Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet hakkı kendisine verilmeyen eş ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken, kişisel ilişkinin infazda tereddüt yaratmayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Davacı-karşı davalı ile müşterek çocuk arasında yarıyıl ve yaz tatillerinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihleri ile saatleri hükümde gösterilmediği gibi, "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmesine gidilmiş ve farklı şehirde yaşamaları halinde de davacı-karşı davalı babanın istediği zaman müşterek çocukla kişisel ilişki kurmasına karar verilmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı-karşı davalı kadın vekili; iştirak nafakasının istinaf incelemesinin kesin olmadığını, erkeğin davasında kişisel ilişki yönünden daha önceki kişisel ilişki ile aynı kurulan hükmün ve vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadının davasında istinaf konusu edilen iştirak nafakası miktarının kesin nitelikte olup olmadığı, kadının istinaf istemlerinin usulden reddi kararının ve erkeğin davasında kabulüne karar verilen kişisel ilişkinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların ortak çocuğu ile davalı baba arasında, daha önce görülen çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasındaki karar ile, kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı baba vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı baba vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Başka bir anlatım ile, çocukla, ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ile ana veya baba için bir hak olduğu gibi kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Somut olayda;Boşanma kararı verilir iken müşterek çocuk ile baba arasında her ayın son cumartesi günü saat 09:00 ile Pazar günü saat 17:00 arası, dini bayramların ikinci günü saat 09:00 ile üçüncü günü saat 17:00 arası kişisel ilişki tesis edilmiştir. Müşterek çocuk 2012 doğumlu olup boşanma kararı 08.07.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan uzman 15.10.2018 tarihli raporunda görüşme gün ve saatlerinin aynı kalmasının uygun olacağını belirtmiştir....
Açıklanan sebeplerle, davacı-davalı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının sair, kocanın tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı-davalı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE, Elazığ 2. Aile Mahkemesi’nin 16.09.2021 tarih, 2018/497 Esas ve 2021/565 Karar sayılı kararının “1/A- 4 ve 5 ” nolu bentlerinin yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi- Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlemesi- İştirak Nafakasının Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2016 ( Salı )...
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının arttırılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkinin azaltılarak yeniden düzenlenmesine ve iştirak nafakasının arttırılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması ve Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı anne, boşanma kararı ile baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını, davalı-davacı baba ise birleşen dava ile velayetin değiştirilmesini, aksi halde kişisel ilişkinin artırılarak yeniden düzenlenmesini ve boşanma kararı ile hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2022 NUMARASI : 2020/428 ESAS-2022/547 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların evlilik birliği dışında doğan 19/09/2019 doğumlu Bulut Kantürk adında müşterek çocuklarının bulunduğunu, müşterek çocuğun velayetinin fiilen ve hukuken davacı annede olduğunu, tarafların birlikteliklerini sonlandırma kararı aldıklarını, müşterek çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi ve müşterek çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tahsisine ilişkin düzenlemelere ihtiyaç duyduklarını, tarafların yıpranmamak adına bir uzlaşı zemininde buluşmuşlar ve davaya konu edilen tüm hususlarda mutabık kaldıklarını, davaya konu edilen velayet hususu dahil, iştirak nafakası ve çocukla kişisel ilişki tahsisi konularında taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmadığını, bu nedenlerle velayetin müvekkilinde...