İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mersin 3.Aile Mahkemesinin 02/11/2020 tarih, 2019/108 E, 2020/573 K sayılı ilamı ile özetle; davacının velayetin değiştirilmesi davasının reddine; davacının şahsi ilişkinin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; velayetin değiştirilmesi (TMK m. 349) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemler Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. 4721 sayılı TMK. uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir....
Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. (TMK 348 vd. m.leri) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine ortak çocukların velayetlerinin değiştirilmesi için Kozan 2. Asliye (Aile) Mahkemesinde dava açıldığı, Kozan'da Aile Mahkemesi kurulduğu için görevsizlik kararı verilerek dosyanın Kozan Aile Mahkemesine devren gönderildiği, davalı vekilinin süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde müvekkilinin Ankara'da çocuk ile birlikte oturduğunu iddia ederek yetkisizlik itirazında bulunduğu, yerel mahkemece genel yetki kuralı esas alınarak davalının adresinin Ankara olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Oysa dava "velayetin değiştirilmesi" davası olup, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m.382/2- b-13- 15). Bu kurala göre davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Dava, davacının oturduğu yerde açılmış, davalı da bunun aksini ileri sürmemiştir....
Somut olayda,veli olarak atanan babanın vasi olarak görevini yerine getirmediği şeklinde bir iddia ileri sürülmediği,bu haliyle eldeki davanın teknik anlamda vesayetin değiştirilmesi talebinden ibaret olduğu,nitekim ana ve/veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğumla başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile, kısıtlama nedeniyle kanunda yer alan hüküm (TMK. 419/3) gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkilerinin farklı olduğu, ikinci halde kısıtlanan ergin çocuğa atanan velinin vasi gibi olup vesayete ilişkin hükümlere tabi bulunduğu, başka bir ifade ile velinin, vesayet makamının denetimi altında bulunduğu, vesayet makamının da sulh hukuk mahkemesi olduğu, atanmış velinin görevinin sona ermesinin de velayetin kaldırılması veya değiştirilmesine ilişkin hükümlere göre değil vasinin görevden alınması veya vesayetin kaldırılmasına ilişkin hükümlere tabi olacağı anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesi görevlidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, velayetin değiştirilmesi (TMK.md.183,349,351/1) istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 27/06/2013 tarihinde kesinleşen ilamla boşanmışlar, ortak çocukların velayetleri anneye verilmiştir. Davacı baba 19/09/2014 tarihinde açtığı davayla velayetin değiştirilmesini talep etmiş, mahkemece ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine karar verilmiştir. Boşanma davasından sonra, davalı annenin çocuklara karşı velayet hakkını kötüye kullandığı, çocukları ihmal veya istismarının bulunmadığı rapor edilmiştir. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule elverişli değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi ve Nafakaların Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; velayetin kabulüne yönelik dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, yargılama sırasında, davalı kadının açmış olduğu boşanma davasında, velayetin anneye verilmesine yönelik hüküm kesinleşmiş ise de velayete ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olup kararın kesinleşmesinden sonra gelişen yeni olaylar itibari ile velayetin değiştirilmesi şartlarının gerçekleştiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı velayetin değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı taktirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemiyle dava açmış, davacının velayetin değiştirilmesi talebi reddedildiğinden bahisle kendini vekil ile temsil ettirmiş bulunan davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ise de, davacının terditli olarak açtığı davası kabul edildiğine göre davalı lehine vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir....