Bunun yanında davacının asıl talebi olan velayetin değiştirilmesi talebi yönünden red kararı verilmesi doğru olup kişisel ilişki süresinin yeniden düzenlenmesi talebinin Dairemizce kabul edilmesine karar verilmiş ise de, bu konuda davalının sebebiyet verdiği bir yargılama süreci olmadığı anlaşıldığından asıl davadaki ve istinaf aşamasındaki yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, gerekçeli kararda "Karar kesinleştikten sonra Türk Medeni Kanununun 323. maddesi uyarınca; Velayeti davacı annede olan ortak çocuklar ile davalı baba arasında iki haftada bir pazar günleri saat: 10:00 ile 17:00 arasında, dini bayramların ilk günü saat 10:00'dan saat 17:00'ye kadar ortak çocuklar yatılı alınmadan davalı babanın ortak çocukları yanına alıp görüşmesine, kişisel ilişkinin bu şekilde tesis ve devamına" şeklinde hüküm kurulmuş ancak kısa kararda bu hususta hiç hüküm kurulmayarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma...
İle anne arasında 1 Temmuz- 1 Eylül, dini bayramlardan Kurban Bayramının ilk ve son günü. yarıyıl tatilinin ilk ve son haftası olarak uzun kişisel ilişki kurulması çocuğun bedeni ve fikri gelişmesine engel olabileceği gibi babanın da velayet görevini gereği gibi ifa etmesini engelleyeceğinden daha uygun kişisel ilişki kurulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Aile Mahkemesi'nin 16/06/2020 tarih, 2019/337 Esas 2020/240 Karar sayılı ilamında özet ile; davacının velayetin değiştirilmesi ve ortak velayet talebinin reddine, davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile, davacı T1 ile müşterek çocuk Zerda Demirci arasında yeniden kişisel ilişki kurulmasına, davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, davalı lehine, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği, verilen kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafça İstinaf Kanun Yoluna başvurulmadığı, yasal süresi içerisince davacı tarafça istinaf kanın yoluna başvurulduğu anlaşılmış, davacı vekili istinaf dilekçesinde özet ile; İlk Derece Mahkemesince verilen karar da velayetin değiştirilmesi ve nafakaların kaldırılması talebinin reddi ilişkin kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının yaşadığı ortamın müşterek çocuğun yaşadığı ortamın uygun olmadığı, davalı annenin 72 yaşında annesi ve iki erkek...
(TMK m. 348) Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde nez şartlarının varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar. (TMK m. 183,349) Öyle ise, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK m. 183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi bozmayı gerektirir. 3- Velayeti babaya verilen ortak çocuk M. 12.05.2000 doğumludur. Mahkemece anne ile her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, çocuğun bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkileyebileceği gibi, babanın da velayet görevini yerine getirmesine engel olacak derecede fazladır. Küçüğün yaşı, eğitimi ve gelişimi, kişisel ilişkinin niteliği de göz önüne alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru görülmemiştir. 4- Ortak çocuk davanın devamı sırasında davalı- davacı baba yanında kalmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi, karşı dava ise velayetin değiştirilmesi, kabul edilmediği takdirde kişisel ilişki süresinin uzatılması isteklerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı yalnızca davalı-davacı baba tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup asıl dava bakımından verilen karar istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Azaltılması-Velâyetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacının velâyetin değiştirilmesi davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-ç maddesine göre çekişmesiz yargı islerinde verilen kararlar temyiz kanun yoluna başvurulamayacak olan kararlardandır. HMK'nın 382/2-b-13 üncü maddesinde "Velâyetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi” işleri çekişmesiz yargı işleri arasında sıralanmıştır....
Aile Mahkemesi'nin kararı ile boşandıklarını, çocuğun velayetinin davacının da bilgisi dahilinde davalıya verildiğini, hiç bir tehdit altında kalmadan protokolü imzaladığını, hakim huzurunda protokolü kabul ettiğini, o tarihten beri küçük çocuğa davalının bakıp büyüttüğünü, velayetin değiştirilmesi şartlarının oluşmadığını, davalının kamyon şoförlüğü yaptığını, bu nedenle evden uzakta uzun süre kalmadığını, çocuğu ile vakit geçirme imkanının her zaman olduğunu, velayet görevini gereği gibi yerine getirdiğinden açılan velayetin değiştirilmesi talebinin ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde şahsi ilişkinin yeniden belirlenmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince velayet değişikliği talebinin reddine, terditli olarak talep edilen şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin ise kabulüne karar verilmiş, velayet değişikliği talebinin reddi bakımından davacı vekili, şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi bakımından ise davalı kadın vekili kararı istinaf etmişlerdir. Tüm dosya kapsamından tarafların Konya 3. Aile Mahkemesinin 2011/709 esas 2012/279 karar sayılı kararı ile boşandıkları, kararın 17.04.2012 tarihinde kesinleştiği, ortak çocuğun velayetinin davalı anneye verildiği, davacı baba ile çocuk arasında '' her yıl davalının Türkiye'ye izne geldiği dönemde izne gelişinin ilk haftası sonu pazar günün saat 12 :00 den üçüncü hafta sonu pazar saat 12.00 ye kadar davalı anneye haber vermek kaydıyla şahsi münasebet'' kurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların velayetin değiştirilmesi taleplerinin reddi kararına yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahıkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....