Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, daacı-karşı davalı (koca) tarafından kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.06.2014 günü temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekil ve karşı taraf davalı-karşı davacı ... vekili Av.... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

    Kişisel ilişki düzenlenirken analık babalık duygularının tatmini yanında çocuğun fiziki, bedeni ve ahlaki gelişimi ile eğitim durumunun da gözetilmesi ile çocuğun üstün yararı uyarınca düzenleme yapılması esastır. Boşanma kararında kurulan kişisel ilişki yeterli iken, iki haftada bir çarşamba günleri saat: 18:00 ile 20:00 saatleri arasında, çocukların eğitim ve uyku düzenini etkileyecek şekilde çocuklar ile kişisel ilişki kurulması, çoçukların üstün yararına uygun değildir. Hal böyle olunca boşanma kararında düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi şartları oluşmadığı halde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

      Davacı anne tarafından ceza dosyasından başka çocukla babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektiren somut bir olgunun ispat edilemediği anlaşılmıştır. Tarafların ortak çocukları 19.01.2011 doğumlu Nisa inceleme tarihi itibariyle idrak çağındadır. Kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan küçüğün görüşünün sorularak ve davalı baba ile de görüşülerek, değişen durum ve koşullara göre ortak çocuk ile uygun bir kişisel ilişki kurulması konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılması (4787 sayılı Kanun m.5), dosyaya konu ceza dosyasının da getirtilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

        Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....

          Çocukların yaşları dikkate alındığında, davacı anne ile çocuklar arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocukların sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, müşterek çocuklar ile davacı anne arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kişisel ilişki davasının boşanma davası ile birlikte görülmesinin yasal zorunluluk olmaması nedeni ile davalının birleştirme kararı verilmeden karar verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

          Davalı (koca) karar düzeltme talep ederek boşanma kararının hatalı olduğu ve müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmadığı gerekçesi ile onama kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Kişisel ilişki kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece müşterek çocuk ile velayeti kendisine verilmeyen taraf arasında kişisel ilişki düzenlemesi zorunludur. Ne var ki bu yön ilk incelemede gözden kaçtığından davalı (koca)'nın kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 28.05.2014 gün ve 2014/1239 esas, 2014/11734 karar sayılı onama ilanımın kişisel ilişki yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

            nın Hollanda'da, davalı babanın ise Türkiye'de yaşayacağının göz önünde bulundurularak boşanma kararındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince annenin davasının kabulü ile tarafların aynı ülke ve fakat farklı şehirde oturmaları, tarafların aynı şehirde oturmaları ve ayrı ülkelerde oturmaları durumlarına göre kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine ve çocuğun kişisel ilişki tesis edilmeyen günlerde baba ile görüntülü görüşmesine karar verilmiş, yol giderlerinin ayrı ülkelerde oturmaları halinde ortak karşılanacağına hükmedilmiştir....

              İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davacı -davalı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun beş yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı belirtilerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Bu bakımdan babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kişisel ilişkinin yatılı olması yönünden, davalı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davalı kadının kişisel ilişki dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece kısa karar ve buna uygun düzenlenen gerekçeli kararda ortak çocuklar ile anne arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği halde, gerekçede yatılı olmayacak şekilde kişisel...

                  Boşanma kararı ile çocukla annesi arasında her ayın ikinci ve dördüncü Cumartesi günleri saat 09.00-17.00 arasında tesis edilen kişisel ilişki annelik duygusunu tatmine elverişli olmayıp, yetersizdir. Çocuğun annesinde yatılı kalmasına imkan vermeyen bu düzenlemeyi, onun yüksek çıkarının gerektirdiği yönünde dosyada hiç bir delil ve olgu bulunmamaktadır. Taraflar ayrı yerde oturduklarına göre, annenin çocuğunu yanında “yatılı” istemesi kişisel ilişkiden beklenen amaca uygun da olacaktır. Öyleyse, anne ile çocuk arasında her ayın ikinci ve dördüncü hafta sonları Cumartesi günleri saat 10.00’dan ertesi Pazar günü saat 17.00’ye kadar kişisel ilişki tesisi çocuğun menfaatine uygun düşecektir. Buna göre, boşanma ilamında yer verilen Cumartesi günleriyle ilgili kişisel ilişkiye dair düzenleme gösterilen şekilde değiştirilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu