Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 12/11/2000 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 11/08/2003 d.lu Fatma Yaren, 12/02/2007 d.lu Elif Naz isimli 2 müşterek çocuklarının olduğu, davacı kadın tarafından davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ferilerine ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; davacı tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın lehine 100.000- TL. maddi 100.000- TL. manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararda kusur tespiti ve davanın kabulünün hatalı olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının yüksek olduğunu, yerel mahkemece verilen ilamın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tazminat miktarları yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava; erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 161, 162 ve 166/1 maddesinde düzenlenen zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın TMK'nın 161. maddesi hükmü gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, zina hukuki nedenine dayalı boşanma kararı verildiğinden...
Hukuk Dairesi İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük aile Mahkemesi Taraflar arasında çocuk ile baba arasında geçici kişisel ilişki tesisi ve birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine yönelik asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan boşanma ve fer'îlerine yönelik birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı vekili tarafından kişisel ilişki davası ile boşanma davasında hükmedilen nafakalar, tazminatlar ve kişisel ilişki yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadının birleşen davadaki kişisel ilişki tesisi yönünden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hüküm fıkrasının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine; diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, eşinin kendisini istemediğini söyleyerek, ortak konuttan ayrıldığını, davalının düzgün bir yaşamının olmadığının söylendiğini iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ( TMK m. 166/1) talep etmiş, dava dilekçesinde, delil olarak nüfus kayıtları ve tanık beyanlarına dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ise davalı kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek başka bir erkekle uygunsuz görüşme yaptığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına ( TMK m. 166/1) karar verilmiştir....
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 07/01/2011 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 10/08/2006 d.lu Dilan, 16/05/2013 d.lu Muhammed Fadıl adlı 2 müşterek çocuklarının olduğu, davacı kadın tarafından davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ferilerine ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır....
, iki tarafın da bu evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu bulunması ve birliği devam ettirmek istemediklerinin anlaşılması nedeniyle iki tarafında boşanma davasının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, yerel mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı erkek vekilinin kusur tespiti ve karşı davaya ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tüm yönlerden; davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. Dava, 14.10.2015 tarihinde açılmış olup, davalı kadın 07.12.2016 tarihli cevap dilekçesinde davacı erkeğin eve döndüğünü beyan etmiştir. Davalı tanıkları ...’ın 17.02.2017 tarihli ve ...’in 14.04.2017 tarihli ifadelerinde davacı erkeğin ilk ayrılıktan sonra eve tekrar döndüğü ve en son ifade tarihlerinden yaklaşık bir yıl önce evi terk ettikleri beyan edildiğine göre dava açıldıktan sonra evlilik birliğinin devam etmiş olması, af niteliğindedir....
sonra ise aralarında mizaç farklılığı oluştuğunu, dünyaya bakış açısının farklı olduğunun, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları ve yükümlülükleri taşımak istemediğinin ortaya çıktığını, müşterek çocuklara doğru dürüst bakmadığını, davalının, müvekkilinin kardeşleriyle vakit geçirmesi ve küçük kardeşine harçlık vermesi nedeniyle evde huzursuzluklar çıkardığını belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ettiği; dinlenen tanık anlatımlarının bir kısmının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak, duyuma dayalı izahlardan, keza bir kısmının ise affa mazhar olmuş olaylardan ibaret olduğu; fiili ayrılığın ise tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabule yeterli olmadığı; açıklanan nedenlerle erkeğin davasını ispat edemediği gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine; davalı-karşı davacı kadının açtığı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; özel ve genel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davalarda öncelikli olarak özel boşanma sebebi yönünden değerlendirme yapılacağının; tanık anlatımı, otel kayıtları, nüfus kayıtları ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde...