Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Mahkemece aldırılan sosyal inceleme raporunda çocuğun anne ile kişisel ilişki kurmasının çocuğun menfaatine uygun olacağı belirtilmiş ve dosyada da annenin çocukla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşeceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, velayet hakkı kendisinden alınan davalı ana ile çocuk arasında uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti davacı babaya bırakılan tarafların müşterek çocuğu.... 13.07.2004 doğumlu olup mahkemece kurulan kişisel ilişkinin annelik duygularını tatmine elverişli, çocuğun da anne sevgi ve şefkatini karşılayacak şekilde, anne yanında daha ağırlıklı ve yeterli sürelerle yatılı kalmasına olanak sağlayacak biçimde kurulması gerekirken bu yönler nazara alınmadan yazılı şekilde yetersiz kişisel ilişki tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiş ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden...
CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; müşterek çocuğun bakım ve eğitimiyle bizzat kadının ilgilendiğini, davacının ise müşterek çocukla ilgilenmediğini, maddî ve manevî bir katkıda bulunmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, otizm rahatsızlığına sahip çocukların alışkanlıklarının değişmesi durumunda olumsuz etkilerin görülme ihtimalinin fazla olduğunu, çocuğun anne şefkatine muhtaç olduğunu ifade ederek davacının velâyetin değiştirilmesi, olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulması talepli davasının reddine, aksi halde anne refakatinde baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. III....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin hiçbir zaman oğlunun davacı ve davacının oğlu ile görüşmesine engel olmadığı, davacının dava açmada kötü niyetli ve haksız olduğu, çocuğun görüşüne önem verilmesi gerektiği, çocuk ile davacı babaanne arasında yatılı ilişki kurulması halinde anne ile çocuk hafta sonunu hiçbir zaman birlikte geçiremeyeceği gerekçeleri ile davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Davanın 11/01/2018 tarihinde açıldığı, kararın ise 28/01/2020 tarihinde verildiği, ilk derece mahkemesince yargılama aşamasında üç farklı ara karar ile anne ve çocuklar arasında, ŞÖNİM'de, refaketçi eşliğinde ve refakatçi katılımı olmaksızın kişisel ilişki kurulduğu, bu kapsamda anne ile çocuklar arasında iki yıl süren yargılama sürecinde çok sayıda kişisel ilişki tesisi gerçekleştirildiği, ilk derece mahkemesince ara karar ile kurulan kişisel ilişkiler kapsamında uzman raporları aldırılarak, sürecin denetiminin sağlandığı, uzman raporlarındaki değerlendirmeler dikkate alınarak kontrolsüz şekilde de kişisel ilişki tesisinin gerçekleştirildiği, deneti me elverişli uzman raporları ve dosya kapsamı itibariyle ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesinde hata bulunmadığı, raporlar kapsamında da belirtildiği gibi annenin çocuklarla görüşme konusunda istekli olduğu, annenin düzenli olarak çocukları ile kişisel ilişki kurduğu, davacının annenin yaşadığı yere ilişkin olumsuzluk içeren iddialar...
Davacının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3-Müşterek çocuk dava tarihinde anne yanında Türkiye'de yaşamakta iken 08.08.2011 tarihinde Fransa'da yaşayan davalı babanın yanına gittiği anlaşılmaktadır. Çocuk yararına davalı baba ile yaşamaya başladığı bu tarihe kadar tedbir nafakası takdiri gerekirken, 08.08.2012 tarihine kadar takdir edilmesi doğru olmamıştır. 4-Davalı baba ile çocuğun Fransa'da, davacı annenin ise Türkiye'de ikamet ettikleri, çocuğun 2004 doğumlu olup öğrenim ve eğitim çağında bulunduğu anlaşılmaktadır. Çocuğun Fransa'daki eğitim ve öğretim durumuyla ilgili taraflardan bilgi alınarak, oradaki eğitimine engel oluşturmayacak şekilde anne ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi gerekir. Bu husus gözetilerek çocuğun menfaatine uygun kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece; torunla şahsi ilişki kararı verilebilmesi için TMK'nun 325/1 maddesi uyarınca olağanüstü halin mevcut olması gerektiği, ortada davacılara kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durumun bulunmadığı, davacıların babaya tanınan kişisel ilişki süresi içinde torunlarını görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahip oldukları, ayrıca dede ve babaanne ile şahsi ilişki kurulmasına karar verilmesi halinde çocuğun annesi ile tatillerde vakit geçireceği bir zaman diliminin kalmayacağı, bu durumun çocuğun yüksek yararına aykırı olacağı gerekçesi ile asıl davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu çocuk Tuna Güneş 15/06/2017 doğumlu olup, anne ve babası boşanmış, boşanma kararı ile velayet hakkı anneye bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir....
üstün yararının dikkate alınması gerektiği belirtilerek; asıl davanın kabulü ile Araklı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/261 Esas, 2018/227 Karar sayılı kararı ile ortak çocuk Eylül ile davalı-davacı anne arasında tesis edilen kişisel ilişki kararının yeniden düzenlenmesine, velâyeti ... babada olan 03.09.2016 doğumlu ortak çocuk Eylül ile davalı-davacı anne arasında her ayın 1 inci ve 3 üncü hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü saat 18.00 arasında, Dini Bayramların 2 inci günü saat 10.00 ile 3 üncü günü saat 18.00 arasında, yarı yıl tatilinin ilk haftasında Pazartesi günü saat 10.00 Pazar günü saat 18.00 arasında 7 gün süre ile ve her yıl 1 Ağustos saat 10.00 - 30 Ağustos saat 18.00 tarihleri arasında bir ay süre ile görüşmek suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir....
Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). Kişisel ilişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir. Anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md.182/II ve 324). Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
DAVA Davacı-davalı anne vekili dava dilekçesinde özetle; boşanma ilâmı ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini ve çocukla baba arasında anne eşliğinde kişisel ilişki tesis edildiğini, babanın kişisel ilişki kurulacak zamanlarda anneyi istemediği yerlere gitmeye zorladığını iddia ederek; baba ile çocuk arasındaki ilişkinin anne eşliğinde ve kamuya açık alanlarda olmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....