Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, tarafların evlilik dışı birliklerinden müşterek çocuk Emira'nın 2014 yılında Dünya'ya geldiği, TMK 337 maddesi gereği velayetin annede olduğu, ancak sosyal inceleme raporuna ve idrak çağındaki çocuğun beyanına göre, 2016 yılından beri fiilen baba yanında yaşayan çocuğun velayetinin babaya verilmesinin üstün yararına olacağının anlaşıldığı, annenin fiilen velayet görevini yerine getirmediği, dava dilekçesinin usulüne göre davalıya tebliğ edildiği ve delillerini bildirmediği görülerek açılan davanın kabulü isabetli görülmüş, davalının davanın kabulüne ve delillerinin toplanmamasına ilişkin istinafının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Dosya kapsamında toplanan delillerden, boşanma kararının kesinleşme tarihi ile davanın açılma tarihi arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesi talebini haklı kılacak yeni vakıa ve olguların meydana geldiğinin, davalı annenin velayetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunun ispatlanamadığı, müşterek çocuklardan Derya'nın annesi ile birlikte yaşamak istediğini beyan ettiği, müşterek çocuk Osman Mert'in velayet tercihi konusunda ise belirleyici olanın çocuğun Ankara'daki spor ve sosyal çevresi olduğu, tercihini belirleyen hususun anne ya da babası ile ilişkileri olmadığı, davalı annenin velayet görevini yerine getirmesinde herhangi bir ihmal ya da kusuru bulunduğu hususunun ispatlanamadığı, toplanan delillerin velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule elverişli olmadığı anlaşılmıştır....

Dosyanın incelenmesinde; tarafların anlaşmalı boşandıkları, velayetin anneye verildiği, davalı annenin çocukları bırakıp il dışına gittiği, tanık beyanlarına göre annenin çocuklarla ilgilenmediği, başkasıyla görüştüğü için çocukları bırakıp gittikten sonra çocukların baba yanında yanında kalmaya başladığı ve ihtiyaçlarının baba tarafından karşılandığı, alınan sosyal inceleme raporlarında da velayetin davacı babaya verilmesi gerektiğinin mütalaa edildiği, yargılama sırasında dosya içerisine alınan Antalya İl Emniyet Amirliği'nce düzenlenen 01/11/2020 tarihli tutanak ile davalı annenin, fuhuş müşterisi konumunda randevu verdiğinin tespit edildiği, bu durumda velayet sorumluluklarını yerine getirmediği ve velayetin babaya verilmesi halinde ortak çocukların bedensel ve ruhsal olarak olumsuz etkileneceğine dair bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla velayetin anneden alınarak davacı babaya verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik istinaf talebinin...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası ve Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin kendisinin karşı davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. (6100 s. HMK. m. 255) Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı anne, davacı baba tarafından, aleyhine velayetin değiştirilmesi davası açıldığını, bu davada, davacı babanın soyismini ve adresini hatalı bildirdiğini, mernis kayıtlarından .... ilinde yaşadığı açıkça belli olduğu halde, hiçbir ilgisi bulunmayan... İli'ndeki bir adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ yapılıp, yokluğunda yargılama yapılarak, velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verildiğini,... 2. Asliye Hııkuk (Aile) Mahkemesi'nin 05.06.2012 tarih 2011/1129 esas ve 2012/309 karar sayılı bu kararının 24.07.2012 tarihinde kesinleştirildiğini ileri sürmek suretiyle, yargılamanın iadesine ve davalı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Toplanan delillerden; davalı baba tarafından 07.12.2011 tarihinde müşterek çocuk ...'...

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişkinin sınırlandırılması talebinin reddi ve velâyetin değiştirilmesi davasında aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun m.362/1-ç maddesine göre çekişmesiz yargı islerinde verilen kararlar temyiz kanun yoluna başvurulamayacak olan kararlardandır. HMK'nın 382/2-b-13. maddesinde "Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi” işleri çekişmesiz yargı işleri arasında sıralanmıştır....

        Bununla birlikte velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

        Dava, velayetin değiştirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Velayet kamu düzenindendir. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Taraflar Tekirdağ 2....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2021/597 2022/173 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin Malatya 1. Aile Mahkemesi'nin 2019/569 esas sayılı kararı ile davalıya verildiğini, davalının şu anda başka biri ile birlikte yaşadığını bu kişinin madde bağımlısı olduğunu, çocuğunun geleceğinden büyük endişe duyduğunu, annede olan velayetin kaldırılarak müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

        değiştirilmesi konusundaki iddiaların ispatlanamaması ve mevcut duruma göre velayetin davalı annede kalmasının devam edeceği de gözetilerek iştirak nafakası konusunda da davacının talebi haklı bulunmayarak velayet ve iştirak nafakası talebinin reddine, yönelik karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu