Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile) Taraflar arasındaki velayetin kaldırılması ve merci tayini hukukuna ilişkin davada ... Asliye Hukuk (Aile) ile Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dilekçesinde kız kardeşinin öldüğünü, eniştesinin ise çocukları terk ... gittiğini belirtip, yeğenleri olan ... ve ... için babası üzerindeki velayetin kaldırılması ile çocuklara vasi tayini edilmesini talep etmektedir. 4787 Sayılı Yasanın 4/1. maddesi gereğince Türk Medeni Yasasında üçüncü kısım hariç olmak üzere 2. kitapta yazılı hususların aile mahkemesi görevi içinde olduğu yasa hükmüdür. Velayetin kaldırılmasına ilişkin dava Türk Medeni Yasasının 2. kitabında yer aldığından aile mahkemesinde görülmesi tartışmasızdır....

    Somut olayda; vesayet altına alınmak istenen çocuğun halen velayet altında bulunduğu, davacının dilekçe içeriğine göre öncelikle üzerinde bulunan velayetin kaldırılmasının istendiği, velayetin kaldırılması halinde, ancak vasi tayini sözkonusu olabileceğinden bu aşamada uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülüp sonuçlarındırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İnegöl Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "yoksulluk ve iştirak nafakası" davası ile "velayetin değiştirilmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından; "velayetin değiştirilmesi" davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı tarafından gösterilen tanıkların, velayetin değiştirilmesi isteğine ilişkin değil de, bununla ilgili olmayan "tarafların ekonomik ve sosyal durumları hakkında beyanda bulunacaklarının" davalı vekili tarafından açıkça ifade edilmiş olması karşısında temyizin kapsamı da dikkate alınarak dinlenmemiş olmalarının sonuca etkili bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi Velayetin kaldırılmasına ilişkin olarak açılan davada Şanlıurfa Aile Mahkemesi ile Şanlıurfa 1.Çocuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Şanlıurfa Aile Mahkemesince, velayetin kaldırılması talebine konu olan çocuğun ailesi tarafından istismar edilen ve suça sürüklenen çocuk olduğu belirtilip, uyuşmazlığın Çocuk Mahkemesinin görevine girdiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesi ise, velayetin kaldırılmasına ilişkin davaların Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstek öncelikle çocuk üzerindeki annenin velayet hakkının kaldırılmasına ( TMK. 348/2 md. ) yöneliktir....

          Aile Mahkemesince, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası hak düşürücü süreden red edilerek, velayetin kaldırılarak davacıların vasi olmasına hakkındaki dava tefrik edilerek, Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın evlatlık ilişkisinin kaldırılması ve kişisel ilişki kurulması davası olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.(TMK 409. m.) Somut olayda vesayeti istenilen çocuk, evlat edinen davalının velayeti altında bulunduğundan öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin evlat edinenden kaldırılıp, anne, babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişki Süresinin Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, velayetin değiştirilmesi talebinin reddi yönünden; davalı tarafından ise yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının velayetin değiştirilmesi davasının reddi kararına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin yeniden düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....

              Oysa dava “Velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması" isteğine ilişkin olup, asıl davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise asıl davaya bağlı fer’i bir istek niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m. 382/2-b-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Dava, davacının oturduğu yerde açılmış, davalı da bunun aksini iddia etmemiştir. Öyleyse yetki itirazının reddi ile velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması davasının esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştur....

                (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacı velayetin kaldırılması davası açmış, ilk derece mahkemesi, ara kararla küçüğün anneannenin bakım ve gözetiminde bırakılmasına, hükümle ise velayetin babadan kaldırılmasına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermiştir. Her iki taraf vekilin istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi, davalı tarafın istinaf talibinin tümüyle reddine, davacı tarafın istinaf talebiyle ilgili olarak ise; kişisel ilişki yönünden istinaf talebinin kabulüne karar vermiş, velayet ve kişisel ilişki düzenlenmesi konularında yeniden hüküm kurmuştur. Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi çekişmesiz yargı işleri arasında [HMK m.382-(2)-b)-13)] sayılmasına karşın, kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler, çekişmesiz yargı işleri (HMK m.382) arasında sayılmamıştır....

                  Ne varki;Mahkemece ortak velayetin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "...kararda aksi belirtilmedikçe,velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar"şeklindeki 348/son maddesinin uygulanmasına neden olunacak şekilde "ortak velayetin kaldırılmasına"dair hüküm tesis edildiği,davada TMK 348 nci maddesinin iddia ve ispat edilmediği,dolayısı ile dairemizce "ortak velayetin kaldırılması"şeklindeki ibarenin "ortak velayetin değiştirilmesi"olarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  Velayet düzenlemesi yapıldığında çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür(TMK 182.md),ana-babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası,çocuğun korunmasına yönelik olup kamu düzenine ilişkindir,hakim talep olmasa dahi"açıkça nafaka istemiyorum"şeklinde bir beyanın varlığı dışında kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta ayrıca harç alınması da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava haline getirmez.Kamu düzenine ilişkin olan velayetin değiştirilmesine konu davada asıl talebin ferisi niteliğindeki nafaka talebinin bağımsız bir dava olduğunu kabul etmek usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği gibi ,iştirak nafakasına hak kazanması için velayetin değiştirilmesi davasının sonucunu beklemek çocuk yönünden haklarına geç ulaşması sonucunu doğuracaktır.Hatta...

                  UYAP Entegrasyonu