Türk Medeni Kanununun 396. maddesinde, vesayet organlarının vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlar, 397. maddesinde de kamu vesayetinin vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütüleceği, vesayet makamının sulh hukuk mahkemesi, denetim makamı ise asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlandığı; kanun koyucu kamu vesayetinde vesayet organı vasiler ile vesayet daireleri sulh ve asliye mahkemesi arasında 461. maddede bir hiyerarşi kurarak, vesayet makamı sulh hukuk mahkemesinin vasinin eylem ve işlemlerine karşı, denetim makamı asliye hukuk mahkemesinin de sulh hukuk mahkemesinin kararlarına karşı şikayet ve itiraz merci olduğu; 488. maddesinde ise, ilgililerin vesayet makamının vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararlara karşı tebliğinden itibaren on gün içinde itiraz edebileceği, denetim makamının gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin olarak karara bağlayacağı, bu bakımdan vesayet makamının vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararların...
İlgililer vesayet makamının, vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararlara karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı karara bağlar (TMK md. 488.). Bu bakımdan vesayet makamının vesayetin yönetimiyle ilgili olarak aldığı kararlar kazai nitelikte temyizi kabil olan kararlardan değildir. O halde, dilekçenin görev yönünden reddi ile bu hususta denetim makamınca bir karar verilmek üzere dosyanın geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeple dilekçenin görev yönünden reddi ile dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi.05.09.2012 (Çar.)...
Bu karar üzerine davacı annenin Sulh Hukuk Mahkemesinde vesayetin kaldırılması için talepte bulunduğu, yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacı anne velayetin kendisine verilmesi için işbu davayı açmıştır. Vesayet altında bulunan kişinin velayetinin düzenlenebilmesi için öncelikle vesayet kararının kaldırılmasında zorunluluk vardır. Bu durumda vesayetin kaldırılması talebinin bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenilmesi, hasıl olacak sonucu uyarınca delillerin birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
İlgililer vesayet makamının, vesayetin idaresiyle ilgili olarak aldığı kararlara karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı karara bağlar (TMK. md.488). Bu bakımdan vesayet makamının vesayetin yönetimiyle ilgili olarak aldığı kararlar kazai nitelikte temyizi kabil olan kararlardan değildir. O halde, bu hususta denetim makamınca bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE, 17.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Karardan sonra veli ..., vesayetin kaldırılmasını sulh hukuk mahkemesinden talep etmiş, Sulh Hukuk Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek hakkında aldırılan ... hastanesinin raporunda vasi tayinin gerekmediğinin bildirilmesi üzerine 08.07.2014 tarihli ek karar ile vesayetin son bulduğunun tespitine karar verilmiştir. Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce doğrudan doğruya (re’sen) gözönünde tutulur. Dosya içerisinde bulunan erkeğin kısıtlanmasına esas teşkil eden rapor ile Sulh Hukuk Mahkemesince aldırılan vesayetin kaldırılmasına esas teşkil eden rapor arasında çelişki mevcuttur. 2659 sayılı ... Kanununun 15.maddesinin (f) bendi "... dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkiler ....incelenir ve kesin .../.. karara bağlanır" hükmünü getirmiştir....
DAVA TÜRÜ :Vesayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek duyulan,...16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/413 esas sayılı vesayet dosyasının celbedilip eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 12.06.2007...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vesayetin Kaldırılması K A R A R Vesayet altına alınması talep edilen ... ile babası ... arasında velayetin kaldırılmasına ilişkin dava olup olmadığı araştırılarak var ise ilgili dava dosyasının onaylı örneğinin mahkemesinden, getirtilip dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vesayetin kaldırılması istemine dair ek karar, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce vesayet makamınca verilmiş bir karar olmadığı gibi bu hususta Yargıtay tarafından da bir inceleme yapılmamıştır. Temyize konu mahkeme kararı bölge adliye mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde göreve başlamasından sonra 16.01.2020 tarihinde verildiğine göre, kanun yoluna dair 1086 sayılı HUMK hükümleri değil 6100 sayılı HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinden; 6100 sayılı HMK’nun 6723 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik Geçici 3. maddesi gereği dosyanın incelenmeksizin bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 11.10.2021 (Pzt.)...
Bu bakımdan vesayet makamının vesayetin yönetimiyle ilgili olarak aldığı kararların kazai nitelikte olup temyizi kabil kararlardan olmadığı anlaşıldığından, istem konusunda denetim makamınca bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 471. maddesinde, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de; özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkumiyet sebebine dayanan kısıtlılık halinin, kişinin hapis halinin sona ermesiyle yani cezasını çekmek veya şartlı salıverilme yoluyla cezaevinden çıkmasıyla birlikte kendiliğinden kalkacağı öngörülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı ...’ın koşullu salıverme hükümlerinden yararlanarak cezaevinden tahliye olarak 08/07/2014 ve 14/10/2014 tarihli duruşmalara katıldığı ve yargılama sırasında vesayetin sona erdiği anlaşılmaktadır....