Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kaldırılarak velayetin anneye verilmesine, geçici velayetin de tedbiren anneye verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı annenin 11.03.2015 tarih 2014/166 esas 2015/90 karar sayılı ... 1. İcra Mahkemesi kararıyla çocuk teslimi emrine muhalefetten mahkum olduğu, velayeti kendisinde olan müşterek çocuk ...'nın babayla kişisel ilişki kurmasına engel olduğu ve Türk Medeni Kanununun 349. maddesi gereğince velayetin değiştirilmesi koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde davanın kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından; birleşen davanın kabulü yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, velayetin değiştirilmesi davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50'şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Uzman raporunda, küçük ile baba arasında dini bayramlarda yatılı olacak şekilde ve okulların yarı yıl tatilinde kişisel ilişki kurulmasının küçüğün yararına olacağı belirtilmiştir. Küçük eğitim çağında bulunmaktadır. Kesinleşen boşanma ilamında dini bayramlarda yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu gibi,yarı yıl tatilinde de kişisel ilişki düzenlenmemiştir....

        Kişisel ilişkinin genişletilmesi talebi bakımından; Tarafların 2017 yılında boşandıkları, boşanma tarihinde müşterek çocuğun 2 yaşında olduğu, aradan geçen süreçte çocuğun yaşının ilerlediği, okul çağına geldiği, bu haliyle koşulların değiştiği, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ihtiyacının ortaya çıktığı, dosya arasına alınan sosyal inceleme raporunda da baba ile çocuk arasında çocuğun eğitim ve sosyal hayatını etkilemeyecek şekilde yarı yıl ve yaz tatili dönemlerini kapsayarak yatılı kişisel ilişki süresinin uzatılarak düzenlenmesinin baba ile çocuk arasındaki ilişkinin sağlıklı bir biçimde devam etmesi için önemli olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmekle baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki sürelerinin genişletilmesinin çocuğun psiko-sosyal gelişimi bakımından üstün yararına olacağı kanaatiyle talep kısmen yerinde görülerek "gerekçesi ile; "Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davacının velayetin değiştirilmesi talebinin REDDİNE, Davacının ortak velayet talebinin REDDİNE...

        Mahkeme tarafından gerekçeli kararda,” TMK 324/2 maddesinde kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunu tehlikeye girmesi durumunda kişisel ilişki kurulma hakkının reddedilebileceği yönünde düzenlemenin bulunduğu ayrıca kişisel ilişki kurulmaması durumunun kesin hüküm teşkil etmediği, her zaman talep ve dava edilebileceği, davalı ile çocuk arasında sağlıklı her iki tarafında da menfaatine olabilecek şekilde kişisel ilişki kurulabilmesi için davacı, davalı ve müşterek çocuğu da kapsayacak şekilde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda düzenlenen danışmanlık tedbirleri bünyesinde uygulanacak tedbirler kapsamında aile bağlarının tekrardan güçlenip onarıldıktan sonra kişisel ilişki hususunun değerlendirilmesinin gerektiği (bu hususta mahkememizce yargılama devam ederken hem mahkememizce danışmanlık tedbirine karar verildiği, hem de çocuk mahkemesine bu hususta ihbarda bulunulduğu) anlaşılmış bu aşamada müşterek çocuğun üstün menfaati de göz önünde bulundurularak müşterek çocuk ile davalı baba arasında...

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin celp edilen 2020/937 Esas, 2021/228 Karar sayılı kararı ile küçükler T4 ile T5 reşit oluncaya kadar kısıtlanmasına ve kendilerine davalı Hatice Oğuz'un vasi olarak atanmasına karar verildiği, verilen kararın 16/03/2021 tarihinde kesinleştiği, davacının velayetin değiştirilmesi davasını küçüklerin vesayet altına alınmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra 18.03.2021 tarihinde açtığı anlaşılmakla; dava tarihinde küçüklerin vesayet altında olması ve davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı..."gerekçesi ile; "Davacının müşterek çocukların velayetlerinin değiştirilmesi davasını açtığı tarihte müşterek çocuklar üzerindeki velayetin kaldırılarak çocukların vesayet altına alınmış olduğu anlaşılmakla, davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine,"karar verilmiştir....

        Davacıya, boşanma kararıyla tanınan kişisel ilişki hakkının alınmasını gerektiren sebep, görüş için aldığı çocuklarını kişisel ilişki süresi sonunda teslim etmekten kaçınması ve çocukları haksız olarak alıkoymasıdır. Davacı, 13.10.2012 tarihinde gerçekleşen bu eyleminden dolayı ... 12.Sulh Ceza Mahkemesinin kararıyla cezalandırılmıştır. Başka bir ifade ile davacı davranışının sonucunu görmüş ve cezasını çekmiştir. Bundan sonra da kişisel ilişki hakkını amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanacağına, kişişel ilişki sebebiyle çocukların huzurunun ciddi olarak tehlikeye gireceğine dair dosyada bir delil ve önemli bir sebep mevcut değildir. Ana ve babası ayrı olan çocukların, ana ve babalarıyla düzenli biçimde ve doğrudan kişisel ilişki kurma hakkı, sadece çocukların değil, ana ve babanın da hakkıdır. Bu tür bir kişisel ilişki, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya engel olunabilir....

          ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 182 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli fnah-kemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde velayeti kendisine bırakılmayan çocuk ile ana ve babadan her birinin kişisel ilişki kurmasına ilişkin kararda kişisel ilişkinin yerinin sınırlandırılmaması gerekir. Bu yön gözetilmeden kişisel ilişkinin Antalya Side sınırları ile sınırlandırılması doğru bulunmamıştır. Sonuç: Temyiz olunan hükmün gösterilen sebeple (BOZULMASINA), bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.05.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi gerekir. Velayeti babaya bırakılan 2003 doğumlu... ile anne arasında anne yanında yatılı kalacak şekilde uygun kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Öte yandan kişisel ilişkinin davacı baba nezaretinde kurulması da kişisel ilişkinin amacına aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. (HUMK 438/7 md.)...

              UYAP Entegrasyonu