Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle düzeltili onama hükmünün davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebine yönelik olduğunun, davacı lehine hükmedilen iştirak nafakasının ise ancak velayetin değiştirilip kendisine verilmesine ilişkin hükmün kesinleşmesi tarihinden itibaren geçerli olacağının tabii bulunmasına göre, Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle de; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da, idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu yolla hesaplanan 203.00 TL. idari para cezasının...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyetin Değiştirilmesi- Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından nafakaların kaldırılması davası hakkında verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 6100 Sayılı HMK’nın 362 nci maddesinin 1 inci fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibarıyla bu miktar “78.630,00 TL" olarak belirlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması" davası ile aynı davacı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların müşterek çocuğu ... 18.05.2001 doğumlu ve idrak çağında olup, velayet konusunda görüşüne değer verilerek hüküm tesis edildiğinin anlaşılmasına, görüşünün menfaatine aykırı olduğunu gösteren bir delil ve olgu bulunmamasına göre, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yersiz olup, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile çocuğun velayetinin anneden alınarak babaya verilmesine, kişisel ilişki tesisine, bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesine, çocuk için hükmedilen istinaf nafakasının kararın kesinleşme tarihi itibari ile kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; deliller toplanmadan karar verilmesini, çocuk dinlenmeden karar verilmesini, davanın kabulünü istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi ve geriye dönük olarak iştirak nafakasının kaldırılması talebidir. Davacı, dava açarken 54,40TL başvurma harcı ile 54,40TL peşin harcı yatırdığı, geriye dönük olarak iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik harç yatırmadığı görülmüştür. Harçlarla ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir....
Aile Mahkemesi'nin 2022/301 Esas sayılı dosyası ile davalının açmış olduğu velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talepli davanın derdest olduğunu, davalının yeniden bir evlilik yaptığını, bu evlilikten bir çocuğunun bulunduğunu, maaşının asgari ücret seviyesinde olduğunu, davacının çalışabilecek durumda olduğunu, hatta belki hali hazırda çalışıyor dahi olabileceğini, nafaka artırım talebinin yerinde olmadığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; Aksaray 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından dava dilekçesi ile müşterek çocuğun velayeti ve iştirak nafakası talep edilmiş yerel mahkeme tarafından tensiben iştirak nafakasına ilişkin talebin tefrikine karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...aşamadaki benzer vakıaları tekrar ile yoksulluk nafakasının kaldırılması kararının yerinde olmadığını-çocuk için belirlenen miktarın az olduğunu-aleyhlerine yargılama giderleri ve ücreti vekalete hükmedilemeyeceğini-diğer tarafın davasının reddi kendi davalarının kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE;Dava;davacı-davalı erkeğin davasında yoksulluk nafakasının kaldırılması,kadının karşı davasında ise yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması ile gelecek yıllardaki artış oranının belirlenmesi talebinden ibarettir. İnceleme HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda re'sen yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl davada nafakanın arttırılması, karşı davada yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, karşı davada yoksulluk nafakasının kaldırılması, asıl davada iştirak nafakasının artırımı ve yardım nafakasına hükmedilmesine yönelik olarak verilen hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Asıl dava aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasının 200,00 TL’ye, müşterek çocuklar için 200,00’er TL ödenen iştirak nafakalarının ise çocuk ... için aylık 400,00 TL‘ye dava tarihinde reşit olan ... için 400,00 TL’ye artırılarak yardım nafakası olarak ödenmesi istemlerine ilişkin iken; karşı dava ise, yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2018/884 Esas sayılı dosyası ile velayetin değiştirilmesi davası açtığını, davalının boşanmalarından sonra Aydın Nazilli ilçesinde 1 adet apartman dairesi satın aldığını ve bu evden kira geliri elde etmekte olduğunu, davalının söz konusu velayetin değiştirilmesi sırasında Adliye Sosyal Hizmet Görevlisi ile yaptığı görüşmede bir işte çalıştığını ve çocuklarını hafta sonları gördüğünü doğruladığını, kendisinin bu dönem içerisinde yoksulluk nafakasının kesilmesini önlemek amacıyla birkaç işyerinde sigortasız olarak çalıştığını, bu nedenlerle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, yargılama giderlerinin ve avukat tutması halinde vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ayrıntıları Hukuk Genel Kurulun 09/05/2018 tarih ve 2017/2- 1899 esas ve 2018/1052 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; velayetin değiştirilmesi sonucu çocuğun kişiliğinin ve mallarının korunması, yine çocuğun temsili konusunda Kanunun ana ve babaya yüklediği görevlerin ve hakların kendisine velayet verilen ana ya da babaya geçtiği, bu bağlamda TMK'nın 182/2. maddesi gereğince diğer taraftan iştirak nafakası talep edebilmek için velayet hakkına sahip olmak gerektiği, mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı da ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin de velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi olacağı, velayet kendisine bırakılmamış olan tarafın fiilen çocuğa bakması durumunda nafakaya hükmedileceğine ilişkin bir düzenleme de mevcut olmadığına göre, mahkemece tedbir nafakası talebinin reddinde isabetsizlik bulunmamaktadır....