Davaya konu çocuk Nurullah Balmum 28.10.2010 doğumlu olup anne ve babası boşanmış, boşanma kararı ile velayet davalı babaya bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Tanık anlatımları, sosyal inceleme raporu ve idrak çağındaki çocuğun beyanı birlikte değerlendirildiğinde anneannenin torununu görebildiği, davalı babanın kişisel ilişkiye engel olabilecek olumsuz bir durum içinde bulunmadığı, davacının torunuyla görüşmesine annenin engel çıkarmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, anneye tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkek 29.09.2020 havale tarihli dilekçesi ile boşanma, kişisel ilişki ve velayet düzenlemesine ilişkin karar yönünden temyizden feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat sebebiyle temyiz dilekçesinin boşanma kararı, kişisel ilişki düzenlemesi ve velayet düzenlemesi yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesi tarafından TMK 166/1 maddesine dayalı olarak açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve davalı kadın yararına boşanmanın ferilerine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, davalı erkek tarafından karar tüm yönlerden temyiz edilmiştir...
Kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden boşanma, velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakası, harç ve vekalet ücretine hükmedilerek kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK madde 370/2)....
Davalı erkek tarafından ortak çocukla kişisel ilişki de dahil olmak üzere tüm yönlerden karar temyiz edilmiş, Dairemizin 17.12.2019 tarihli, 2019/7555 esas ve 2019/12358 karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı erkek tarafından süresi içinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek, çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Mahkemece, idrak çağında bulunan ortak çocuğun baba ile kişisel ilişki konusunda dinlenilmesi, velayet hakkı davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında, babalık duygularını tatmin edecek ve bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak ve yatılı olacak şekilde, daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı olduğu gibi yetersiz şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/194 E. ve 2021/296 K. sayılı dosyası üzerinden kişisel ilişkinin düzenlenmesi davası açıldığını, açılan bu davada, boşanma ilamındaki kişisel ilişkinin kaldırıldığını ve yeniden kişisel ilişki kurularak; kurulan yeni kişisel ilişkinin devamına karar verildiğini, davalının İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü'nün 2021/19419 Esas sayılı dosyası üzerinden kaldırılan karara dayalı olarak takip başlattığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 367/2 maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe icra edilemez. (Baki Kuru-İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, 2.baskı, sayfa 923- 924)....
Davalı erkek, hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuk ile baba arasında “Aynı şehirde oturmaları hali" ve “Farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse "Ayrı şehir-ayrı şehir ayrımına" gidilmesinin önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Aile Mahkemesi'nde 2022/653 Esas sayılı boşanma davası olduğunu, aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle torunları Karsu'yu göremediklerini bildirerek, torunları ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. II. CEVAP Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma davasının derdest olduğunu, bu davada çocuk ile davacıların çocuğu arasında kişisel ilişki kurulduğunu, ortada olağanüstü bir durum olduğuna dair bir delil olmadığını, davacıların çocuğu babanın kişisel ilişki gününde görmelerine de engel durum olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2022 doğumlu çocuk ile davacılar babaanne ve dede arasında kişisel ilişki kurulmasının akrabalık bağlarını koparmama açısından, çocuğun ilerleyen yaşantısı, tanık beyanları, Bursa 10....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2022 tarihli ve 2022/1072 Esas, 2022/1676 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki boşanma davasının 29.09.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, müşterek çocuğun geçici velâyetinin anneye verilerek baba ile tedbiren kişisel ilişki tesis edildiği, mevcut tedbiren kişisel ilişkinin boşanma davasının kesinleşmesine kadar devam edeceği, boşanma ve ferilerinin kesinleşmiş olmakla hükümde belirlenmiş olan kişisel ilişkinin 20.01.2022 tarihinden itibaren uygulanacağı, İlk Derece Mahkemesinin dava tarihi olan 30.09.2020 tarihinde mevcut bir tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi, karar tarihi olan 16.03.2022 tarihinden önce kesinleşmiş bir kişisel ilişki tesisi mevcut olduğu gerekçesi ile davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, davacının kişisel ilişki düzenlemesi talebinin reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin davasındaki yargılama giderleri, vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi ile kişisel ilişki tesisi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kendi davasında kurulan hüküm, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına,ve ferilerine yönelik karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davası, tedbir ve iştirak nafakaları, yoksulluk nafakasının reddi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-davalı kadın tarafından kocanın kabul edilen boşanma davası, tazminat, nafaka miktarları ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafaka, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir 2-Velayeti anneye verilen müşterek çocukla davalı (baba) arasında her hafta sonu Cumartesi günü kişisel ilişki kurulması taraflara külfet yükleyeceği gibi çocuğun ruhsal ve bedensel gelişimine de olumsuz etki yapacak niteliktedir....