Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki davaları kamu düzeni ilişkindir. Bu istemler incelenirken bu davalarda resen araştırma ilkesi uygulandığından, hakim tarafların isteğine bağlı değildir. Bu istemler incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur....
Ayrıca;her ne kadar davalı-davacı kadın vekili çocuk için tedbir ve iştirak nafakası olarak talepte bulunmuş ise de nitelendirme hakime aittir(HMK 33).Talep edilen nafaka en başından itibaren iştirak nafakası niteliğinde olup üstelik boşanma ve ayrılık davalarında uygulanabilirliği bulunan TMK 169 ncu maddesi dayanak alınarak dava süreci ile ilgili tedbir nafakası şeklinde hüküm kurulmasında da isabet bulunmamaktadır. Belirtilen eksiklik yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1- b-2 md.gereğince aşağıdaki şekilde hüküm tesisi uygun görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı ve eşini ters ilişkiye zorladığı, erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetilerek babası ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocukla babası arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 8.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, birleşen kişisel ilişki düzenlemesi davasının kabulü ile ortak çocuk ve babası arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İştirak Nafakasının Arttırılması- Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi- Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05.09.2012 (Çrş)...
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir.Taraflar mevcut duruma göre aynı şehirlerde, farklı ilçelerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırımına" gidilmesinin de önemi bulunmamakladır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Müşterek çocuk ... 09.09.2009 doğumlu olup baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmine elverişli değildir. Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2021 NUMARASI : 2018/636 ESAS - 2021/493 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ; Davada davacı-davalı erkek vekili özetle"... boşanma ile velayeti müvekkiline verilen müşterek çocuk Efekan ile annesi arasında "her Cuma saat:18:00 'dan Pazartesi saat 12:00 'a kadar yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edildiğini,çocuk okula başladığından Pazartesi günlerine sarkan bu kişisel ilişkinin artık uygun olmadığını ve sorun olduğunu,kişisel ilişkinin Cuma günü saat 18:00 ile Cumartesi günleri saat 18:00 'a kadar şeklinde değiştirilerek yeniden düzenlenmesini"talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde çocukla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve velayetin değiştirilmesine yönelik davanın kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine yönelik kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle velayetin değiştirilmesine yönelik kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının velayetin değiştirilmesine yönelik karar yönünden istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava ve bu davada verilen tedbir ara kararı kapsamında küçüğün fiilen anne yanında yaşamaya başladığı, dava tarihinden sonra 23.09.2020 tarihinde velayetin değiştirilerek anneye verilmesine ilişkin kararında kesinleştiği ki zaten TMK 329.madde gereğince, küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceğinin açıkça düzenlendiği dikkate alındığında fiilen velayeti kullanan ve çocuğa bakan annenin dava tarihinden itibaren iştirak nafakası istemesi ve mahkemece bu doğrultuda karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi ekonomik gelişmeler, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik, sosyal durumları, yaşam standartları, çocuğa fiilen bakan annenin de çocuğun maddi ihtiyaçlarına yapacağı destek de gözetilmek suretiyle ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı da hakkaniyete uygundur....