Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyetin Değiştirilmesi - Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından velâyetin değiştirilmesi davasının reddi ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-karşı davalının reddedilen velayetin değiştirilmesi davası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz....

    O halde, davanın kabulü ile velayetin anneden alınarak davacıya verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.07.2015 (Çrş.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece kısa kararda: davacının davası kısmen kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedilmiş, gerekçeli kararda ise tedbir nafakasının yanı sıra "geçici velayetin anneye verilmesi ve baba ile kişisel ilişki kurulması" hususlarında da hüküm kurulması suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz....

        Asliye Mahkemesinin 25.11.2009 tarih 152964/ FARK 08-4931 sayılı 25.11.2009 kesinleşme tarihli kararının tenfizine, davalı-davacının birleşen velayetin değiştirilmesi davasının reddine, davalı-davacı baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 11.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı-davacı kadın hükümde velayetin tarafına bırakıldığının açıkça yazılmamış olması nedeni ile tavzihini istemiştir. Mahkemece tavzih talebi kabul edilmiş müşterek çocukların velayetinin davacı-davalı anneye verilmesine karar verilerek tavzih yolu ile hükme eklenilmiştir. Tavzih, yeterince açık olmayan veya içerisinde duraksama uyandıran yahut birbirine aykırı fıkralar ihtiva eden hükümlerin, açıklanması, tereddüt veya aykırılığın giderilmesi için kararı veren mahkemeye tanınan bir yoldur. Hükümde unutulan veya gösterilmemiş olan bir hususun tavzih (HMK m. 305) yoluyla hükme ilave edilmesi mümkün değildir....

          Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararda müvekkili ile müşterek çocuk arasında şahsi ilişki tesis edilmemesinin hatalı olduğunu belirtilerek verilen kararın kaldırılmasını ve müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesis edilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasına ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesince taraf delillerinin toplandığı iddia ve cevaplar çerçevesinde küçüğün velayeti konusunda nihai hükmünü oluşturarak Küçük Yusuf'un babada bulunan velayet hakkının kaldırılarak anneye verilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalının istinaf başvurusunun şahsi ilişki konusunda yapıldığı hükmün diğer kısımlarının ise istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır....

          No:) T5 ile yine aynı hanede nüfusa kayıtlı Osman ve Özgür'den olma 30/03/2010 Trabzon doğumlu (T.C.No:) T6 velayetlerinin davalı anneden kaldırılarak davacı babaya verilmesine, velayetleri davacı babaya bırakılan müşterek çocuklar ile davalı anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, velayeti kendisine bırakılan baba ve kişisel ilişki düzenlenen annenin kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi halinde çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı)" karar verilmiştir....

          Ana babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. (TMK m.323) Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba içinde bir haktır. Bu kapsamda davacı birleşen davalı baba T1'ın kişisel ilişki tesisine yönelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir....

          şahsi ilişki kurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          GEREKÇE : Davanın konusu, velayetin düzenlenmesi davasıdır. Davacı kadın istinafında, davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca yabancı mahkeme kararında anne ile çocuk arasında şahsi ilişki kurulmadığını, bu nedenle kişisel ilişkinin düzenlenmemiş olmasının da kararı hatalı kıldığını belirterek kararın kaldırılmasını, düzeltilmesini talep etmiştir. Tarafların 05/07/2012 tarihinde evlendikleri, 23/09/2012 doğumlu Emin isimli müşterek bir çocukları olduğunu, Avusturya'da 15/02/2016 kesinleşme tarihli yabancı mahkeme ilamı ile anlaşmalı şekilde boşandıkları, yine bu karar ile çocuğun velayetinin ortak velayet altında anne ve babaya verildiği, çocuğun annesi ile birlikte ikamet etmesine haftada 3 gün baba ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk lehine 250 Euro iştirak nafakasının anneye ödenmesine karar verildiği, Sakarya 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/77 E.- 2017/328 K....

          UYAP Entegrasyonu