"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 323.maddesi; "ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir" hükmünü taşımaktadır. Velayeti babaya bırakılan ortak çocuk ile davacı anne arasında kişisel ilişki kurulmaması usul ve yasaya uygun olmamıştır. Kararın bu yönden bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, manevi tazminat, kişisel ilişki süresi ve iştirak nafakası miktarı yönünden, davalı-karşı davacı koca tarafından ise; kusur belirlemesi, tazminatlar ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı kocanın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini ile çocuğun yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3- Boşanma kararı ile birlikte velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında, kişisel ilişki "aynı şehir", "ayrı şehir" ayırımı esas tutularak farklı düzenlenmiştir. Taraflar ayrı şehirlerde oturmakla birlikte gelişen ulaşım şartları ve kolaylığı nazara alındığında kişisel ilişki düzenlenirken "aynı şehir", "ayrı şehir" ayrımı yapılması gerekli bir unsur değildir. Bu bakımdan böyle bir ayrıma gidilmesi doğru olmadığı gibi, ortak çocuk ... 14.05.2015 doğumludur. Davalı baba ile çocuk arasında ayrı şehirlerde olmaları halinde sadece her yıl Temmuz ayında bir ay süre ile kişisel ilişki kurulmuştur....
O halde davacı kadının halen çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise gelir durumu tespit edilip, gelirinin sürekli ve düzenli olup olmadığı, kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığı araştırılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir....
Davalı-davacı baba ve müşterek çocuk arasında mahkemece düzenlenen kişisel ilişki günlerine ilaveten ayın belirli haftalarında da yatıya kalacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, bu hususun düşünülmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün kişisel ilişki ile ilgili bölümünün de düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir (HUMK. md. 438/7)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına nafakaya ve davalı- karşı davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, hüküm davacı- karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat, ortak çocuk yararına nafaka ve kişisel ilişki kararı yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yolu değerlendirmesi kişisel ilişki kararı yönünden yapılmıştır....
arasında boşanma kararı ile hem tedbiren hem de kesinleşmeden sonraya yönelik yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmuş olup gerek davacılar gerek baba ve çocuğun aynı ilde yaşadıkları, babanın kişisel ilişki günlerinde çocuğun babaanne ve dede olan davacılar ile görüşmelerine engel bir durum bulunmadığı, davacıların babaya tanınan süre içinde torunlarıyla görüşme imkanlarının bulunduğu, davalı ile dava dışı baba arasındaki husumetin (öldürmeye teşebbüs olayı) davacılar yönünden olağanüstü hal oluşturmayacağı, kaldı ki baba ile kişisel ilişkinin sınırlandırılması sebebi ile davacılar lehine kişisel ilişki kurulması düşünülse dahi mevcutta babanın kişisel ilişki kurmasının sınırlandırmasının 6284 sayılı Yasa kapsamında geçici olarak uygulandığı, geçici kişisel ilişki sınırlandırmasının da ayrıca davacılar ile torun arasında kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerektirecek olağanüstü bir durum olarak kabul edilemeyeceği, küçüğün yaşı da dikkate alınarak hem baba hem de davacılar ile kişisel...
Velayet düzenlemesinin yanı sıra kişisel ilişki kurulurken de; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlâki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Ana ve baba ile kişisel ilişkinin şeklini düzenler ikenvar olan koşullara güre hüküm kurulmalı geleceği bağlayıcı şekilde kademeli kişisel ilişki kurulmaması gereklidir. (Y2HD 1988/4233- 1988/ 5873). Yine kişisel ilişkinin düzenlenmesinde seçimlik kişisel ilişki kurulması uygun bulunmamıştır. (Y2HD 2007/17160- 2017/6186). Kişisel ilişkinin şekli çocuğa ve taraflara bırakılmamalıdır....
DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kişisel ilişki, tazminatlar ve nafakaların miktarı ile ziynet/çeyiz eşyası hakkında karar verilmemesi yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise reddedilen kendi davası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, velayet ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışlar yanında; davacı-karşı davalı erkeğin, kadının maaş kartına el koyduğu yine de kabul edilen ve gerçekleşen tüm kusurlu davranışlar uyarınca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Ortak çocuk... 2018 doğumlu olup velayeti anneye verilmiş ve baba ile kişisel ilişki kurulmuştur. Hüküm, davacı-karşı davalı baba tarafından kişisel ilişki yönünden de temyiz edilmiştir. Velayet kendine verilmeyen eş, ortak çocukla kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir (TMK md. 182/1, 323)....