"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; iştirak nafakasının miktarı, tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davacı kadının 10.05.2016 tarihli celsede yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinden açıkça vazgeçtiğinin anlaşılmasına ve boşanma kararının kesinleşmesine rağmen bu konuda yeniden hüküm kurulmasının sonuca etkili bulunmamasına göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ... 2015 doğumludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayetleri davacı anneye verilen müşterek çocuklar ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmin etmeye yeterli değildir. Mahkemece kurulan kişisel ilişkiye ek olarak her ay içinde çocuklar ile baba arasında uygun kişisel ilişki düzenlenmesi gerekmektedir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Mahkemece, bu durum gözetilmeden kesinleşen boşanma, velayet, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakaları, tazminatlar, yoksulluk nafakası ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk 2013 doğumlu ... ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki uzun olup küçüğün yaşı itibarıyla bedeni ve fikri gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceğinden, daha uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, ayrıca taraflarca özellikle talep edilmediği halde günümüzdeki ulaşım kolaylıkları da dikkate alındığından ayrı şehir, aynı şehir ayrımı yapılması da doğru görülmemiştir. Ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında, velayeti anlaşma uyarınca anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki konusunda herhangi bir düzenleme yapılmayarak, konu hakimin takdirine bırakılmıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, kişisel ilişki konusunda taraflara bir öneride bulunmak, öneri kabul edildiği takdirde buna göre karar vermek, kabul edilmediği ve taraflarca anlaşmaya varılarak bir düzenleme de yapılmadığı takdirde, dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma olarak sürdürülüp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre tarafların ortak çocuğu 03.11.2015 doğumlu ...'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarı azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı-karşı davacı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun dört yaşına kadar ve dört yaşı sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle değişen koşullara göre kişisel ilişki düzenlenmesinin her zaman istenebileceğinin ve çocuğun "üstün yararının" bu aşamada kişisel ilişki kurulmasına uygun olmadığının dosyadaki delillerle anlaşılmış bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...
Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı baba kişisel ilişki yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında, velayetleri anlaşma uyarınca babaya bırakılan ortak çocuklar ile anne arasındaki kişisel ilişki konusunda herhangi bir düzenleme yapılmayarak, konu hakimin takdirine bırakılmıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, kişisel ilişki konusunda taraflara bir öneride bulunmak, öneri kabul edildiği takdirde buna göre karar vermek, kabul edilmediği ve taraflarca anlaşmaya varılarak bir düzenleme de yapılmadığı takdirde, davayı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma olarak sürdürülüp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. Yasal koşullar oluşmadan, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Ortak çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) dikkate alındığında ilk derece mahkemesince aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla davacı-k.davalı kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi cihetine gidilmiştir. Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
Davalı-davacı vekili; tazminat ve nafakaların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava, müşterek çocuklar ile baba arasında tedbiren şahsi ilişki tesisine, birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'ilerine ilişkindir. 1- Davacı-davalının asıl davaya ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili; ceza mahkumiyet kararının esas alınamayacağını, müvekkilinin eylemlerinin tehdit altında gerçekleştiğinin dikkate alınmadığını, müvekkilinin üçüncü kişi ile ilişkisini davacının 2019 yılı Temmuz -Ağustos gibi öğrendiğini ve evlilik birliğini devam ettirdiğini, süresinde dava açılmadığından sadakatsiz gerekçesi ile boşanma kararı verilmeyeceğini, manevî tazminat kararının isabetsiz ve yüksek olduğunu, müvekkilinin çocukları ile kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiğini beyanla, davaların kabulü, boşanma, kusur tespiti, manevî tazminat ve çocukları ile kişisel ilişki tesisi yönlerinden kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 3....