir delilin bulunmadığı..." gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/653 Esas KARAR NO : 2021/723 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 09/10/2019 KARAR TARİHİ : 29/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; %66,25 paya sahip şirket ortağı ...'nın 22.09.2015 tarihinde aksi kararlaştırılıncaya kadar müdür olarak atandığını, şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğunu, şirketin 5 ortak tarafından kurulmasına rağmen 3 ortağın paylarını devretmesi nedeniyle halen davacı ile ...'...
Davacı vekili, davalı şirketin kamu borçlarından dolayı müvekkilinin taşınmazına haciz uygulandığını, genel kurul toplantısının yapılmadığını ve şirketin faaliyetinin devam etmediğini ileri sürmüş ise de davacının da müdür sıfatına sahip olup ortaklıktan çıkma için gösterdiği nedenlerde kendisinin de sorumluluğu bulunmaktadır. Bu itibarla davacının ortaklıktan çıkmasını gerektirecek haklı nedenler somut olayda gerçekleşmediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....
Çıkma payı bakımından stoklarda kayden gözükmesine rağmen aslında stoklarda olmayan, spot piyasada satıla malların ayrılma akçesinde dikkate alınması gerektiği, -özellikle ... (nin ifadesinde geçen spot piyasada TL paraya dönüştürülüp, sonra 110.000 USD'ye çevrilen paranın- iddia edilmiş ise de; spot piyasada TL paraya çevrilen malların, şirketin defter kayıtlarından daha düşüğe TL paraya çevrildiği bu nedenle stokta gözüken kaydı değerleri ile çıkma payı hesabında dikkate alınmasının zaten davacının daha lehine olduğu, TL'den çevrilen USD miktarın ise dikkate alınmasının ise -yapılan işlemin şirket adına yapılmamış olması nedeniyle- mümkün olmadığı, bu hususun çıkma payı hesabında değil şirket yöneticinin sorumluluğu davasında dikkate alınabileceği anlaşılmıştır....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, ortaklıktan haklı sebeple çıkma istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 638/f.2 hükmü; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklindedir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından ortaklıktan çıkma davasını şirket aleyhine açabileceği, buna göre davalının husumet ehliyetinin bulunduğu, davacının davalı şirket aleyhine açmış olduğu ortaklıktan çıkma davası yönünden davacının şirket ortağı olduğu halde diğer ortakla hiçbir şekilde iletişim sağlayamadığı, eski ortağın payını .........
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalıların istifasının ortaklıktan çıkma anlamına geldiği, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesinin gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 22.05.2012 tarih, 2012/765 E. 3524 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, şirket fesih ve tasfiyesine, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma talebine ilişkindir. Davacı tarafın iddiaları, ticaret sicil gazetesi örnekleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından ortağı olduğu ... Gıda İç ve Dış Tic Sn Ltd Şti'nin fesih ve tasfiyesine, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma hususunda şirketin diğer ortağı olan ... aleyhine dava açılmıştır. TTKnun 636-640.maddelerinde limited şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma halleri düzenlenmiş olup, ortaklığın feshi ve ortaklıktan çıkma davalarında husumetin feshi istenen yada çıkma istenen şirkete karşı yönetilmesi gerekmektedir. Şirketin ortaklarına karşı fesih ve çıkma davası açılmamaz. Bu nedenle davalı ...'...
- KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif ortağı iken 09.12.2009 tarihinde ortaklıktan istifa ettiğini, müvekkilinin, kooperatiften, 186.854,67 TL çıkma payı alacağı ile kooperatife ait arsanın değerinden hissesine düşen 40.000,00 TL ve huzur hakkı olarak da 10.500,00 TL alacağı bulunduğunu, 2009 yılı bilançosunun kabul edildiği 10.04.2010 tarihli genel kurul toplantısında, ödemenin 3 yıl içinde, 6 eşit taksit halinde yapılacağı şeklinde erteleme kararı alındığını, erteleme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, toplam 237.354,67 TL alacağın davalıdan faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, erteleme kararı alındığı için çıkma payı alacağın muaccel olmadığını, çıkma payı dışında arsa payı bedeli olarak ortaklara ödeme yapılmasının yasal dayanağı bulunmadığını, hiç bir yöneticinin huzur hakkını fiilen almadığını, fiilen taşeron gibi inşaatı yürüten üye S.....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, kooperatifçe öngörülen giderlerin talep edildiği dönemde dava konusu konuttan davalının yararlandığı, istifanın ortaklıktan çıkma anlamına geldiği, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesinin gerekeceği sonucuna varılarak, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 19.04.2012 tarih, 2012/221 E. 2985 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....