DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba tanıma yoluyla nesep ilişkisi kurduğu, yasa gereği velayeti annede olan ortak çocuk Çağla'nın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava M.K.nun 183. maddesi ile 348,349 vd. maddelerine dayalı velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu madde, velayetin değiştirilmesi sebeplerini hüküm altına almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 03.12.2012 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla ortak çocuk .... velayeti babaya bırakılmış, davacı anne 01.09.2014 tarihinde velayetin kendisine verilmesi için bu davayı açmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken: gözönünde tutulması gereken temel ilke çocuğun "üstün yararı" (...m.1)dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken: onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....
Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, velayetin değiştirilmesi davasıdır. Tekirdağ Aile Mahkemesince, davalının yerleşim yeri adresinin "Keşan/TEKİRDAĞ" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Keşan 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise MERNİS kaydına göre küçüğün yerleşim yeri adresinin "Merkez/TEKİRDAĞ" olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK.m.21) Somut olayda; davacı vasisinin, tarafların boşandıkları, küçük ...'ın velayetinin davalı anneye verildiği ancak küçüğün, babannesi olan vasi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin değiştirilmesi davası olup, kamu düzenine ilişkindir ve re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Davalının davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Davacı anne boşanma davası ile velayeti babaya verilmiş olan ortak çocuğun velayetin babadan alınarak kendisine verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü ile velayetin babadan alınarak anneye verilmesine karar verilmiştir. Ortak çocuk 2005 doğumlu ... idrak çağındadır....
Somut olayda; tarafların ortak velayet konusunda anlaşma bulunmadığı gibi, sadece davacı erkeğin ortak velayet talebinde bulunduğu, ortak velayete hükmedebilmek için anne ve babanın bunu birlikte talep etmesi koşulunun gerçekleşmediği ve ortak velayet konusunda taraflar arasında çekişme olduğu gibi ayrı yerlerde yaşayan müşterek çocuk ile baba arasında ortak velayet tesisinin çocukların menfaatine uygun olmayacağı anlaşılmakta olup bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı erkeğin kişisel ilişkiye ilişkin talebi incelendiğinde; TMK'nın 323. maddesine göre "Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir." Velayet kendisine verilmeyen taraf ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkide çocukların üstün yararı yanında analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir . (Yargıtay 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Düzenlenmesi - Kişisel İlişkinin Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 10.08.2010 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi gereğince boşanmışlar, karar tarihinde müşterek çocuk dünyaya gelmediği için boşanma kararında velayet düzenlemesi yapılmamış, müşterek çocuk Tarık boşanma kararı kesinleştikten sonra 27.01.2011 tarihinde doğmuştur. Davacı baba, öncelikle velayetin tarafına verilmesini, bu mümkün olmadığı taktirde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep etmiş, yargılama sırasında ise velayetin nezi veya değiştirilmesi talebinden feragat etmiştir....
Tarafların anlaşmalı boşanma sırasında ortak velayeti talep etmelerine rağmen boşanma sonrası yaşanılan süreçte, ortak velayetin amacına uygun olarak davranmadıkları, çocukla ilgili kararların alınma süreci ve çocukla ilgili konularda karşılıklı ve sağlıklı bir iletişimlerinin olmadığı, ortak velayet kavramının gereği olan, çocuğun gelişim ve yararını gözeten bir tutumlarının bulunmadığı, aralarında var olan çatışmanın çocuğa yansıdığı, taraflar arasında velayet konusunun çekişmeli hale geldiği, ebeveynler arasında sağlıklı bir iletişimin bulunmadığı bu hali ile ortak velayet düzenlemesinin çocuğun yararına uygun olmadığı, çocuğun yaşı gereği anne bakım ve sevgisine muhtaç olduğu, annenin velayet görevini yerine getirmediği veya velayet konusunda ihmal gösterdiğine ilişkin somut bir delil bulunmadığı, yine velayetin anneden kaldırılmasını gerektirir bir olayın da ispat edilemediği, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, anne bakım ve sevgisine muhtaç olması da gözetildiiğinde, ilk derece mahkemesinin...
Davacı anne boşanma kararı ile birlikte velayeti babaya bırakılan ortak çocukların velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı anne tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK m. 385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "Davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Taha 28.09.2011 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla ortak çocuğun velayeti davalı anneye bırakılmış, karar 19.04.2017 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise, 02.01.2018 tarihinde açılmıştır....