Mahkemece neticeten ve özetle"...davanın kabulü ile ortak velayetin kaldırılmasına ve velayetin davacı babaya verilmesine,anne ile kişisel ilişki tesisine"karar verilmiş,karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle "...davadan haberleri olmadığını,bu sebeple delil bildiremediklerini,sosyal inceleme raporlarına aykırı karar verildiğini,davanın reddi gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Dava ortak velayetin davacıya tek başına velayet olarak değiştirilmesi talebinden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ile; HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 6)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayetin değiştirilmesi davasıdır. Müşterek çocukların velayeti boşanma ilamı ile davacı anneye verilmiştir. Davalı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesine dair davada Aksaray 1. Aile Mahkemesinin 2020/175 esas 2020/228 karar sayılı ilamıyla davacı annede bulunan velayetin davalı babaya verilmesine karar verilmiştir. Eldeki davada ise İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı anne tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocukların üstün yararıdır....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
öncelikli amacı olması gerektiğini, çocukların şu anda baba yanında kaldığını, onlara bakıcı tutulduğunu engelli çocuğun özel kreşe yazdırıldığını, baba yanında düzenli bir hayat oluşturulduğunu, yeni yerlerine uyum sağladıklarını, bu durumunda gözetilmesi gerektiğini ayrıca velayetin kaldırılması kararının kişisel ilişki kurulmasına engel olmadığını, mahkemenin bu konuda da hüküm kurmamasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılması, velayetin davacı babaya verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....
Dosya kapsamında alınan raporlar, tanık beyanları ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde küçüğün kanun gereği annede olan velayetinin değiştirilmesi gerektirir bir durum bulunmadığından velayetin annede kalmasının küçüğün menfaatine olduğu anlaşılmıştır. Asıl davada ilk derece mahkemesince velayet yönünden TMK 337/1.maddeye ilişkin bu tespit belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Yine dosya kapsamı itibariyle erkek tarafından açılan velayetin değiştirilerek babaya verilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılmasına dair birleşen davadaki taleplerin reddine karar verilmesi doğrudur. Bu haliyle, davalı-davacı erkeğin velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
TMK'nın 337/2 maddesinde "Ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hakimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdi edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda ise, küçüğün anne ve babası sağ ve ergindir. Öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin anneye veya küçüğü tanıyan babaya tevdii edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır. Velayetin tevdii hususu aile mahkemesinin görev alanı içerisinde bulunduğundan öncelikle bu husus aile mahkemesince değerlendirilecek, küçüğün anne veya babasının velayeti altına konulması mahkemece uygun görülürse aile mahkemesince bu konuda karar verilecek, aksi halde TMK'nın 337. maddesi gereğince küçüğe vasi tayin edilmek üzere dosya aile mahkemesi sıfatıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilecektir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......
Somut olayda,öncelikle tartışılıp değerlendirilecek konu velayetin anneden kaldırılıp, kaldırılmayacağına yönelik olacaktır. Velayet hususunun değerlendirilmesi Aile Mahkemesinin görevinde olduğundan, Aile Mahkemesi velayetin anneden kaldırılıp babaya verilmesi hususunu değerlendirecek ve sonucuna göre karar verecektir. Velayetin anneden kaldırılıp, babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Aile Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda öncelikle tartışılıp değerlendirilecek konu velayetin anneden kaldırılıp, kaldırılmayacağına yönelik olacaktır. Velayet hususunun değerlendirilmesi Aile Mahkemesinin görevinde olduğundan, Aile Mahkemesi velayetin anneden kaldırılıp babaya verilmesi hususunu değerlendirecek ve sonucuna göre karar verecektir. Velayetin anneden kaldırılıp, babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır. Bu durumda uyuşmazlığın, Adana 7. Aile Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Adana 7. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı velayetin değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı taktirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemiyle dava açmış, davacının velayetin değiştirilmesi talebi reddedildiğinden bahisle kendini vekil ile temsil ettirmiş bulunan davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ise de, davacının terditli olarak açtığı davası kabul edildiğine göre davalı lehine vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir....