Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK m.166/1). Davacı erkek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı kadının kusurlarını ispat etmekle mükelleftir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı kadına, ortak konutu terk ederek birlik görevlerini yerine getirmediği kusuru yüklenmişse de, fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmadığı gibi ortada terk hukuki nedenine (TMK. md. 164) dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Açıklanan sebeplerle davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren kusurlu bir davranışı ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, davacı erkeğin HMK'nın 119/1-e ve f ile 194. maddeleri uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğuracak vakaları kanıtlamaya elverişli şekilde somutlaştırıp ispata yarayan delil sunmadığından ve mevcut durum itibariyle de davalının kusurlu bir davranışı sebebiyle evlilik birliğinin ortak hayatın sürdürülmesini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı sonuç ve kanaatine varılamadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin beş yıldır Kazakistan ülkesinde çalıştığı ve daha önce erkek tarafından açılıp reddedilen ve 02.02.2010 tarihinde kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların biraraya gelmediği sabittir. Davada TMK m. 166/son şartları oluşmuştur. O halde davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışları birlikte değerlendirildiğinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve evliliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcut ve sabittir. Davacı-davalı erkek de boşanma davası açmakta haklıdır. Bu itibarla davacı-davalı erkeğin davasının da kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; kadının kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin boşanma talebinin konusuz hale geldiği görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davası konusuz kalmış olup esası hakkında bir karar verilemeyecektir....
Dava; TMK'nın 162 maddesi uyarınca hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış olmadığı takdirde , 166/1. maddesi hükmüne dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucu boşanma ve velayet tevdii istemlerine ilişkindir. "Davacı kadın dava dilekçesinde suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebi (TMK m. 163), olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek, terditli dava açmıştır. Mahkemece davanın öncelikle Türk Medeni Kanununun 163. maddesi çerçevesinde incelenmesi, bu istemin kabul edilmemesi halinde Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde delillerin değerlendirilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile (TMK m. 166/1) açılan davanın reddine karar verilmiş, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine (TMK m. 163) dayalı istem hakkında hükümde bir açıklama yapılmamıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2018/296 ESAS - 2020/87 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı-davalı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili lehine 30.000,00'er TL maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece birlik görevlerini ağır şekilde ihmal ettiği ve eşine ilgi göstermediği anlaşılmaktadır....
DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 03/02/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, tarafların davalının ailesiyle ikamet etmesi, davalının annesinin vekil edenine karşı olumsuz davranışlar sergilemesi ve davalıyı da kışkırtmasının katlanılmamaz bir hale geldiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına ve müşterek çocuğun velayetinin davacı kadına verilmesi, müşterek çocuk için 500,00 TL tedbir-iştirak, vekil edeni için ise 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına karar verilmesi ve 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı süresinde cevap dilekçesi ibraz etmemiştir....
Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun davacı-davalıda olduğunu iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı-davacı babaya verilmesini, davalı-davacı için 100.000.TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Kararda “Evlilik birliğinin devamında taraflar açısından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu anlaşılmış, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar vermek gerekmiş" denilerek soyut ve yetersiz gerekçe ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararda denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiş, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu vc tarafların kusur durumu da kararda belirtilmemiştir. Açıklanan nedenlerle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan ve ıslah ile terditli dava haline dönüştürülerek öncelikle zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talep edilen birleşen davada kadının zinasının sübut bulup bulmadığı, zinanın sübut bulduğu kabul edildiği takdirde davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması halinde erkeğin eşinin fiilini affedip affetmediği, birleşen boşanma davasının kabulünün hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü, 355 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 161 inci maddeleri. 3....